28 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Vehbi HORASANLI

Ergenekon: Buzdağının görünen kısmı


A+ | A-

Balyoz darbe planı ile ilgili olarak yüzün üstünde muvazzaf ve emekli subay hakkında tutuklama emri çıktı. Ne yazık ki bunların neredeyse yarısı Bahriyeli, yani Deniz Kuvvetleri mensubu.Tutuklama listesine bakınca içim ürperdi, zira bunlardan en az 20 kişiyle beraber görev yapmıştım. Bazı subayları görmek benim için büyük bir sürpriz oldu. Onların böylesine iğrenç bir çete suçlaması ile karşılaşacakları aklımın ucundan bile geçmezdi. Görebildiğim kadarıyla dine ve dindarlara karşı olumsuz bir yanları da yoktu. Hatta ailesi çok dindar olan kişileri biliyorum. Fakat maalesef mevki ve makam hırsı insanı canavar bir mahlûk haline getirebiliyor. İşte bunun en büyük delili, bu tutuklamalar listesi.

Şu an İzmit’te müze olarak bulunan ve unutamadığım bir çok olayın gerçekleştiği gemide, yaklaşık olarak yedi yıl hizmet ettim. Bahriyede bir subayın bir gemide bu kadar kalması pek nadirdir. Hatta üç defa görev değişikliğim oldu, fakat başka gemiye değil de hep aynı gemiye tayin olmuştum.

Şimdi bunun sebebini gayet iyi anlamaya başladım. Zira beni denge unsuru olarak görüyorlardı. Teğmenliğimin ilk yılında soruşturma geçirmiştim. Bahriyeli öğrencilere namaz kılmaları ve Said Nursî’nin kitaplarını okumalarını tavsiye ettiğim için suçlanmıştım. Bu konudaki detaylı bilgileri “Bahriyede 15 Yıl” isimli kitabımdan takip edebilirsiniz. Benim “radikal bir dindar” olarak soruşturmalara uğramam ve buna mukabil pervasızca hareket etmem birçok insanın gözünü korkutmuştu. Daha gemiye tayin olmadan namım yürümüş özellikle aşırı solculuktan şüpheli ve sakıncalı olanlar bana karşı çok dikkatli davranıyor olmuştu.

Benim de görev yaptığım savaş gemisi ne hikmetse sakıncalı subaylarla doluydu. Bunu gemide çok fazla kişi bilmiyordu, fakat ek görev olarak yaptığım personel subaylığı dolayısıyla bunlardan haberdardım.

İşin ilginç tarafı şimdilerde Ergenekon ve Balyoz çetesi suçlamaları ile gündeme gelen kurmay albaylardan iki tanesi benim yardımcı subaylığımı yapıyordu.

Silâh elektronik subayı iken ilk yardımcı subayım efendi birisiydi. Onunla kısa bir dönem görev yaptık, fakat daha sonra yerine gelen subay pek sağlam ayağa benzemiyordu. Subaydan çok çete mensubu üyesine benziyordu.

Benim namazlarımı açıktan kılmam ve düşüncelerimi kimseden çekinmeden söylemem belli ki bazılarının gözünü korkutmuş. Zira görevim boyunca dinî konularda en küçük bir edepsizlik yapıldığını görmedim. Bilâkis benim yanımda gayet saygılı ve demokrat davranırlardı.

Bir defasında şimdi amiral olan silâh subayı, bu durumdan rahatsız olmuş, bana bir kumpas kurmuştu. Gemide oynatılması yasak olan iğrenç bir filmi oynatırlarken beni de kâğıt oynamaya dâvet etti. Ben de keyfimi bozmadan ve filme karşı sırtımı dönmüş olarak oyun oynuyordum. Filmi seyredenlere hakarete yakın sözler sarf ettim. Yaşı benden büyük olan subayların bir kısmı yapmış oldukları terbiyesizlikten dolayı utandı, hatta kendileri de bizzat itiraf ederek böylesine iğrenç filmlerin gemide oynatılmasına karşı olduklarını söylediler.

Benim için yürütülen kumpas tam tersi bir etki yapmış gemideki her türlü iğrenç filmlerin ortadan kaldırılması için çalışmalar başlamıştı. Nöbetçi subayları dinlenme salonlarına olmadık zamanlarda baskın yapıyor ne kadar kaset varsa toplayıp imha ediyorlardı.

Her ne ise, şimdi daha iyi anlıyorum ki, gemimizde sayısı bir hayli fazla olan Marksist orijinli cuntacı subaya karşı bir denge unsuru olsun diye başka gemilere tayinimi çıkarmıyorlardı. Bunların çoğu, daha sonra komünizmin çökmesi neticesinde bu çete faaliyetlerini bırakmak zorunda kaldı.

Bir kısmı iyi bir subay olurken çetecilikten hoşlananlar ise, işte bu “Ergenekon” darbecilerinin safına katıldı. Kimseyi bizzat takip etmediğim için sonra ne yaptığını ve ne hallere girdiğini tam olarak bilmiyorum. Zaten 1997 yılında Şûrâ kararı ile ordudan ayrılmak zorunda kaldım. Aradan geçen bunca zamanda neler olup bittiğini okuyucularım gibi işte bu mahkeme safahatından ancak öğrenebiliyorum.

Lâkin, hâlihazırda gün yüzüne çıkanların buzdağının görünen yüzü olduğunu düşünüyorum. Zira öğrencileri ve subayları yönlendiren cuntacıların elebaşları olan kişilerin isimlerine hâlâ rastlayabilmiş değilim. Buna mukabil ne kadar saygılı veya iyi olarak bildiğim subaylar varsa, sanık olarak mahkemeye gidiyor. Burada bir “Çapanoğlu” var, bakalım adalet sistemimiz ve hükümet bunu çözebilecek mi?

Rabbimden bu cefakâr milletimize merhamet etmesini ve darbeler yaparak ülkemizi yıllarca geri götüren çetecileri, hem bu dünyada hem de öte dünyada zelil ve perişan etmesini diliyorum.

28.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.07.2010) - Kardak krizinin aslı neydi?

  (20.07.2010) - Kardak krizi ve hatırlattıkları

  (13.07.2010) - Sovyet İmparatorluğunun çöküşü

  (12.07.2010) - İnternetteki ses kaydı

  (10.07.2010) - Profesyonel ordu pahalı mı?

  (02.07.2010) - Denizcilik ve Kabotaj Bayramı

  (01.07.2010) - Esaretin bedeli

  (23.06.2010) - Evlâdım sağ salim dönecek mi?

  (22.06.2010) - İki Darbe Arasında

  (28.05.2010) - Gökyüzünün havaî fişekleri


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.