"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asıl şeref ve üstünlük

04 Kasım 2025, Salı
2009 YILINDA VEFAT EDEN YAZARIMIZ ŞABAN DÖĞEN’İ RAHMETLE YAD EDİYORUZ.

Şaban Döğen'e Rahmet duası ile...

***

Atâ bin Ebî Rebah, tabiînden Yemenli büyük bir âlimdi. Halife Abdülmelik döneminde hacca gitmişti. Mekke’de halifeyle görüştü. Ona bir âlimin şanına yakışır tarzda adaletli davranmak, halkın ihtiyaçlarını karşılamak konusunda öğütlerde bulundu.

Bunu büyük bir olgunlukla karşılayan Halife Abdülmelik, “Ey Ata, öğütlerine uyacağım. Yalnız gördüm ki hep başkalarının ihtiyaçlarından söz edip durdunuz. İyi güzel de, sizin hiç ihtiyacınız yok mu? Kendiniz için de bir şeyler istemez misiniz?” dedi.

Atâ bin Ebî Rebah’ın cevabı gayet netti: “Ben size sadece Müslümanların ihtiyaçlarını arz ettim. Kendi arzu ve ihtiyaçlarımı ise sahibim ve malikim olan Allah’a arz ederim.”

Nice insan makam ve mevki sahiplerinden bir şeyler kapmak için etraflarında dört döner. Ama Atâ bin Ebî Rebah değil şundan bundan, sultandan bile bir şeyler ummamaktaydı. Bu istiğna, bu gönül tokluğu takdir edilecek bir özellikti. Büyük bir şerefti, faziletti. Herkese, hele âlimlere daha da yakışmaktaydı. Bunu gören Padişah onu tebrik ve takdir etmekten kendini alamadı ve “İşte asıl şeref ve fazilet! Seni yücelten de bu özelliğin değil midir?” dedi.

Her şeyin sahip ve maliki Allah’tır. Allah’a inanan, O’na gönülden bağlanan her şeyi bulabilirdi. Yeter ki O’na yönelsin, O’ndan istesindi. Allah’a kul ve hizmetkâr olan başkalarına tenezzül etmemeliydi. Mektûbat’ta, “Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tezellül edip minnet çekme. Onlara temellûk edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultanı Kâinat birdir. Her şeyin anahtarı O’nun yanında, her şeyin dizgini O’nun elindedir; her şey O’nun emriyle halledilir. O’nu bulsan her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun”1 denilmiyor muydu?

Büyük bir şeref ve üstünlüktü bu. Atâ bin Ebî Rebah da her şeyin anahtarı yanında, her şeyin dizgini elinde olan Allah’tan istiyordu isteklerini, ihtiyaçlarını. Sonsuz güç sahibi Allah yaratıklarının rızkını verir, isterse yoktan yaratır, bağışlar; ummadığı, ulaşamadığı ve eli yetişmediği yerlerden rızıklandırırdı onu. O’ndan başka rızık veren yoktur.

Bu inancı gönlünün derinliklerine nakşeden Atâ bin Ebî Rebah gibiler hiçbir zaman kimseye minnet etmemiş, boyun bükmemiş, Allah’a yönelmesini bilmiş ve huzur dolu bir iklimde yaşamışlardır. 

Şaban Döğen

(Yeni Asya, 26 Temmuz 2008)

Dipnot:

1. Mektûbât, s. 219.

Okunma Sayısı: 316
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı