Yaz döneminde geçici ikametgâhımızda Yeni Asya’ya ulaşabilmek için yakındaki bir marketten ısrarla ricacı olduk.
Markete iki dağıtım şirketinden sadece birinin dağıttığı gazeteler geliyormuş. “Yeni Asya bize gelebilenler arasında yokmuş” dediler. Israr edince “çaresine bakalım” dediler ve Yeni Asya’yı getirebilmek için diğer dağıtım şirketinin gazetelerini de getirmeye başladılar.
Dönüş öncesinde Yeni Asya’yı bizden sonra düzenli alacak bir okuyucu bulmuştuk. Marketteki görevli bayana bu haberi vermek için konuştuğumuzda o da bize ilginç bir bilgi verdi.
“Hocam, sizin Yeni Asya ile birlikte muhalif başka gazeteler de geliyor ya. Son zamanlarda iktidara yakın gazeteler neredeyse hiç satmaz oldu. İnsanlar artık genellikle muhalif gazeteleri alıyorlar.”
Hep yazıyorduk:
- Cin şişeden bir kere çıkınca bir daha geriye girmez. Girmiş gibi de yapsa!
- Hürriyet meşalesi öyle bir yakıcı ateştir ki bir kere yandıktan sonra artık sönmez ve söndürülemez. Korkularla zayıflar, küllenmiş gibi olur, ama sönmez ve söndürülemez.
- “Muhalefet suçtur, muhalefet tehlikelidir” gibi söylemlerin ömrü hep kısa olmuştur. Zira muhalefet meşrûdur ve samimî bir hizmet biçimidir.
Şimdi ve her zaman, önemli olan, muhalefetin doğru zeminde ve doğru amaçlarla yapılması.
Gazetelerin ve gazetecilerin demokrat ve cesur olması şimdi her zamankinden daha fazla kıymetli. Bu devirde, sadece övgü ile yetinen medyanın artmasının da etkisiyle bakışlar şaşılaşıp sığlaştığından, olaylara eleştirel bakabilen medyaya her zamankinden fazla ihtiyaç var. Ama elbette edeplice. Bizdeki muhalif gazetelerin çoğu ise maalesef hem üslûp ve hem de niyet açısından iyi durumda değiller.
İktidarı sadece öven yandaş medyanın bir kısmının en garip hali, iktidar övgüsünü ileri götürüp, iktidarı eleştirenlere “iktidar hesabına” hücum etmeleri. Bu haksız ve gereksiz hücum yayını, onların varlıklarını anlamsız hale getirmekten başka, bir de, onların güvenilirliğini de azaltıyor.
Tirajları bu yüzden düşüyor.
Bir zamanlar devlet kurumlarında ve umuma açık yerlerde, “okunmayan, ama çok dağıtılan” bazı gazeteler görünürdü.
Biz de bu haksız tiraj meraklısı tarzı eleştirirdik. (İki yazımızı hatırlatalım. Tarihlere dikkat!):
http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/tezgah-alti-gazeteler_302201
http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/tiraj-topuzu-kalem-nuruna-karsi_214069
O eleştirilerimiz bu gün de geçerlidir. Zira şimdilerde de bazı gazeteler “çok dağıtılıyor” ama neredeyse hiç okunmuyor. (Aynı gazetelerin televizyon kanallarının çok gibi görünen bedava seyircisinin varlık sebebi ve biçimi ayrıca sorgulanıp değerlendirilmeli).
Ne demişler: “Mübalâğa zemm-i zımnîdir.” Yani mübalâğalı övgü gizli karalamadır.
Hem ne demişler: Parayla saadet olmaz.