Diyanet İşleri Başkanı M. Ali Erbaş, -hangi saik ve nasıl bir zorlama ile bilmiyoruz- “İsâ (as) öldü!” diyerek büyük bir skandala imza atmış! Oysa Kur’an’da (Diyanet mealine göre de) Hz. İsâ’nın (as) ruh ve bedeniyle, diri olarak semaya yükseltildiği beyan edilir:
“Allah elçisi Meryem oğlu Îsâ Mesîh’i öldürdük” demeleri yüzünden... Hâlbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bu konuda tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta zanna uyma dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmemişlerdir. Bilâkis Allah onu kendine kaldırmıştır...”1
Aynı şekilde, bazı önemli âlimler bile Hz. Hızır (as) hayatta olduğunu kabul etmiyorlar! Esas olan Kur’ân’ın, Hadisin ve ulemanın çoğunluğunun söyledikleridir. Kur’ân’da mealen, “Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.”2 diye ferman edilir. İlim sahipleri kimlerdir? (Mealen) “Verrasihune fil ilmi/ İlimde derinlik sahibi…”3 ve Nisâ Suresi, 59., 83, 125.’ci âyetlerine göre de uzman, otorite olan “müctehid ve müceddidlerdir.” Hadis-i şerifte ise, “Muhakkak ki Allah, bu ümmete her yüz sene başında dinini yenileyen bir müceddid gönderir.”4 hadisi de onlara yönlendirir.
O halde sorularımızı sıradan ilim sahiplerine değil, hadis-i şerife, “ilimde derinlik sahibi” olan müceddid ve müçtehitlere soracağız. İsâ’nın (as) ölmediği, Kıyamet kopmadan Semadan bedenen de indirileceğine dair onlarca hadisten birisi şöyle: “Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsâ’nın (as) inmesi...”5
Kur’an’ın emrine uyarak Bediüzzaman’a da soruyoruz: “Hazret-i Hızır Aleyhisselâm hayatta mıdır? Hayatta ise, niçin bazı mühim ulema hayatını kabul etmiyorlar?”
“Elcevap: Hayattadır. Fakat merâtib-i hayat beştir. O, ikinci mertebededir. Bu sebepten, bazı ulema hayatında şüphe etmişler…
“Üçüncü tabaka-i hayat: Hazret-i İdris ve İsâ Aleyhimesselâmın tabaka-i hayatlarıdır ki, beşeriyet levazımatından tecerrüdle, melek hayatı gibi bir hayata girerek nuranî bir letâfet kesb eder. Âdetâ beden-i misalî letâfetinde ve cesed-i necmî nuraniyetinde olan cism-i dünyevîleriyle semâvatta bulunurlar. ‘Âhirzamanda Hazret-i İsâ Aleyhisselâm gelecek, şeriat-i Muhammediye (asm) ile amel edecek’6 meâlindeki hadisin sırrı şudur ki…”7
Dipnotlar:
1-Nisâ Suresi, 157.; 2-Nahl Suresi, 43.; 3-Al-i İmran Suresi, 7.; 4-Ebû Dâvûd, Melâhim, 1.; 5-Müslim, Kitabü-l Fiten: 39.; 6-Buhari, Mezâlim: 31; Büyû’: 102; Müslim, Îmân: 242, 343; İbni Mâce, Fiten: 33.; 7-Mektûbât, Enst./intr., s. 11.