Üniversiteli bir genç, IQ ve aklı yüksek, çalışkan, ilmi birikimi geniş mütemadiyen okuyup araştıran bilim adamı Prof. Dr. Celal Şengör’e, “Ben Hz. Adem’den (as) geldiğime inanıyorum ve insan kalmak istiyorum!” dedi. Ona, “Arkadaşım, sen niye inanıyorsan inan. Ama, sonunda insanlığı açlıktan din değil, bilim kurtaracaktır!” dedi.
Aslında sorgulanan, araştırılan, tetkik ile tecrübe edilen her şeyin bilim olduğunu bilir. Nasıl olur da Kur’an ile Hadisin akıl, sorgulama yani bilime yönlendirdiklerini fark etmez? İlk inen Alâk Suresinin ilk beş ayetlerin meallerine bakınız:
Allah ilk emrinde “Hemen Bana secde et!” demiyor; “İkra! Oku!” diye emrediyor 3. âyette “Oku!” emri tekrarlanır. 4. âyette kalem ve yazmanın önemi vurgulanır. 5. ayette, bilimin, bilmenin önemi nazara verilir. Bir riaveyete göre ilk inen 2. sure, “Kalem!” Suresidir ve kalem üzerine yemin edilir.
● Keza, Kur’an’da akıl, okuma, tefekkür, ilim, hikmet, gözlem, tetkik, kitap, kalem, vs. üzerine 780’i aşkın âyet var: Düşünün. (Sebe’ Sûresi, 46.)
●Hâlâ düşünmez misiniz? (En’âm Sûresi, 80; vd.)
● Onlar hiç düşünmezler mi? (Nisâ Sûresi, 82; Muhammed, 24.)
● Farkında değiller. (En’âm, Sûresi, 26.: vd.)
● “De ki; size sâde bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer, birer birer kalkıp (huzurunda) durun, sonra iyi düşünün!” (Sebe sûresi, 46)
● Aklı kullanıp anlamazlar. (Bakara Sûresi, 170, 171.)
● Bakmazlar mı? (Gàşiye Sûresi, 17.)
● “Bundan ibret alın ey basiret sahipleri!” (Haşir Sûresi, 2.)
● Biliyorlar.” (Bakara Sûresi, 75.)
● Akıllarını kullanıyorlar.” (Bakara Sûresi, 164) “Onlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bakıp ibret almazlar mı? Sen hatırlat. Zira sen sâdece bir hatırlatıcısın.” (Gâşiye sûresi, 17-21)
● “Allah’ın kulları arasında O’ndan korkan, ancak bilginlerdir. Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar.” (Fatır Suresi, 27-28.) “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” (Rum Suresi, 42.) Bu ve benzeri manaları nazara veren en az 12 ayet mevcuttur. Prof. Şengör, bir konuşmasında da şöyle dedi: “Ben Kur’an’ı okudum, İngilizcesini de okudum…” Aslında Kur’an’ı sadece mealinden değil, fen, sosyal, manevi ilimlerle harmanlanan yüksek akıl, mantık, ilim ve tefekkür tefsiri Risale-i Nur’u da okumalı. Ki, bu toplumun içinden çıkan ve ona hizmeti düşünen -neye inanıyorsa inansın- Kur’an ve çağdaş tefsiri Risale-i Nur’u okumak zorunda. Bilimin izzet ve şeref bunu gerektirmiyor mu?