"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kurbağanın gözü ve adalet suyu (2)

Ahmet BATTAL
13 Ağustos 2025, Çarşamba
Dün metnini verdiğimiz AYM kararını incelemeye devam…

Bu konulardaki duruşumuzu ve değer yargılarımızı görmek isteyenler, Yeni Asya Neşriyattan 2020’de çıkan “15-20 Temmuzların İlacı Adalet ve Hürriyet” adlı kitabımıza bakabilir. .

AYM, Gülen Grubuna mensubiyetini 2015’te de sürdürmüş olan ve fakat 15 Temmuz sonrasında “cemaatçi olduğu” için değil "Fetöcü” olduğu gerekçesiyle cezalandırılan Ramazan Topuz’un (vekili Av. Emine Tuğcu vasıtasıyla) 2018’de yaptığı bireysel başvuruyu, ba’de harabil basra, geçen Kasımda nihayet karara bağlamış ve önemli sonuçlar açıklamış. 

Başkan Hasan Tahsin Gökcan, üyeler Recai Akyel, Yusuf Şevki Hakyemez, İrfan Fidan ve Yılmaz Akçil’den oluşan “Birinci Bölüm”ün 37949 sayılı kararını raportör Ceren Sedef Eren yazmış. 

AYM, bu kararla, içinde bir yerlerde bir suç örgütü de olabilecek bir muhalif cemaatin cemaat boyutuna mensubiyeti gösteren soyut delillerle hiç kimseye terör örgütü üyesi muamelesi yapılamaz, diyor. Cezalandırma için somut bir suçun işlendiği ispat edilmelidir de diyor… 

Ama Anayasa Mahkemesi aslında ikircikli tavrını da sürdürüyor. AİHM’in kararlarındaki hukukî doğruların ancak bir kısmını kabul ve tasdik etmiş. (Kalanı da “şartlar olgunlaştığında” gelecektir). 

AYM kararında da zikredilen “örgütün nihaî amacı” meselesi bugüne kadar -görebildiğimiz kadarıyla- yargı çevrelerince her nedense sorgulanmamıştır. 15 Temmuz hain kalkışması bir amaç olarak kast ediliyorsa yanlıştır. Zira darbe bir nihaî amaç olamaz, darbe ancak siyasî iktidarı elde etmek için elbette gayr-i meşru- bir araç olabilir. Ve bu yapının, en azından 17-25 Aralık 2013’ten önce, planlanacak bir darbeyle ilişkilendirilebilecek bir yapılaşma olabileceğini düşünmek dahi kolay değil. 

Bu yapının nihaî amacının “sızma yoluyla devlette kadrolaşmak” ve bu yolla devleti ele geçirmek olduğu iddia edilebilir. Ancak bu da fevkalade tehlikeli bir söylemdir. Zira bu doğru kabul edilirse 2002’de bu “cemaat”in büyük desteğiyle iktidar olan AKP’nin, aralarındaki işbirliğinin sürdüğü 2013’e kadarki bütün milletvekilleri ve bakanları ile üst düzey bütün bürokratları da “kadrolaşmaya iştirak suçu sebebiyle” bu suçun ortağıdır demektir. 

AYM 2018’deki bu başvuruya dair bu noksan kararını o yıl ve bu şekilde verebilseydi emsal sayılacaktı ve yargının alet edildiği çok zulümler olmayacaktı. 

Bu karardaki ilkeler bugüne kadar AYM’den de geçerek AİHM’e gitmiş olanlar dahil bütün "Fetöcü” dosyalarına uygulansa eminiz ki ceza alanların yüzde doksanı beraat edecektir. Haydi doksan değil de seksen olsun! 

Devletten ve devlete itimat eden fertlerden hain damgası yemiş olan bu masumların hakkını kim nasıl iade edecek?

Yargıtay AİHM’in Yüksel Yalçınkaya pilot kararı ile başlayan ve süren adil yaklaşıma uygun bir yeni içtihat geliştirmemekte ısrarlı. Siyasetin hatırına. 

Çare için teklifimiz şudur: 

AYM daha önce incelediği ve “ihlâl yok” dediği bütün dosyaları, bu karardaki ilkeler çerçevesinde, gerekirse resen ve yeniden inceletsin ya da incelesin. 

Yoksa her bir üyesinin ve her bir hâkiminin vicdanen vebali büyük.

Biz sadece yazabiliyoruz…

Okunma Sayısı: 755
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih baş

    13.8.2025 00:13:03

    Müslümanlık nerede bizden geçmiş insanlık bile Alem aldatmaksa maksat aldanan yok nafile Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir. Mehmet Akif Ersoy

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı