"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eylül yaprakları

Armağan Bahtiyar
23 Eylül 2016, Cuma

1

Eylül geçip gidiyor; savurup sarışınlığını!

Bir aşk mektubu gibi; ağlamaklı...

Bir çocuk belki de bestede, tuvalde, şiirde...

Bu ne kadar ayrılık, bu ne kadar aşk!

Aşk olsun Eylül!

2

Eylül... Gülü açılıyor ayrılıkların.

Yaz gölgeleri çekilip gitti.

Ölümün sarı rengine bürünmede âlem.

Vedalar çığlığın öteki adı mı?

3

Eylül... Vedaların bunca hevesi...

4

Eylül’e “Eylül” desem; Eylül sığmaz Eylül’e!

Bir adı, ikindi meselâ... Bir adı, ayrılık...

Eylül... Bütün vedalarda; biraz daha tanıdık...

5

Eylül... İkindi renkli ay, veda bakışlı...

Eylül... Altın nakışlı...

Ayların en çocuğu, en kırılganı...

6

Ne o? Sonbahar mı?

Ne bileyim; hüzünlü gülüşü var da bahçelerin!

7

Ve Eylül... Kalbim titrek bir mevsim...

8

Oralarda da ikindiler var mı; vedalar var mı oralarda!

Bir yumru gibi hüzün; gelip oturur mu oralarda da!

9

Sonbahar; biraz sakin, biraz ağlamaklı... 

Epeycesi ayrılık; rengi: ikindi sarısı...

Ayvanın yendiği mevsim!

10

Ha batan gün, ha biten ömür...

Vedalar çok telâşlı anne!

11

Eylül bir hatıra gibi geldi!

Çok tanıdık bir yüz; ölüm kokulu ay...

12

Günler hızla akıyor; takıyor alnıma çizgiler.

Nereye gitsem ayrılık, nereye gitsem ölüm...

13

Mevsimleri unuttuk; günlerin gürültüsünde.

Sonbahar: “Bana bak!” diyor.

Meyveler bir hüzün gibi gülüyor.

Kim giriyor tefekkürün kanına!

Uzun emeller kör ediyor ölümü.

Ölüm herkesin adresini {ezbere} biliyor!

14

Eylül... Çok  belli; bir çocuk gibi sokulgan...

Bir âşık gibi sıkılgan; veda bakışlı sevgili...

Eylül... Çok belli; ağlıyor.

15

Ah, kuşlar nerdesiniz; bu yağmur vakti?

Ve takvimler Eylül; hüznü gibi tebessümlerin...

16

Eylül... Yakama yapışık gibi...

Sokuluyor incecik yanlarıma;

Bana âşık gibi!

17

Ezan ve yağmur sesleri... 

Yatsı... Eylül yapraklarının hüznü...

Nereye bu vedalar, nereye bu soru işaretleri?

18

Yine sonbahar... Yine rüzgâr... Yine yapraklar...

Yine hüzün... Yine veda... Yine yağmur...

Mevsimler; hayata ve ölüme dair...

19

Zulmün de bir sonu var; mevsimler gibi...

Sonbahar, kışa bırakır yerini; ilkbahar yaza...

Bildiğin şeyler; biliyorum da; 

Biraz daha eğil diye “yazı”ya...

20

Burada da rüzgârlar, mevsimler var;

Bildiğin sonbaharlardan değil...

Bu yeni bir mevsim, yeni bir serinlik...

Her nefes, her mevsim, her şey ilk...

Okunma Sayısı: 1924
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayşe Çelik Uzun

    23.9.2016 13:06:07

    Hayatımda hiç bir sonbahar böyle olmadı.Güz yaprakları gibi itibarım yerlerde, umutlarim yerlerde .Eylül. ..Rabbim Rabbim

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı