"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Makalesi PNAS'ta acil yayımlanmıştı: Sancar'dan kainat kitabındaki yeni keşfine ilişkin ilk açıklamalar

24 Ağustos 2022, Çarşamba 14:09
ABD’de yaşayan Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, laboratuvar deneylerinde çok sık kullanılan EdU adlı bir molekülün, özellikle beyin kanseri tedavisinde kullanılabileceğini keşfetti.

Sancar’dan büyük bir keşif daha

Sancar, ABD’nin en saygın bilim dergilerinden Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde (PNAS) acil yayımlanan makalesindeki buluşuyla ilgili konuştu.

EdU molekülünün 2008 yılından beri moleküler biyolojide en fazla kullanılan kimyasal maddelerden biri olduğunu belirten Sancar, “Bana Nobeli kazandıran DNA onarım mekanizmasını çözmek için 10 yıl çalıştım, basit bir şey bulmak için. Bu çalışmayı ise ocak ayında başlattık, şubat ayında anormal bir şey olduğunu fark ettik, bunun hücreyi öldürdüğünü fark ettik.” diye konuştu.

Sancar, aynı ay bir program için Türkiye’ye gittiğini ve dönüşte 10 kişilik ekibi ile deneylere devam ettiklerini kaydederek, “Çünkü daha bir iki deney yapmıştık, pek emin değildik, döndükten sonra bu işe devam ettik. Bütün kontrolleri yaptık ve bunun kesinliğini ispat ettik. Ve hücreleri nasıl öldürdüğünü gördük.” dedi.

Hücre kültürüne konulan EdU’nun hem normal hücreleri hem de kanser hücrelerini öldürdüğünü birkaç yıl önce bilim insanlarınca bulunduğunu ifade eden Sancar, ancak bunun sebebini bulamadıkları için bu konudaki çalışmalara devam edilmediğini aktardı.

Sancar, EdU’nun özellikleri ile ilgili konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu kimyasal madde EdU’nun diğer özelliği de 'blood brain barrier' diye bi şey var, 'kan beyin seddi' diye Türkçeye çevirebiliriz, ilaçların çoğu kandan beyin dokusuna geçemiyor. Mesela kanserli hastaların yüzde 80’ninin tedavisinde kullanılan cisplatin adlı ilaç bu bariyerden geçemiyor, o bakımdan beyin kanserleri bununla tedavi edilemiyor. Bu EdU kolayca hiç sorun olmadan (beyne) giriyor. Biz de bu iki şeyi bir araya koyduk, bu kanser hücresini öldürüyor beyne kolayca giriyor. Normal beyin hücreleri DNA sentezi yapmadıkları için bu kimyasal maddeyi DNA’larına koymuyorlar ama kanser hücreleri devamlı çoğaldıkları için DNA sentezi yapıyor ve EdU’yu DNA’larına alıyorlar. Sonra (hücredeki) ekzisyon onarım onu çıkarıyor, tekrar koyuyor, tekrar çıkarıyor, sonunda kör bir döngü oluyor ve hücre ölüyor.”

Buluş, önce fareler üzerinde sonra gönüllü hastalarda denenecek

Tam açılımı "5-ethynyl-2-deoxyuridine" olan EdU’nun normal DNA’da bulunan timin sentetik bir şekli olduğu bilgisini veren Sancar, diğer moleküllerle aralarındaki farkın çok az olduğunu, DNA’nın da bu farkı göremeyerek EdU'yu içine aldığını belirtti.

Sancar, buluşla ilgili gelinen noktadan sonraki süreç için de şunları kaydetti:

“Böyle bir duruma gelince, takip edilecek yol, önce farelerde denersiniz, farelerde olumlu sonuç alırsanız gönüllü insanlara geçersiniz. Biz fare deneyi yapan beyin kanseri bir profesör ile anlaştık, onunla kasım veya aralık ayında birlikte fare deneylerine başlayacağız. Eğer farelerdeki beyin tümörünü öldürebilirsek sonra insanlara geçeceğiz.”

Fare deneylerinin bitmesinin 2 yıl alabileceğini belirten Sancar, bu araştırmaların genellikle uzun ve pahalı olduğunu ve çoğu zaman da sonuç vermeyebileceğine işaret etti.

Sancar, şu aşamada bu buluşun insan tedavisinde başarı oranının yüzde 3 olarak gördüğünü kaydederek, kanser hastalarına da “Mesajım şu, iyimser olun, şimdiki imkanlarla en iyisini yapmaya çalışın.” diye seslendi.

Türkiye’de bu konuda başarılı tedaviler yapıldığını vurgulayan Sancar, şöyle devam etti:

“Bir hastanın babası kızına yapılan müdahalelerin özetini bana gösterdi. Bizim Türk doktorları cerrahi alanda Avrupa'nın birçok ülkesinden, ABD’nin birçok eyaletinden çok ileride, çok başarılı ve modern ameliyatlar yapılabiliyor ve başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu bakımdan iyimserliğe devam edin. Fakat bu EdU şu an kullanılacak safhada değil, inşallah olumlu sonuç alırız, Türkiye’mize, halkımıza, insanlığa faydalı bir şey yapmış oluruz.”

“Bu dünyaya gelmişiz, iyi bir şey bırakıp göçüp gideceğiz”

Aziz Sancar, 75 yaşına rağmen hala bu kadar azimle çalışmasının sırrına dair soruya da şu cevabı verdi:

“Bu tür sorulara cevabım şu. Biz Türkler kavga etmeyi çok severiz, ben bunu yapmamaya söz verdim ve yapmıyorum. O bakımdan Türk gençlerine genellikle, Türk insanına benim mesajım: Aman kardeşim kavga etmeyi bırakın, birbirinizi tenkit etmeyi bırakın, hele bu sosyal medya çıkalı milletin işi gücü birbirine sataşmak oldu. Ben sosyal medyayı bir ara arkadaşların zoruyla kullandım, baktım bunun faydadan çok zararı var, onu da kullanmıyorum. Bu dünyaya gelmişiz, iyi bir şey bırakıp göçüp gideceğiz, benim düşüncem bu. Bunun gibi olumlu bir şeyler yapmak, bilirsiniz ben çok milliyetçiyim, herkes bilir, hem Türkiye’ye hem Türk dünyasına ve genel olarak insanlığa katkı yapınca beni mutlu eden o.”

AA

Okunma Sayısı: 2407
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    25.8.2022 19:21:35

    ...,"o derecede sizin okuduğunuz fenn-i hikmetü'l-eşya ve mektebde bilfiil mübaşeret ettiğiniz fenn-i kıraat ve fenn-i kitabet, geniş mikyaslarıyla ve dürbün gözleriyle bu kitab-ı kâinatın nakkaşını, kâtibini hadsiz kemalâtıyla tanıttırır. "Allahu Ekber" cümlesiyle bildirir, "Sübhanallah" takdisiyle tarif eder, "Elhamdülillah" senalarıyla sevdirir. İşte bu fenlere kıyasen, yüzer fünundan herbir fen, geniş mikyasıyla ve hususî âyinesiyle ve dürbünlü gözüyle ve ibretli nazarıyla bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelal'ini esmasıyla bildirir; sıfâtını, kemalâtını tanıttırır." Bediüzzaman Said Nursi, Asa-yı Musa - 25

  • S.topuz

    25.8.2022 19:19:46

    "Aynen öyle de, bu kâinat kitab-ı kebiri ki, bir tek sahifesi olan zemin yüzünde ve bir tek forması olan baharda, üçyüz bin ayrı ayrı kitablar hükmündeki üçyüz bin nebatî ve hayvanî taifeleri beraber, birbiri içinde, yanlışsız hatasız, karıştırmayarak, şaşırmayarak; mükemmel, muntazam ve bazen ağaç gibi bir kelimede bir kasideyi; ve çekirdek gibi bir noktada bir kitabın tamam bir fihristesini yazan bir kalem işlediğini gözümüzle gördüğümüz bu nihayetsiz manidar ve her kelimesinde çok hikmetler bulunan şu mecmua-i kâinat ve bu mücessem Kur'an-ı Ekber-i Âlem, mezkûr misaldeki kitabdan ne derece büyük ve mükemmel ve manidar ise,..." Bediüzzaman Said Nursi, Asa-yı Musa - 25

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı