Yine birbirinden farklı haberler ve bir takım post-kıyamet olaylarla karşınızdayım. Biliyorsunuz bütün dünya Koronavirüs sebebiyle kırmızı alarm durumunda. Karantina altına alınan hatta virüsten korunmak için kendini dış dünyaya kapatan şehirler var. Bu durum bana ortaçağda vebanın yayılışını ve Avrupa’yı kırıp geçirmesini hatırlatıyor. O zaman yaşayan insanlar da belki kıyametin artık koptuğunu zannetmişlerdir. Peki, bundan yüzyıllar sonra Koronavirüs için de, “Bir zamanlar dünyayı kavurmuş, Çin’in ekonomisine büyük zarar vermiş, bu sebeple Türkiye yeni ticaret devi olarak dünyaya hükmetmeye başlamış” denir mi? Neden olmasın ki? Koronavirüsten sağ kurtulacak tek devlet biz olacağız elbette. Çünkü neden? Dut pekmezi üretiyor ve tüketiyoruz da o yüzden. Her sabah bir kaşık dut pekmezi yiyoruz ve 5 yıla dünyanın yeni süper gücü şüphesiz biziz!
65 yaşa ücret ve bir de bekçi
Neyse bu virüsler bir yana, ülkemizde güzel şeyler de oluyor arkadaşlar. Artık 65 yaş üstü vatandaşlar yoğun saatlerde toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanamayacak. Üzgünüm dedeler desem aşırı büyük bir yalan olur. Canıma yettiniz gerçekten. Ekmek almaya, sağlık ocağına, eczaneye gideceksiniz diye bize eziyet etmeye hiç hakkınız yok gerçekten. Üzülerek söylüyorum ki bu dedelerden birisi benim dedem. Kendisi 90 yaşında ve en büyük eğlencesi halk ekmek almaya gitmek. Bazen yanlış otobüslere binip yanlış yerlere gidiyor ama “Ne olacak kızım bedava zaten” diyerek kendini ve bizi avutuyor. Ama en azından benim dedem her gün her gün gitmiyor, bir gidişte 6-7 tane ekmek alıyor bir süre onları yiyoruz... Bugün dedeler için üzücü bir gün olabilir ama bekçiler için harika bir gün. Öyle ki maaşları öğretmen maaşından daha fazla. Ben cidden tercih listemi çok yanlış doldurdum ya. Bekçi olacaktım işte mis gibi, okul okumaya da gerek yok. Hem silahları da var. Canları sıkıldığında sokakta savaşçılık oynayıp birbirlerini vuruyorlar. Öğretmenler de bütün gün ayrı anda bağıran 30 öğrenciyi susturup ders anlatmak için uğraşsın dursun. Enayilik diye buna derim. KPSS, ALES falan hepsini bir kenara bırakıp bekçilik sınavlarına hazırlanıyorum. Bekçi olarak da çocukların hayatlarına dokunabileceğimi düşünüyorum şahsen.
Çedile Hanım gibi hissetsin!
Biliyorsunuz, ülkemizi derinden üzen kazalar peş peşe geldi son günlerde. Önce Van’daki çığ felaketi hemen arkasından havalimanında pistten çıkan uçak. Çok sayıda yaralı ve vefat söz konusu. Vefat edenlere Allah’tan rahmet ve ailelerine sabır diliyorum. Ayrıca insanlar canının derdine düşmüşken miting yapan, yayınlayan, ama deprem vergileri sorulduğu zaman “Böyle bir zamanda siyaset mi yapıyorsunuz” diyerek insanları suçlayan sevgili devlet büyüklerimizi samimiyetinden ve içtenliğinden dolayı tebrik etmek istiyorum. Objektif haberciliğin bayrağını dalgalandıran CNN’i tebrik etmek de ayrıca boynumuzun borcu. Önceliklerini ve habercilikteki çizgilerini çok güzel gözler önüne serdiler. Böyle şeyler yazarken kendimi Show Tv akşam haberlerini sunan hanımefendi gibi hissediyorum. Gözlerimi kameraya dikmişim iğneleyici iğneleyici konuşuyorum böyle. Ama ben ondan önce de buradaydım, düşündüklerimi korkmadan dile getiriyordum. Asıl o hanımefendi kendisini Çedile Hanım gibi hissetsin. Haftaya daha güzel haberlerle görüşmek duasıyla, esen kalın!