1981 yılında ASALA’yı protesto etmek için başlatılan “Türk Günü Yürüyüşü”nün 32’ncisi bu yıl 18 Mayıs 2013’de New York’ta yapıldı. Kanaatimizce bu yürüyüş Türkiye’yi temsil etmiyor. Bazı kuruluşlar ‘Tek Parti Devri’ni hatırlatan afişler taşıdı. 23 Nisan kutlamalarında bile terk edilen uygulamaları Amerika’da, NY’da görmek şaşırtıcı değil mi? Bu görüntüler Türkiye’nin ‘bir kısmı’nı temsil eder, belki...
ALIŞ VERİŞ MERKEZLERİ
Amerika’daki alış veriş merkezleri ekseriyetle şehirlerin dışında olduğu için şehir içi gezilerde, Türkiye’deki gibi büyük mağazalara pek rastlanmıyor. Bazı elektronik ihtiyaçlar için uygun bir alış veriş merkezi aradık. İnternetteki bilgilerle bir adrese yöneldik. Ancak gittiğimiz adres bir markanın ‘teknik servisi’ çıktı ve geri dönmek mecburiyetinde kaldık. Akıllı telefonlar ekseriyetle telefon operatörleri tarafından ‘anlaşmalı’ olarak, yani abone kontratlı olarak satıldığı için işimize yaramadı. Apple’ın özel satış mağazaları olduğu halde Samsung gibi markaların böyle bir uygulamasına rastlamadık. Alış veriş mağazalarında pizzacılar, giyim mağazaları ve sağlık ürünleri/ gıda takviyesi satan mağazalar ağırlıklı olarak yer alıyor. Hafta içi olmasına rağmen bilhassa hızlı yemek yenilen yerler doluydu. İşsizlik hissedilir derecede olmadığı halde bu kalabalık neyin nesiydi, pek anlam veremedik.
NEW YORK’TA DA YOLLAR AŞINMIYOR
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından 32’ncisi düzenlenen New York Türk Günü Yürüyüşüne AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı İrsen Küçük, Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin BM Daimî Temsilcisi Halit Çevik, New York Başkonsolosu Levent Bilgen, TADF Başkanı Ali Çınar’ın yanı sıra Türkiye, KKTC ve Azerbaycan’dan çok sayıda milletvekili, sanatçı ve vatandaşlar katıldı.
Manhattan’da Madison Avenue ile 53. caddenin kesiştiği noktada başlayan Türk Günü Yürüyüşü, Türkevi’nin yanındaki Dag Hammarskjöld Parkında düzenlenen faaliyetlerle sona erdi. Kortejde, Bursa Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı, TSK Mızıka Takımı, sanatçılar, 4 büyük takımın ABD dernekleri, Türkiye ve KKTC’den çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri yer aldı.
DAHA İYİ TEMSİL MÜMKÜN, AMA
Türkiye’yi idare edenler bu yürüşüyün ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiğini ve başarılı olduğunu ifade ediyor, ama aynı kanaati paylaşmamız mümkün değil. “Sadece ben mi böyle düşünüyorum?” diye yürüyüşü takip eden bazı arkadaşların kanaatlerini sordum, onlar da yürüyüşü başarılı bulmadıklarını ifade ettiler. Hiç kusura bakılmasın, ama organizasyonda eksiklikler var. Bunu, bilhassa Türkiye’den giden gazeteci ve iş adamları ifade etti ve her halde başka zeminlerde de ifade eder. (Merak eden yöneticiler varsa, Bursa’dan geziye katılan gazetecileri lütfen dinlesinler...)
Bu seneki yürüyüş yağmurlu bir havaya denk geldiği için mi böyle oldu, bilemiyoruz. Ama bu şekilde bir yürüyüş başarılı değil, bilinsin...
Dikkat çeken bir nokta da, orada temsil edilmesi gereken bazı sivil toplum kuruluşlarının geziye ilgi göstermemesiydi. Gördüğümüz kadarıyla NY’lular da bu yüşüyüşe pek ilgi göstermemişti. Bir iki turist mehter ekibinin fotoğrafını çekti, o kadar... Yürüyüşe kimlerin ve nasıl katıldığını ayrıntılı olarak bilemiyoruz, ama temsilde bir eksiklik olduğunu ifade etmek mümkün. Yürüyüşün en sonuna bırakılan “Mehter Ekibi”nin en çok ilgi gören ekip olması yürüyüşü tertip edenlere bir şey anlatır mı acaba?
“TÜRK GÜNÜ YÜRÜYÜŞÜ” TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDİYOR MU?
1981 yılında Ermeni terör örgütü ASALA’yı protesto etmek için başlatılan ve daha sonra festivale dönüşen “Türk Günü Yürüyüşü”nün 32’ncisi bu yıl 18 Mayıs 2013 Cumartesi günü New York’ta gerçekleştirildi. Tevafuken biz de bu tarihte Amerika’da olduğumuz için yürüyüşe katılmaya karar verdik. Cumartesi sabah erkenden New Jersey’den yola çıkarak yürüyüşün düzenleneceği New York şehir merkezine, Manhattan’a hareket ettik. Mihmandarımız Said’in NY’un başka bir bölgesinde görüşmesi gereken arkadaşları olduğu için önce oraya gittik. Arabamızı Queens bölgesinde uygun bir yere park ederek trenle yürüyüşün yapılacağı Manhattan’a hareket ettik. Bir tevafuk da burada yaşadık. Bindiğimiz vagonda, bizim gibi kısa bir süreliğine NY’a gelen ve İSTOÇ’da malî müşavirlik yapan Mehmet Albayraktar ile tanıştık. O da “Türk Günü Yürüyüşü”ne gidiyormuş. Beraberce Manhattan İstasyonunda indik ve New York sokaklarını arşınlamaya başladık. Cumartesi olduğu için NY sokakları sakindi. Yürüyüşün yapılacağı güzergâh trafiğe kapatılmıştı. Söylendiğine göre bu iş için NY Belediyesine epey bir para veriliyormuş. Yani parayı veren caddeleri, sokakları trafiğe kapatıp faaliyet yapabiliyor.
DERSHANEDE DERS VE SOHBET
Akşama doğru yeniden New Jersey’deki (Arlington) dershaneye döndük. Ders akşamıydı ve ilerleyen saatlerde NJ civarında oturan ağabey ve kardeşler dersaneye geldi. “Biz, misafirlere ders okuturuz” dediler ve bizden okumamızı istediler. Biz de “Okuma yazma bilen herkes Risale-i Nur okuyabilir, ders yapabilir, Bismillah” demek suretiyle bazı “Reşhalar”ı okuduk. Çay ve ikram faslından sonra ikinci dersi akademik çalışmalarını Amerika’da sürdüren Mücahit Bilici okudu. Ders sonrasında geç saatlere kadar tanışma ve sohbet devam etti. NJ’de bulunduğumuz dershanenin başka bir yere taşınması ihtiyacı hasıl olmuş ve bununla ilgili olarak çalışmalar yaptıklarını anlattılar. Nasip olursa kısa zamanda çok daha uygun bir yerde dershane açma kararı aldıklarını ifade ettiler. İnşallah hizmete vesile olur...
TÜRKİYE’NİN BİR KISMI
Yürüyüşün başlayacağı ilân edilen yere giderken ara sokaklardaki hazırlıklar da dikkat çekiyordu. Başkaları farklı değerlendirmeler yapabilir, ama kanaatimizce bu yürüyüş Türkiye’yi temsil etmiyor! Bir defa ilân edilen saatte başlamadı... Organizasyon iyi değildi ve bir irtibatsızlık vardı. Bazı kuruluşlar ise Türkiye’yi temsil etmekten hayli uzak, ‘Tek Parti Devri’ni hatırlatan afiş ve dövizler taşıdı. Düşünün, 2013 yılında ve NY’da ilk okul ya da anaokulu çocuklarına “En büyük Türk Atatürk!” diye slogan attırılıyor. 23 Nisan kutlamalarında bile terk edilen uygulamaları Amerika’da, NY’daki yürüyüşte görmek mümkündü. Peki, bu görüntüler Türkiye’yi temsil ediyor mu? Bir kısmını, belki...
ÇAYELİ’NDEN NEW YORK’A
Türk Günü Yürüyüşü’nden sonra öğle namazını kılmak için bilenlere adres sorduk ve 5. Caddede yer alan bir ‘apartman cami’ye gidip namazımızı eda ettik. Sonrasında, daha önce söz verdiğimiz üzere Selamet Arslan Abinin Rize/Çayeli’nden öğrencisi olan Alparslan Saruhan’ın pizza dükkânına gittik. Yemek ve ikindi namazı sonrasında New York’un meşhur gökdelenlerinden Empire State Binası’nı görmek niyetiyle yola çıktık. Araba yerine yürümeyi tercih ettik ki, etrafı görelim. Geze geze nihayet Empire State Binası’nın yanına ulaştık. Hava yağmurlu olduğu için kuleye çıkma ihtiyacı hissetmedik, çünkü şehre kuşbaşı bakma imkânı yoktu, yoğun bir sis vardı. Bu arada akşam namazı vakti girdi ve Empire State Binası’nın yakınındaki “Masjid er Rahman/ Rahmen Mescidi’ne gittik. Mihmandarımız Said’le buluştuktan sonra namazımızı cemaatle eda ettik ve sonrasında yorgun bir vaziyette yeniden New Yersey’deki dershaneye döndük...
“HİZMET REHBERİ”YLE KARŞILAŞTIĞIMIZ LOKANTA
Bazı mağazaları gezdikten sonra yeniden Clifton şehir merkezine yöneldik. Uygun ve helâl bir lokanta ararken, Cuma namazı kıldığımız camide incelediğimiz ve yanımıza aldığımız FORUM (Turkish American Newspaper) gazetesindeki reklâmlar imdadımıza yetişti. Çok sayıda ‘helâl lokanta’dan “Sahra/Turkish Restaurant”a gitmeye karar verdik. Navigasyon yardımıyla reklâmda yer alan lokantaya gittiğimizde yine güzel bir sürprizle karşılaştık. Lokanta sahibinin oturduğu masada “Hizmet Rehberi” ve “Lem’alar” bizi karşıladı. Selâmlaştıktan sonra hemen “Bu kitapları kim okuyor?” diye sorduk. Lokantanın sahiplerinden olan Süreyya Akat Hanım, “Ben okuyorum” dedi. Kısaca kendimizi de tanıtıp yemeklerimizi ısmarladık. Bu güzel tevafukta da bir hikmet var diye düşündük. Koca kıt’a Amerika’da bir lokantaya gir ve orada Risale-i Nur eserleriyle karşılaş. Buna sevinilmez mi?
Süreyya Hanım, eşiyle beraber Adıyaman’dan Amerika’ya gelmiş. Eşi, 28 Şubat uygulamaları sebebiyle mağdur olmuş bir isim. 1999 Kasım ayından bu yana Amerika’da yaşıyorlar ve Sahara Lokantası’nı işletiyorlar. “Bir ev alacak kadar para kazanır ve Türkiye’ye döneriz dedik, ama hâlâ buralardayız” diyor ve Risale-i Nurları devamlı okuduğunu, istifade ettiğin ve kendilerini bu şekilde muhafaza ettiklerini ifade ediyor. Tebrik ve teşekkür ettikten sonra oradan ayrılarak New Jersey’e doğru hareket ettik.
PATERSON’A “KÜÇÜK TÜRKİYE” DENİR Mİ?
New Jersey eyaletinin Clifton şehrindeki Paterson semtine “Küçük Türkiye” dense yeridir. En azından bazı caddeleri bu isimle anılmayı hak ediyor. Semtte çok sayıda başka ülkelerden gelen Müslümanlar da var. Her yerde başörtülü hanımlarla karşılaşmak mümkün. Bir cadde boyunca her elektrik diğerine Türk Bayrağı asılmış vaziyette. Bir direkte Amerika Bayrağı, ikinci direkte Türk Bayrağı. Cadde boyunca Türkiye’den gidenlerin işlettiği lokantalar, dükkânlar ve turizm ofisleri var. Gözle görülür bir yoğunluk hissediliyor. Hatta, Türkiye’den giden ve bu semtte yaşayan bazı insanların İngilizce öğrenmeden hayatlarını devam ettirebildikleri bile ifade edildi. Resmî işlerini yaparken dil bilen bir arkadaşlarını yanına alan bu kişiler, diğer ihtiyaçlarını Türkçe konuşarak hallediyormuş...
YARIN: ELVEDA NEW YORK
Faruk Çakır