İnsanlık dersi verdi

Almanya Başbakanı Sholz ile görüşen Malezya Başbakanı İbrahim, İsrail’in Gazze’de işlediği katliamlar ve Batılı devletlerin İsrail yanlısı tutumu ile ilgili Avrupa’nın ortasında adeta  insanlık dersi verdi. İbrahim, İsrail vahşetine “kendini savunma hakkı” denilerek göz yumulamayacağını söyledi.

Adil olalım, çözüm bulalım

Enver İbrahim, “Tek taraflı davranarak, 40 yıllık vahşeti bir kenara atarak soruna  çözüm bulamazsınız. Evet, esirler bırakılmalı. Peki, yasadışı Yahudi yerleşimcilere ne diyorsunuz? 40 yıldır hakları, onurları, hayatları ayaklar altına alınan insanlar için ne düşünüyorsunuz? Adil olalım” dedi.

***

40 yıllık vahşeti görmeden çözüm bulamazsınız 

MALEZYA BAŞBAKANI ENVER İBRAHİM, İSRAİL’İN SON 40 YILDA YOL AÇTIĞI VAHŞETLERİN ÖYLECE GÖRMEZDEN GELİNEMEYECEĞİNİ SÖYLEDİ. ENVER, “ADİL OLMALIYIZ VE ADİL OLAN DOSTANE BİR ÇÖZÜM BULUNMALI” DEDİ.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Malezyalı mevkidaşı Enver İbrahim ile Gazze’yi görüştü. Scholz, Almanya’nın başkenti Berlin’de, İbrahim ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenlendi. Görüşmede, Gazze’deki durumu ele aldıklarını belirten Scholz, Orta Doğu’daki ihtilafa ilişkin farklı görüşe sahip olduklarını,  bu konuda görüş alışıverişinde bulunmayı önemli bulduğunu söyledi. Almanya’nın bu ihtilafta İsrail’in kendisini savunma hakkı olduğu yönünde açık bir tutum sergilediğini aktaran Scholz, ülkesinin bu tutumunu değiştirmeyeceğini ve İsrail’in buna güvenebileceğini anlattı.  Başbakan  Olaf  Scholz, “Gazze’ye daha fazla insani yardım ulaşması lazım ve bu aynı zamanda Hamas’a karşı kendini savunma hakkına sahip olan İsrail’e yönelik net talebimizdir. Refah’a yönelik bir kara harekatını doğru bulmuyoruz” dedi. 

Ateşkese ihtiyacımız var

Ramazanda uzun süreli bir ateşkes sağlanmasının da önemli olacağını aktaran Scholz, ateşkesin İsrailli esirlerin serbest bırakılmasına ve Gazze’ye insani yardımın ulaşmasına yardımcı olacağını kaydetti. Scholz, uzun vadeli olarak sadece iki devletli çözümün İsrailliler ile Filistinliler arasında kalıcı barışı ve güvenliği sağlayacağını ifade ederek, “Bu nedenle, İsrailliler ve Filistinliler için kalıcı ve barışçıl bir ortak gelecek perspektifini mümkün kılmak için hep birlikte çalışmamız çok önemli” dedi. Malezya Başbakanı Enver İbrahim de hangi ülkede olursa olsun sömürgeciliğe, apartheid sistemine, etnik temizliğe ve zorla yerinden etmelere karşı olduklarını söyledi. Gazze’de derhal ateşkes sağlanması çağrısında bulunan İbrahim, “Ateşkese ve Filistin halkına, özellikle de Gazze’ye insani yardıma ihtiyacımız var. Yıllardır Filistinlilere yönelik zulüm, yağma ve mülksüzleştirme var” diye konuştu. 

İnsanlar barış içinde yaşayabilmeli

İnsanların yağmalanmasına, evlerinin elinden alınmasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Malezeya Başbakanı İbrahim, şunları kaydetti: “Bunun çözülmesi lazım. Ben insanların, çocukların hiçbir şekilde öldürülmesinden yana mıyım? Kesinlikle hayır. Sanki bütün sorun 7 Ekim’de başlayıp bitiyor, 7 Ekim’de başlamadı. 40 yıl önce başladı, bugün de devam ediyor. Bu çerçevede, Sayın Şansölye’ye de söylediğim gibi, artık önümüze bakalım. Bir sorunumuz var, artık tarihle, yaşanan zulümlerle mi uğraşmak istiyoruz, yoksa sorunu şimdi çözmek mi istiyoruz. Sorunu şimdi çözmek, çatışmaların durması gerektiği, cinayetlerin durması gerektiği ve ardından tüm sürecin sona ermesi gerektiği anlamına geliyor. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi yok. İnsanlar barış içinde yaşayabilmeli.” Filistinlilerin çok acı çektiğine işaret eden Enver İbrahim, her iki tarafta da masumların öldürülmesine, sivillerin öldürülmesine son verilmesini istedi. 

Dostane bir çözüm bulunmalı

İsraİl’in son 40 yılda yol açtığı vahşetlerin öylece görmezden gelinemeyeceğini aktaran İbrahim, şu ifadeleri kullandı: “Tek bir konuya bakıp bu kadar tek taraflı davranarak, 40 yıllık vahşeti bir kenara atarak da çözüm bulamazsınız. Çözüm sadece esirlerin serbest bırakılması değil. Evet, serbest bırakılmalılar ama çözüm bu değil. (Yasa dışı) Yerleşimcilerin davranışlarına ne diyorsunuz? Filistinlilerin haklarına, topraklarına, onurlarına, erkeklerine, kadınlarına, çocuklarına el konulması her gün oluyor. Mesele bu değil mi? Bizim insanlığımız nerede, bu ikiyüzlülük neden var? Müslüman, Yahudi, Hıristiyan fark etmeksizin herkesin haklarının tanınmasını istiyoruz. Bu konuda çok netim ama tabii ki konuya sadece tek bir vakaya, tek bir kurbana odaklanırsanız ve 1947’den bu yana binlerce kurbanı bir kenara bırakırsanız bunun konuyla alakası olmadığını kabul edemem. Adil olmalıyız ve adil olan dostane bir çözüm bulunmalı.”

AA