"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hz. Dıhye (? - 670)

22 Haziran 2012, Cuma
Adı Dıhye bin Halife’dir. Künyesi Dıhye bin Halife bin Ferve el-Kelbî şeklindedir.
Aslen Arabistan Yarımadasının kuzeyinde bulunan Kelb kabilesine mensuptur. Bundan dolayı bazı kaynaklarda adı Dıhyetü’l-Kelbî olarak da geçmektedir. Medine’de dünyaya gelmiş olup, doğum tarihi ve özellikle Hicretten önceki hayatı ile ilgili ayrıntılı bir bilgi mevcut değildir. Genç yaştan itibaren ticaretle uğraştığı ve bir çok yeri gezip bilgi sahibi olduğu bilinmektedir. Henüz İslâmiyet’i kabul etmemiş olmasına rağmen Peygamber Efendimize (asm) olan hayranlık ve sevgisini açığa vurmaktan çekinmemiştir. Ticaret yapıp döndüğünde, hediyesini alıp Peygamber Efendimizin (asm) yanına gider, Peygamber Efendimiz de (asm) ona yakın ilgi gösterirdi. Ona; “Eğer benim gerçekten memnun olmamı istiyorsan Müslüman ol da, Cehennem ateşinden kurtul” diyerek İslâmiyet’e dâvet ederdi.
Dıhye’nin Müslüman olmasını arzulayan Peygamber Efendimiz (asm) arzusunun gerçekleşeceği müjdesini Cebrail Aleyhisselâm’dan aldı. Haberi aldıktan kısa bir süre sonra da Dıhye geldi. Peygamberimiz (asm) kendisine iltifat ederek hırkasını çıkarıp üzerine oturmasını söyledi. Dıhye hırkayı alıp öptü ve başına koydu, akabinde Kelime-i Tevhidi söyledi. Bu hadisenin Bedir’den önce veya sonra olduğuna dair farklı rivayetler vardır. Ancak, Bedir Savaşı’na katılmadığı kesindir. Bundan sonraki savaş ve seferlere Peygamber Efendimizin (asm) yanında iştirak etmiştir.
Dıhye, sima olarak sahabelerin en yakışıklılarından olup, beyaz tenli idi. Kaynaklar ittifakla, bazen Cebrail Aleyhisselâmın onun kılığında göründüğünü nakletmektedirler. Durumu öğrenen sahabeler bazen Peygamber Efendimizin (asm) yanında oturan kişinin Cebrail (as) veya Dıhye (ra) olduğu hususunda tereddüt ediyorlardı. Cebrail’in (as) insan suretinde görünmesi konusu Risale-i Nur’da da yer almaktadır: “Hazret-i Ömer ve İbni Abbas ve Üsame bin Zeyd ve Hâris ve Aişe-i Sıddıka ve Ümmü Seleme, kat’iyen sabittir ki, bunlar katiyen haber veriyorlar ki, ‘Biz Hazret-i Cebrâil’i Dıhye suretinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında çok görüyoruz.’” (Mektubat, s. 157)
Sadakat ve doğruluğun timsali olan bu büyük sahabelerin asla yalan söylemeyeceğine işaret eden Bediüzzaman, bu arada cin ve meleklerin insanlar gibi, vücutlarının kesin olduğuna ve insanlarla irtibat halinde olduklarına işaret etmektedir. Ayrıca, Cebrail Aleyhisselâmın insan suretinde sahabelere görünmesi, Peygamber Efendimizin (asm) bir mu′cizesi olarak gerçekleşmiştir. Bir başka önemli husus da nuranî varlıkların insanlar gibi belli kayıtlar altında bulunmadıklarından ötürü aynı anda muhtelif yerlerde görülebilmeleridir. Meselâ, Cebrail Aleyhisselâm Dıhye suretinde Peygamber Efendimizin (asm) yanında bulunup sahabelere görünürken, aynı zamanda başka bir hizmeti de ifa edebilmektedir: “... Huzur-u İlâhîde, haşmetli kanatlarıyla Arş-ı Âzamın önünde secdeye gider. Hem, o anda hesapsız yerlerde bulunur, evâmir-i İlâhiyeyi tebliğ ederdi. Bir iş, bir işe mâni olmazdı.”
Dıhye (ra), Peygamber Efendimizin (asm) vefatından sonra Hazreti Ebubekir (ra) zamanında Suriye seferine katıldı. Hazreti Ömer (ra) zamanında, Yermük Savaşı’na kumandanlık yaptı. Suriye’nin fethedilmesinden sonra Şam’a giderek Mizze semtine yerleşti. 670 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Okunma Sayısı: 4351
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı