Bursa, Osmanlı’nın ilk başşehri. Burada ilk altı padişah medfundur; Osman Gazi, Orhan Gazi, 1. Murad (Hüdâvendigâr), Yıldırım Bayezid, 1. Mehmed (Çelebi), 2. Murad (Fatih Sultan Mehmed’in babası). Büyük ve tarihî camilerin çoğu, bu padişahlar adına yaptırılmış ve kabirleri de caminin bahçesinde (haziresinde)dir. Sadece, Osman ve Orhan Gazi’ler müstesna...
Şimdi sizlere ilk camimiz Ulu Cami’den bahsedeceğim.
Bursa Ulu Cami, Osmanlı Sultanı I. Bayezid (Yıldırım) tarafından Niğbolu Seferi’nden dönüşünde verdiği emir ile inşa ettirilmiştir. Caminin inşâa tarihini veren bir kitabe yoktur, ancak minber kapısında geçen 802 (1399) tarihi caminin inşa tarihi olarak kabul edilir.
Bursa Ulu Cami, Osmanlı devletinin, dünyada daha iyi tanınması için, o zamana göre gösterişli, büyük yapılmıştır. Hattâ bir nevi Ayasofyaya nazire edilmiştir. Caminin açılışında ilk hutbeyi, o devrin mutasavvıflarından biri olan Somuncu Baba’nın okuduğu rivayet edilir.
İnşaasından kısa bir müddet sonra, Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda esir düşmesinin ardından, Timur’un Bursa’yı işgali sırasında ve Fetret Devri’nde Karamanoğlu Mehmed Bey’in Bursa kuşatmasında (1413) cami, dış cephelerine odun yığılarak yakılmaya çalışıldı. Bu yangınlar sonucu dış cephe kaplaması tahrip oldu. Ortaya çıkan moloz duvar dokusu kalın sıva ile örüldü. Bu hali, 1950’lerdeki restorasyona kadar böyle devam etti.
Fetret devrinden sonra 1421 yılında tekrar ibadete açılan caminin ilk tamir vesikası 1494 yılına aittir. 1862 yılına kadar 23 tamir vesikası daha vardır. Müezzin mahfili 1549 yılında yapıldı. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır’ın fethi ve hilafetin Osmanlı’ya geçtiği dönemde getirilen Kabe-i şerif kapı örtüsü padişah tarafından Ulu Cami’ye hediye edildi ve minberin soluna asıldı. Müezzin mahfilinin karşısındaki taş vaiz kürsüsü 1815’de yapıldı.
Cami, 1855 yılı büyük depreminde hasar gördü. On sekiz kubbesi çöken caminin sadece batı minaresinin dibindeki kubbe ile mihrap önü kubbesi ayakta kalabildi. Depremden sonra esaslı bir tamir gördü. Bu dönemde Sultan Abdülmecid’in emri ile İstanbul’dan gönderilen ünlü hattatlar camideki büyük yazıları elden geçirdiler. Ayrıca yeni hüsn-ü hatlar da ilâve edildi.
Bugün literatürde, beş büyük mekân/mescid (camiiden) bahsedilir. Bunlar; Mekke-i Mükerreme’deki “Mescid-i haram”. Medine-i Münevveredeki “Mescid-i Nebevî” (asm). Kudüs-ü şerifteki “Mescid-i Aksa”. Şam-ı şerifteki “Emeviye Camii” ve beşinci olarak da, Bursa’mızın “Ulu Camii” kabul edilir.