"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Analar ağlamasın istiyoruz

Esra Nur ALBAYRAK
12 Ağustos 2015, Çarşamba
Doğrusunu söylemek gerekirse, (ki kesinlikle gerekir) yazı yazmakta zorlanır oldum şu aralar.

Uzun zamandır düşünüyordum sorun ben de mi diye. Vardığım sonuç “Hayır! Sorun bende değilmiş siyasîlerdeymiş” oldu. Hadiseler beni yüksek gerilime bağlıyor bende sakin sakin iki kelimeyi bir araya getiremiyormuşum.

Elbette ki beni yine bilgisayarımın başına geçiren yönetici kisvesinde çok muhterem, çok saygı değer sevgili siyasîlerimiz oldu. Mikrofonun karasularına girer girmez hepsi ak pak olan, çoçukken yaptığımız gibi, “teyze valla ben yapmadım, topu ben kaçırmadım bahçene” edasındaki sevgili zatı muhteremler...  Birbirleriyle bile uzlaşamayıp da orta doğudaki uzlaşmazlığı çözmeye soyunanlar, bahsettiklerim  bizim ülkeyi yönetenler işte. İşte onlardan bir tanesi parti gurup toplantısında,  “bizim yönetimimizdeyken, biz varken, AKP varken amaçlarına ulaşamacaklaaaar..!” Tabi o arada hunharca bir alkış kopuyor. Daha da hararetli anlatıyor sayın  Davutoğlu. Amacım sadece farkındalık meydana getirmek, ama demeden geçemeyeceğim, Arap baharı denildi Arap karakışı oldu komşularla sıfır sorun denildi birkaç sıfırın önüne bir tane bir geçti ila âhir... 

Şimdi benim içimden hep AKP’yi eleştirmek geçiyor gerçekten, ama eş dost akraba kızıyor biliyor musunuz, “hep AKP’yi eleştirme öbürlerini de eleştir diye. Meselâ diyorlar CHP iktidardayken, ekmek karneyle veriliyordu diyor. Ah be kardeşim diyorum, (tabi içimden diyorum) yıl olmuş 2015, ekmek karneyle dağıtılmıyor diye sevineyim mi şimdi? Hem adamlar ihtilâl olmasa iktidar olamıyor nesini eleştireyim. Onlar kabahatlerini biliyorlardır bence. Bilmiyorsa da öğrensin bana ne, daha da öğrenemediyse! Sonra biri çıkıyor diyor ki; “bunlardan önce hizmet mi gördük?” Ama farkında değil köyüne elektriği suyu yolu bunlardan öncekiler getirdi. Haa bir de köprü yol hikâyesi var. Bir yandan ihtilâllerle uğraşırken, bir yandan yapılmış köprünün üzerinden bilmem kaç kere geçmiş, yine o dönemlerde yapılmış barajlardan gelen suları her gün kullanıyor haberi yok. Hâsılı bu konuda çok su götürür, bazıları “bunca terör olayı üzerine bak bak hâlâ aklı AKP’yi eleştirmede demeden kısa keseyim.

Mesele şu ki siz 7 Haziranda seçilenler. Siz daha kendi aranızdaki husûmeti, (meydanlarda hasım gibiydiniz,)  halletmeden terör olaylarını çözmeye, terör üzerinden de erken seçim hesapları yapmaya kalkışmayın, yemiyoruz!  Zaten sırıtıyor bak, vatandaş “ben seçim yatırımı mıyım?” diye itiraz ediyor. 

 AKP’den seçim yarışı boyunca ne kadar Hz. Ömer kıssası Hz. Ali kıssası varsa dinledik.  Meselâ bir tane kıssa da ben anlatayım ne demek istediğim daha net anlaşılsın: Hz. Ali, fitnenin fokur fokur kaynadığı bir dönemde halife seçiliyor. Ama Allah Hakîm olduğundan hikmetli iş yapıyor. O dönem Hz. Ali’nin adâlet-i mahzayı tatbik etmekteki hassasiyetine en çok ihtiyaç duyulan dönem. Malûmunuz karşısındaki grub ise aksi fikirde. Lâkin Hz. Ali dâvâsında sağlam. Diğerlerinin ise hakka karşı sağlam duramama sebeplerini iyi teşhis etmiş ve harekete geçmiş. Fitnelerin ortadan kalkması için ilim ve irfan şart diyor ve hilâfet merkezi olan Kûfe’yi ilim merkezi de yapıyor. Çünkü İlim irfan olmadan züht ve takva olmaz. Züht ve takva olmaz ise de hak ve adâletin gerçekleşmeyeceğini çok iyi biliyor. Adâletin sağlanamama sebeplerini teşhis ve tedavi ediyor ve hastalığı kaynağından bertaraf etmeyi hedefliyor. Onun adâletini ise, Kadı Şüreyh’in huzurunda bir Yahudi ile yargılanıp mahkûm olmasıyla teyit ediyoruz. Demiyor ki, “ben olmasam haliniz ne olur?” Yaradanına güveniyor ve sadece doğru olanı yapıyor. Akabinde o Yahudi Müslüman oluyor.1 

Şimdi öyleyse yönetim boşluğu fırsat bilindi, bizim yokluğumuzdan istifade edildi de ülkemizin başına bunlar geldi diye parti toplantısında partililerine şikâyette bulunanları Hz. Ali gibi mert olmaya, âdil olmaya dâvet ediyoruz. Aksi halde uygulanmayacaksa bir daha kıssa dinlemek istemiyoruz. Madem yönetim boşluğu fırsat bilindi bunlar başımıza geldi. Yönetimi boş bırakmayın, bir olun, beraber olun hükümeti kurun. Hani meydanlarda bağırıyordu ya bütün parti liderleri bizim birliğimizi beraberliğimizi kimse bozamaz karşısında beni bulur mealinde. Halk da size sesleniyor “Bir olun beraber olun ve bu teröre kalıcı çözüm bulun öyle makyaj falan da kabul etmiyoruz. Analar gerçekten ağlamasın istiyoruz. Devletin eli ağızlarına kapatılıp da sesi bize ulaşması engellenmesini değil” diye. Bir gurup var ve “ama o zaman kime oy vereceğiz biz” zokasını da yutmuyor bilesiniz..

Dipnot: 1.Mehmet Ali Kaya /Hz. Ali Hayatı-Dâvâsı-Mücadelesi/Yeni Asya Yayınları / s. 347.

Okunma Sayısı: 1790
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı