"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devleti şefkat ile sarmak üzerine

Esra Nur ALBAYRAK
28 Şubat 2023, Salı
Zihnimde dolaşan tonlarca fikri sistematik bir halde yazıya dönüştürebilecek miyim bilmiyorum.

Ama bir bilinç oluşmasında ufacık bir katkım bile olacaksa bunu yapmamın bir görev olduğunu düşünüyorum. Ben bir anne bir öğrenci ve bu toprakların bir parçasıyım. Bu aidiyetler beni susmaktan menediyor.

Günlerdir tüm ülke sahada olamamanın kardeşlerine birebir el uzatamamanın acısı ile baş etmeye çalışırken bir yandan da ‘uzaktan ne yapabilirimin’ derdinde. Bir yandan afetin görüntüleriyle ruhunda oluşan yaraları sarmaya bir yandan da afetzedelerin yaralarını sarmaya çalışıyor. Başka bir cephede ise yardım faaliyetlerine destek oluyor mu bilmem ama alenen köstek olmaya çalışanlarla uğraşıyor. ‘Şimdi siyaset yapma zamanı değil, hükümeti eleştirmeyin’ sözlerini ‘şimdi birlik zamanı’ sloganlarının ardına saklayanlar sıkılmadan, yardım toplamaya çalışan kurumlara saldırıyor.

Gelişimin fitilini ateşleyen sorgulamaktır. Eksik gördüğünü sorgularsın daha iyisini yapabileceksen yaparsın. Depremin meydana getirdiği tahribat evet çok büyük. Ama ayakta kalabilen binaların varlığı, uzun süre ulaşılamayan afet bölgelerimizin varlığı, bu çağda mızrağı ancak çuvala sığdırdım zannetmenin mümkün olduğunu gösterdi. Tüm bunlar bu felaketin aslında içinde asrın sorumsuzluğunu barındırdığını da ispat etti. Peki bugün bizler bunu konuşmazsak yarın bizi bekleyen tehlikelerde bize kim yardım edecek? Allah’ın bu dünyada her şeyi bir kanun üzere yarattığına inanan insanlarız. Elbette O’nun gücü her şeye yeter. Ama insan imtihan dünyasında ve inanan her insanın unutmaması gereken tek hakikat var ölüm ve hesap günü.

6 Şubat sabahına uyandığımızda ülke olarak hiç de kolay olmayacak bir sürecin bizleri beklediğinin farkındaydık. Ama artık ülke olarak her felakette olayın trajedi boyutunu konuşmanın normal, ihmal ve sorumsuzluk boyutunu konuşmanın ise devleti yıpratmak olarak sayılmasının tarih sahnesinde yerini almasını istiyoruz. Bizim devletimiz en ufak bir eleştiride yıpranacak narin ve nazenin bir devlet mi ki ben bir vatandaş olarak devletimi eleştirdim diye devletim yıpransın? Bundan ancak vatansever olmayanlar korkar diye düşünüyorum. Çünkü ben bir anneyim ve ister istemez anne şefkati ile bakıyorum olaylara. Evladını seven her anne evladı yanlış yaptığında onu uyarıp yanlışından döndürmeye çalışır. Peki bu annenin amacı evladını yıpratmak mı yoksa onun gelişimine katkı sağlamak mı? Her eksiğinde her hatasında evladını sorgusuz sualsiz desteklemek mi yoksa hatasını gösterip bu yanlıştı yapmamaya özen göster demek mi doğru olan?! Devlet vatandaşını bir baba gibi sarıp sarmalayabilsin diye bizim de onu anne şefkatiyle eleştirmemiz gerekmez mi?

Ama hepimiz biliyoruz ki bizim devletimiz yıpranmaz belki bazı yerlerinde yaralar açılır ama onun yarasını sarmaya seve seve talip olacak milyonlarca evladı var bu devletin. Devleti var eden millettir. Ben özünde iyi olan bu milletin işinde de iyi olacağına dair ümitlerini hala kaybetmeyenlerdenim. Evet kabul etmem gerekir ki eleştirinin yıpratacağı bazı şahıslar var. Ama bu onların sorunu olmalı. Devletimin ve vatandaşımın sorunu değil. Yıpranmak istemeyen bu milleti yıpratmasın!

Okunma Sayısı: 1431
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı