Süleyman Şah'ın kabriyle Suriye Eşmesi köyünün kuzeyindeki bir araziye geçici olarak taşınan türbe ve karakol için; baraj suyu aşındırmasına tedbir için 2003 yılında imzalanan ancak 2007-2010 yılları arasında uygulaması ancak gerçekleştirilerek, İlci İnşaat tarafından sağlamlaştırıldı. 

TÜRBE VE KARAKOL İNŞAATINDA KULLANILAN BÜTÜN MALZEME VE DİKİLEN AĞAÇLAR TÜRKİYE'DEN GETİRİLDİ

İlci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Metin İlci, TRT’nin hazırladığı 'Süleyman Şah Türbesi’ni konu alan bir belgeselde türbe ve karakoldaki tahkimatın nasıl gerçekleştirildiğini anlattı. Baraj sularının aşındırması ve özellikle bahar aylarındaki su yükselmesinin olumsuz etkisine karşı çok geniş çaplı fore kazıklar yaptıklarını belirten Metin İlci, inşaat sırasında kullanılan bütün malzemelerin hatta dikilen ağaçların bile Suriye tarafının çıkarttığı zorluklara rağmen Türkiye’den getirildiğini, inşaatta tamamen yerli malzemelerin kullandıklarına dikkat çekti.

İlci, Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolunda askerler için barınma, koğuşlar, dinlenme salonları, bahçe, ağaçlandırma yapıldığını ayrıca uzaktan görünebilecek şekilde büyük bir de Türk Bayrağı direği diktiklerini söyledi. 

Bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığı da türbedeki bütün düzenlemeleri yaptı.

TRT'nin belgeselinde ayrıca; Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun tahkimat protokolünün imzalandığı 2003 yılında DSİ Genel Müdürü olan şimdiki Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, tahkimat protokolüne 2006 yılında nihai imzayı atan dönemin Dışişleri Bakanlığı Havacılık ve Hudut Dairesi eski Başkanı Hamit Osman Olcay, Halep eski Başkonsolosu Ertan Tezgör, Şam eski Büyükelçisi Yaşar Halit Çevik de Suriye topraklarında Türk bayrağının dalgalandığı 10 bin 96 metrekarelik toprak için Suriye’ye karşı verdikleri diplomatik mücadeleyi hatıralarıyla birlikte aktarıyor. Gazi Üniversitesi'nden Tarih Profesörü Refik Turan da türbenin tarihine ilişkin bilgiler veriyor. 

“YUMRUĞUMU MASAYA VURDUM”

Dönemin DSİ Genel Müdürü olan şimdiki Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu açıklamalarında, “Bizi çok uzun süre sürüncemede bıraktılar. Hatta bir ara canım sıkıldı masaya yumruğumu vurarak ‘yeter artık’ dediğimi hatırlıyorum. Son derece canımın sıkıldığı günleri hatırlıyorum. Lozan’daki anlaşma mucibince Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu arazisi zaten bizim vatanımız. Elbette Suriye yönetimini rahatsız ettiğini de hissediyoruz. Tahkimatla ilgili iş makinesi, işçilerin sevki ile çok büyük sıkıntılar yaşadık. 1,5-2 yıl bizzat ben kendim takip ettim. Nitekim gecikmeli olarak iş makineleri ve işçilerimizin oraya sevkine müsaade ettiler.” diye yaşadıklarından söz etti.