SOSYAL EŞİTSİZLİĞİN ÇARESİ

BİRLEŞİK Krallık Ulusal Zekât Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve Q2Q Capital Yatırım Direktörü Muhammed Yeşilhark: “İslam ekonomisi yüzde 2.5 zekât vergisi (başka alanlardaki daha düşük vergileriyle) ile dünyadaki sosyal eşitsizliğin çözüm yoluna dair bize bir ipucu veriyor.”

HEM İSLAMî, HEM İBRAHİMî KURALLAR

“Yüksek faizli işlerin yasaklanması ve faiz tabanlı tasarruf hesaplarından uzaklaşmanın teşviki küresel ekonomiyi canlandırabilir. Bunlar sadece İslamî ekonomi kavramları değil, evrensel anlamda geleneksel İbrahimî etik kurallarıdır.”

***

Küresel sistem faiz yasağı ve zekatla kurtulur

Birleşik Krallık Ulusal Zekat Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Muhammed Yesilhark, küresel sistemin faiz yasağı ve zekatla kurtulacağını söyledi.

Birleşik Krallık Ulusal Zekat Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve Q2Q Capital Yatırım Direktörü Muhammed Yesilhark, Euronews Türkçe için bir yazı kaleme aldı. Yesilhark kapitalizmin tüm dünyayı çöküşe sürüklediğini anlatarak, “Dünyanın en büyük hedge fonu Bridgewater’ın yöneticisi milyarder Ray Dalio’nun sarf ettiği “kapitalizm çöküyor” ve bir “devrim” geliyor sözleri tüm dünyayı şoke etmişti. Küresel eşitsizliğin artık sürdürülemez seviyelere geldiği ve faiz tabanlı ekonomilerin amaca hizmet edemediği reddedilemez bir gerçeklik. (Birçok ülkede faizler tasarrufu teşvik edemeyecek kadar düşük düzeyde) İslam ekonomisi yüzde 2,5 zekat vergisi (başka alanlardaki daha düşük vergileriyle) ile bize dünyadaki sosyal eşitsizliğin çözüm yoluna dair bir ipucu verdiğini düşünüyorum. Ayrıca yüksek faizli işlerin yasaklanması ve faiz tabanlı tasarruf hesaplarından uzaklaşmanın teşvik edilmesi küresel ekonomiyi canlandırabilir. Bunlar sadece İslami ekonomi kavramları değil, evrensel anlamda geleneksel İbrahimi etik kurallarıdır ve hepimizin gerçek anlamda açık piyasadan faydalanabilmesi için sağduyulu bir yoldur” şeklinde yazdı.

11 EYLÜL 2018, YENİ ASYA

Uzlaşma ortamına ihtiyaç var

“Karşılıklı saygı ve şefkatin olduğu toplumlar oluşturabilmek için elit sınıf ve kalabalıklar arasında uzlaşmaya imkan sağlayacak bir ortama ihtiyacımız var” diyen Yesilhark, şöyle devam etti: “Bunu başarmanın tek yolu da İslâm’ın temel şartlarından biri olan ve günümüz sorunlarına etkin bir çözüm sunan zekat gibi varlık vergileridir. Ama ilk olarak çöken kapitalizmi reforme etmek için iki şeyi düzeltmemiz gerekiyor: vergilendirme ve faiz sistemi” ifadelerini kullandı. İslâm ekonomisinin her iki sorunun çözümü için ipuçları sunduğunu söyleyen Yesilhark, “Zekât, ya da İslami bağış, yıllık yüzde 2,5 gibi basit ve şeffaf bir varlık vergisi konumunda(...) Bununla birlikte diğer vergiler de kaldırılmalı ya da azaltılmalı. Varlık vergisi karşılığında, İslami ekonomi veraset de dahil diğer bütün alanlarda neredeyse sıfıra yakın vergilendirme öngörüyor” dedi.

Kuralları değiştirmenin zamanı geldi

Faiz probleminin çözümünün ise daha aşamalı bir biçimde olacağını söyleyen Yesilhark,  “Küresel anlamda faizlerin tamamen yasaklanması gibi bir durum göremiyorum ama özellikle düşük faizlerin uygulandığı ülkelerde hükümetler işe başka yatırım yöntemlerini teşvik etmek ve fahiş faiz getirisi sağlayan yatırımlar ve işlerde kuralları sıkılaştırarak işe başlayabilir. Bu adımların bazıları çok sert görünebilir, ama Arapça kökenli terminolojiyi kaldırdığımızda, zekat gibi kavramlar ekonomilerimizi modern kapitalizm mimarisinin öngördüğü daha sağduyu merkezli, şeffaf ve âdil bir sistem haline getirebilir. Odadaki en zengin kişi oyun hileli diyorsa, kuralları değiştirmenin zamanı gelmiş demektir” ifadelerini kullandı.

***

‘Türkiye ekonomisi kırılgan’

Morgan Stanley’nin ‘Küresel Yıl Ortası Makro Görünüm’ raporu yayınlandı. Morgan Stanley’e göre küresel korona resesyonundan çıkış V şeklinde gerçekleşecek. Resesyon ise beklenenden daha şiddetli ancak daha kısa olacak. Raporda, Türkiye ekonomisi ilişkin analizler ve beklentiler de yer aldı. Kurum, Türkiye’nin 2020’de yüzde 4,8 daralmasını, enflasyonun ise ortalama yüzde 10,6 düzeyinde gerçekleşmesini bekliyor. “Türkiye: Hassas bir Denge” başlığı altında yer alan değerlendirmede “Genel olarak ekonominin bu yıl hassas bir dengede durduğunu, yüksek dış borç ve döviz rezervlerindeki sert düşüş dikkate alındığında sıkılaşan dış fonlama ortamına karşı kırılgan olduğunu öngörüyoruz” analizi yapıldı. Raporda Türkiye ekonomisinin hem yurt içindeki kısıtlama önlemlerinden hem de yurt dışı talep düşüşünden çok etkilendiği belirtilirken, özellikle turizm dahil olmak üzere hizmet sektörünün ağır darbe aldığına vurgu yapıldı.