TORBA YASAYLA OHAL’İ ÜÇ YIL DAHA UZATMAYA ÇALIŞAN İKTİDARA ÇAĞRI: ZORLAMAYIN, GERİ ÇEKİN.
ZULÜMLE PAYİDAR OLUNMAZ
İYİ Partili Nuri Okutan: “Zulümle payidar olunmaz. Bununla birlikte, bütün zalimler payidar olabilmek için her türlü yola başvururlar ve kötülükte sınır tanımazlar. Başvurdukları yollar ise genellikle yasa ve meşruiyet dışıdır.”
İHTİYACIMIZ OHAL DEĞİL, HUKUK
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya: “Ülkenin daha fazla olağanüstü düzenleme ve yetkilere, keyfîliğe yol açtığı kesin otoriter yaklaşımlara değil, daha fazla özgürlük ve hukuk devleti mantığına ihtiyacı var. Düzenleme geri çekilsin.”
“İLTİSAK”LA MASUMLAR LEKELENDİ
CHP’li Emine Gülizar Emecan: “OHAL sürecinde birçok insan mağdur oldu, at izi kurt izine karıştı. ‘İltisak’ tanımlamasıyla masumlar lekelendi. Bu uygulama üç yıl daha uzarsa daha birçok insan lekelenmeyecek mi?”
***
OHAL dayatmasından vazgeçin
Türkiye 15 Temmuz darbesinin yıl dönümünde hala olağanüstü hal (OHAL) cenderesinden çıkamamanın sancılarını yaşıyor. Sivil toplum temsilcileri ve siyasetçiler OHAL yetkilerinin uzatılmasına değil, OHAL dayatmasından vazgeçilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Türkiye 15 Temmuz darbesinin yıl dönümünde hâlâ olağanüstü hal (OHAL) cenderesinden çıkamamanın sancılarını yaşıyor. İktidar meşum darbe girişiminin hemen ardından darbeci çeteyle daha güçlü ve kalıcı bir mücadele adına olağanüstü bir uygulama olarak OHAL yasasına ve yetkilerine ihtiyaç duyulduğunu ilân etmiş ve 20 Temmuz 2016 tarihinde bu düzenlemeler Mecliste kabul edilmişti. 18 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesine rağmen getirilen bir düzenlemeyle bazı OHAL düzenlemeleri hususunda iktidara 3 yıl süreyle daha yetki verilmişti. Şimdi bu süre de dolmak üzere ve Meclise sunulan yeni bir uzatma yasasıyla bazı OHAL uygulamalarının tekrardan 3 yıl daha uzatılması gündemde.
Yasa tasarısını geri çekin
Bu durumu değerlendiren Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Türkiye’nin kamu düzeninin içeriden ve dışarıdan birtakım tehditlerle karşı karşıya olduğu inkâr edilemez bir gerçek olduğuna dikkat çekerken, “Ne var ki alınması gereken tedbirlerin olağan hukuk düzeni içinde rahatlıkla karşılanabilme imkânı varken, ısrarla olağanüstü yetkilere sahip olma çabası kabul edilebilir bir şey değildir. Uygulamalar ne yazık ki geçmiş dönemde kaldığı düşünülen güvenlikçi devlet anlayışına geri dönüşü simgeleyen düzenlemeler olup AKP iktidarının önceki vaadleriyle çelişen bir tutumu yansıtmaktadır. Türkiye’nin daha fazla olağanüstü düzenlemelere, yetkilere, keyfiliğe yol açtığı kesin olan otoriter yaklaşımlara değil, daha fazla özgürlük ve hukuk devleti mantığına ihtiyaç duyduğu inancıyla iktidarı hukuk devleti olma iddiasını biraz daha yaralayacak bu düzenlemeden vazgeçmeye ve Meclise sunulan yasa tasarısını geri çekmeye dâvet ediyoruz” dedi.
Ankara - anka
***
Zulümle payidar olunmaz
İYİ Parti Millî Güvenlik Politikaları Başkanı Nuri Okutan da, AKP’nin sunduğu ve 15 Temmuz askerî darbe girişimi sonrası ilân edilen olağanüstü hal tedbirlerinin uygulama süresinin uzatılmasını öngören teklifi eleştirdi. Okutan, “Atalar sözümüzdeki gibi; zulümle payidar olunmaz. Bununla birlikte, bütün zalimler payidar olabilmek için her türlü yola başvururlar. Zalimlerin başvurdukları yollar ise genellikle yasa ve meşruiyet dışıdır. Ve onlar öyle zalimdirler ki, kötülükte sınır tanımazlar” dedi. Okutan, ayrıca ulusal güvenlik ve terörle mücadele gerekleri, zaten hukuka aykırı olan OHAL yetkilerinin uzatılmasına mazeret teşkil edemeyeceğini, söz konusu düzenlemelerden derhal vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.

***
İktidarın niyeti ülkeyi OHAL ile yönetmek
CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, vatandaşın beklediği desteklerin torba kanunda olmadığını belirterek “İktidarın asıl amacı vatandaşa destek değil, halkın sırtında adeta bir sopa olarak kullandıkları OHAL’i uzatmak” dedi. Kanun teklifinin geneline bakıldığı zaman “en sakıncalı görünen” 3 tane madde olduğunu söyleyen Emine Gülizar Emecan, “12, 19 ve 22’inci maddeler, Olağanüstü Hal Kanunu’yla ilgili. Burada 15 Temmuzda ilân edilen OHAL, 18 Temmuz 2018’de kaldırılmasına rağmen gözaltı süreleri uzatılmıştı. Şimdi getirilen kanunla bu üç yıllık uzatmaya bir üç yıl daha ekleniyor. Gerçekten bu 3 maddenin hem Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmesi hem de bu şekilde uzatılması çok vahim” diye konuştu.
OHAL sürecinde birçok insanın mağdur olduğunu, at izinin kurt izine karıştığını, aylarca cezaevinde kaldıktan sonra “Pardon” denilerek birçok insanın salıverildiğini de görüldüğünü ifade eden Emecan, “OHAL sürecinde insanlar sadece suçlanmadı, soruşturma geçirmedi. Bu insanlar, ‘iltisak’ tanımlaması altında bu ülkede lekelendiler” dedi.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA
***
15-20 Temmuz’la yargıya güven dibe vurdu
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL sürecinin ardından gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yargının bağımsızlığı konusunda soru işaretlerinin arttığı ve yargıya güvenin azaldığı bir süreç yaşıyor.

Sosyal Demokrasi Vakfı’nın 2019’da gerçekleştirdiği “Yargı Bağımsızlığı ve Yargıya Güven” anketine göre; Türkiye’de yargıya güvenenlerin oranı yüzde 38’e kadar geriledi. Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project) Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 2015’te 102 ülke arasında 80. sırada yer alan Türkiye, 2020 yılında 128 ülke arasında 107. sırada kendine yer bulabildi. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra darbe girişimiyle doğrudan ya da dolaylı olarak suçlanan binlerce kişi gözaltına alıp tutuklanırken yüzlerce de dava açıldı. CHP, darbe girişiminin birinci yıl dönümünde yayınladığı raporda 169 bin 13 kişi hakkında adlî işlem yapıldığını açıkladı. DW Türkçe’nin haberine göre, 21 Temmuz 2016’da ilân edilen OHAL boyunca 32 tane Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı.
Gözaltı süresini 30 güne çıkaran ve gözaltındaki kişilerin avukatlarıyla beş gün boyunca görüşmesini engelleyen düzenlemeler hayata geçirildi. Ocak 2017’de bu düzenlemeler Avrupa Konseyi’nin uyarılarıyla kaldırıldı ve gözaltı süresi 7+7 güne indirildi. Çıkarılan KHK’larla ise 125 bin 678 kişi kamudaki görevlerinden ihraç edildi.
Reform paketleri de...
Yargının siyasallaştığı kaygılarının arttığı dönemde iktidar ise reform paketlerini hayata geçirmeyi sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 30 Mayıs 2019’da açıklanan Yargı Reformu Stratejisi kapsamında hazırlanan 4. Yargı Paketi geçen hafta Meclis’ten geçti.
İnsan Hakları Eylem Planı da 2 Mart’ta kamuoyuna duyurulmuştu. Ancak eylem planı sonrasında hak ihlâllerinin devam etmesi soru işaretleri oluşturuyor. AKP’nin OHAL uygulamalarını üç yıl uzatan torba yasa teklifine ise itirazlar sürüyor.