BOĞAZİÇİ’NE REKTÖR ATAMASIYLA PATLAYAN KRİZİN TEMELİNDE AKŞAM DEĞİŞTİRİLİP SABAH ESKİ HALİNE GETİRİLEN KARARNAMELER YATIYOR.
TEPKİ VERİLMEYİNCE BUGÜNE GELİNDİ
Prof. Dr. Şaban Şimşek: “Türkiye-üniversite kamuoyu tepki vermediği ve Cumhurbaşkanını uyarmadığı için hiçbir şey olmamış, herşey normalmiş gibi bugüne gelindi. Bugün Boğaziçi tepki verdi ve kabak yeni rektörün başına patladı.”

ÜNİVERSİTENİN VİCDANINA SIĞMIYOR
“Öyle gözüküyor ki, şu ya da bu kesimlerin kullanmasına uygun olan bu gelişmeler iktidarın da başını çok ağrıtacaktır. İşin temelinde, üniversitenin vicdanına sığmayan, akademik kimliğin kabul edemeyeceği bir keyfî tutumun varlığı söz konusudur. Bunları yazmak benim hakkım. Başıma birşey gelecekse de gelsin.”
***
Gerilimin sebebi Saray kararnameleri
Eski Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Şaban Şimşek, “Boğaziçi’ndeki gerilimin sebebinin temelinde Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri olduğunu söyledi.

Eski Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Şaban Şimşek, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Şimşek, “Bir şey yasaya uyuyor diye her zaman meşru değildir. Meşruluk aynı zamanda insan inancının, toplum vicdanının (kamu vicdanı!) doğru ve haklı bulduğudur. Zaten bunlardan birincisi ikincisine uyuyorsa o ancak yasadır, değilse sopadır ya da maşadır! Konu kurumlar ise bunlara bir de yılların birikimiyle oluşan anlayışı, örfü, geleneği (teamülü) ilâve etmek gerekir. Üniversite için bunlara bir de özerkliği eklemek şarttır” dedi.
Üniversitenin vicdanına sığmıyor
Şimşek, “Boğaziçi’ndeki hadisenin temelinde: İstanbul Üniversitesi’nin ve Ankara Gazi Üniversitesi’nin bölünmeleri ve bunlara uymayan kişileri uydurmak ve rektör olarak atamak üzere akşamdan değiştirilip ertesi gün tekrar eski haline getirilen Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri” vardır. Bugün Boğaziçi, ister dışardan müdahale ister içerden kendiliğinden bir oluş olsun tepki verdi ve kabak yeni atanan rektörün başına patladı. Öyle gözüküyor ki şu ya da bu kesimlerin kullanmasına uygun olan bu gelişmeler iktidarın da başını çok ağrıtacaktır. İşin temelinde, üniversitenin vicdanına sığmayan, akademik kimliğin kabul edemeyeceği bir “keyfi” tutumun varlığı söz konusudur. Atama Yasaya uygundur ama girişte belirttiğim maddelere yeterince uygun değildir. İster seçimle ister atamayla gelsinler, rektörler muhakkak herkesin saygı duyacağı isimler olmalıdır” ifadelerini kullandı.
***
Gençleri rahat bırakın
Boğaziçi Üniversitesinde önceki gün yaşanan tutuklamalara siyasilerden tepki geldi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Boğaziçi Üniversitesinde yaşananlar kaygı vericidir” diyerek şöyle yazdı: “Üniversitelerimizde akademik özgürlük ortamını korumak toplumun ortak görevidir. Bir an önce aklı selime dönülmesi, konuşulabilir bir zeminin inşa edilmesi gerekmektedir. Sorunlar, gözaltılarla değil konuşularak çözülür.” DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan “Yeter artık, inadınızdan vazgeçin. Üniversitelerde de seçimi esas alın. Gençleri rahat bırakın. Duruşumuz budur” diye paylaşım yaptı.
***
Ayrıştırıcı dil inancımıza zıt
Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan Müslüman Öğrenciler Grubu, Boğaziçi’nde yaşanan gözaltı furyası ve Rektör Melih Bulu’yla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada “Üniversitemize atanan kayyum Melih Bulu’nun sosyal medyada kullandığı ayrıştırıcı ve hedef gösterici dil, inancımızla ve Boğaziçi kültürüyle taban tabana zıttır. Biz hem okulumuzda hem de ülkemizde kutuplaştırıcı dilin terk edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle Rum Sûresi 22. ayeti hatırlatmakta fayda görüyoruz: ‘O’nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır” ifadeleri kullanıldı.
***
Bu çirkin duruma son verilmeli
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestoları kınadı: “‘Ben yaptım, oldu’ mantığıyla rektör atanmasına karşı çıkan, şiddete başvurmadan ve değerlerimize hiçbir saygısızlık göstermeden sadece protesto hakkını kullanan öğrencilerin de gözaltılarla susturulması kabul edilemez!” CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerin gözaltına alınmasına ilişkin, “Üniversitelerini, liyakati ve adaleti savundukları için gençlerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması kabul edilemez... Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir” diyerek istifa çağrısında bulundu.
***
Danışmanlığa atandı, reddetti
Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Melih Bulu’nun rektör danışmanlığına atadığı DEVA Partisi Kurucu Üyesi Oğuzhan Aygören, görevi kabul etmeyeceğini açıkladı. Aygören, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada rektör danışmanlığına sürpriz bir şekilde atandığını ifade ederek “Öğrencilerimize güvenlik görevlilerinin müdahalesi kabul edilebilir değildir. Tüm bu sebeplerle, bu atamayı kabul etmemin mümkün olmadığını tüm kamuoyu ile paylaşmak isterim” dedi.