“Problem her ne olursa olsun, sizinle aynı fikirde olmayan insanları hapsetmek, asla, asla bir çözüm olmadı... Tamam, eleştiri almaktan hazzetmiyor olabilirsiniz; ancak en azından, sizinle aynı görüşte olmayan kişiler olduğu fikriyle ilgilenebilirsiniz. Ve aslında akıllı siyasetçinin de yaptığı bu: A, o mu? Bak onunla tanışmak isterim. Fikirlerini duymak, onunla konuşmak isterim. Profesörleri, yazarları tutuklamak... Bu delilik!” Yazar John Ralston Saul, geçtiğimiz hafta sonu (Cuma, 23 Kasım) İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nin konuğuydu. Saul, Gazete Duvar’a özel bir söyleşi verdi ve şunları söyledi; “Problem her ne olursa olsun, sizinle aynı fikirde olmayan insanları hapsetmek, asla, asla bir çözüm olmadı. Bu, söz konusu bir katil dahi olsa, ona ömür boyu hapis verseniz bile, hiçbir zaman işe yaramadı. Problem hep olduğu yerde kaldı.”
Akıllı siyasetçi farklı fikirleri dikkate alır
Saul şöyle devam etti; İstikrarlı bir toplum inşasının yolu, hapishaneleri boşaltmaktan geçiyor. Bu, farklı görüşlerden hoşnut olmakla pekâlâ olasıdır. Tamam, eleştiri almaktan hazzetmiyor olabilirsiniz; ancak en azından sizinle aynı görüşte olmayan kişiler olduğu fikriyle ilgilenebilirsiniz. Ve aslında akıllı siyasetçinin de yaptığı bu: “A, o mu? Bak onunla tanışmak isterim. Fikirlerini duymak, onunla konuşmak isterim.” Yani profesörleri, yazarları tutuklamak…Bu delilik. Bakın ben PEN Yazarlar Kulübü’nün eski başkanıyım ve derneğimiz kayıtlarında halihazırda 850 isim, şu an parmaklıklar ardında. 200’ün üzerinde üyemizin de öldürüldüğünü biliyoruz. Bini aşkın üyemizin de hakkında çeşitli cezalar söz konusu. Bir düşünün. Dünyada kaç Başkan hapse girdi ? İki, üç, dört, beş ? Çok az. Peki kaç general ? Yine çok az. Ya kaç Banka Başkanı? Aynı. Dolayısıyla bakıyoruz; yazarlar, gazeteciler, blog yazarları, hepsi hapiste. Tam delilik bu. Bunun gösterdiği ise, sözün, hayalin kudretidir. Bu bize ayrıca, otoriter kimselerin hayal gücünden nasıl korktuklarını, kendilerini nasıl güvencesiz hissettiklerini ifşa eder. İşte pozitif ve negatif popülizm arasındaki ayrım da budur.”