"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman

Halil ELİTOK
16 Ağustos 2022, Salı
ZULME BOYUN EĞMEYENLER (5)

Zulme boyun eğmeyenlerden Bediüzzaman’a ayrı bölüm açmamızın en önemli sebebi Bediüzzaman’ın Mektubat adlı eserinde ve Yirmiüçüncü Mektubunun üçüncü suale verilen cevabında mesele ortaya konmuştur. Şöyle ifade edilmektedir: “Başta müçtehidîn-i izam imamları mı efdal, yoksa hak tarikatlerin şahları, aktabları mı efdaldir?”

Elcevap: Umum müçtehidîn değil; belki Ebu Hanife, Mâlik, Şâfiî, Ahmed ibni Hanbel şahların, aktabların fevkindedirler. Fakat hususî faziletlerde Şah-ı Geylânî gibi bazı harika kutuplar, bir cihette daha parlak makama sahiptirler. Fakat küllî fazilet imamlarındır. Hem tarikat şahlarının bir kısmı müçtehidlerdendir. Onun için, umum müçtehidîn, aktabdan daha efdaldir denilmez. Fakat Eimme-i Erbaa, Sahabeden ve Mehdîden sonra en efdallerdir denilir.”[1]

Bediüzzaman, Hayatının son dakikasına kadar iman davasında ve insanlığın imansızlıktan kurtulmasına varıncaya kadar mücadele etmiştir.

Bediüzzaman’ın hayatı incelendiğinde bütün hayatını insanlığın imanını kurtarma yolunda harcadığı bir vakıadır. Ama bütün bunlara rağmen davasından hiçbir zaman vaz geçmemiş ve boyun eğmemiştir.

“Bir adam seninle imana gelmesi, sana sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır” Hadis-i şerifini hayatına rehber etmiş Bediüzzaman, insanların imanını kurtarma konusundaki gayretlerini şöyle açıklar:

“Bana, ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor içinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!”[2]

“Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, ahretimi de.”

“Sonra, ben, cemiyetin iman selameti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon (şimdi yetmiş beş milyon) Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selamette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistan olur.”[3]

Rabbimin rahmetini niyaz ediyorum.

Dipnotlar:

[1]Mektubat, s.328, (23. Mektub)

[2]Nursi, Said; Tarihçe-i Hayatı, İstanbul-1994, s.543.

[3]Nursi; a.g.e. s.544.

Okunma Sayısı: 1708
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    16.8.2022 14:26:19

    Sadakte üstadım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı