Programa katılma şartlarından birisi de Risale-i Nur Külliyatını en az bir defa okumuş olmak gerekiyordu.  

Yirmi bir günlük program büyük bir titizlikle hazırlanmış ve her noktaya dikkat edilmişti. Program öncesi hem Risale-i Nur’a hem de eğitim ve maarif konularına vukufuyeti olan kıymetli ilim adamlarıyla istişareler yapılmıştı.  

Maksat gençlerin önünü açmaktı. Onlara hayatta karşılaşacakları problemlerin çözümleri için ufuklar açmaktı. Önlerindeki kapalı kapıların ya da hazinelerin anahtarlarını elde edecek inisiyatifler vermekti. Seminerciler de dahil olmak üzere abilerin onlara hoca ve muallim değil bir ders arkadaşı olmaları planlanmıştı. Aynı hayatı, aynı okulu, aynı memleketi ve aynı dünyayı paylaşanlara da güzel bir numune şeklinde yetişmesine vesile olmaktı. 

Farklı şehir ve üniversitelerden gelen bu kadar farklı gençlerin bu kadar uyum ve ahenk içinde olduğu bir programa rastlamak zordur.  

Program Kur’an-ı Hakim’in mesajını yeryüzünün halifesi bir kimlik ile anlamak, yaşamak, idrak etmek, kendisini ifade etmek, yeryüzü mescidi ve mektebindeki arkadaşlarıyla fikir alışverişi ve birlikte yaşama üzerine kurulmuş diyebiliriz.  

İmamlıktan müezzinliğe, tesbihattan ders okumaya, çay ve ikram servislerine kadar her şey dönüşüm ve paylaşım üzerine uygulanan bir program.  

Program sabah namazıyla başlıyor. Güneşin doğuşuyla tesbihata başlayan bütün mahlukata iştirak ederek ya da temsil ederek yapılan tesbihat… Sırayla okunan sabah dersi. Daha sonra beş dakikalık yürüyüşle ulaşılan sahil…  Yürüyüş parkuru, park ve sahil iç içe.  İnsanlar yeni uyansa da hiç uyumayan ve daim zikir ile çalkalanan denizi tefekkür ederek kitap okumanın zevki daha başka. 

Sabah sporu yapan birkaç kişi kitap okuyanları görünce ilk günler biraz şaşırıyorlar.  Halbuki maddi kalp zindeliği için sabah sporu nasıl gerekiyorsa elbette iki cihan saadetini ayakta tutacak manevi kalp için de ona göre bir spor ve idman gerekecek. Bizim gençler ikisini de yapıyor. 

Kahvaltıdan sonra o günkü konun hakkında araştırma, inceleme ve tarama çalışmaları başlıyor. Daha sonra dörder beşer kişilik masa çalışmaları… Masa çalışmaları neredeyse Risale-i Nur’da ifade edilen “Mütefekkirane meşveret” tabirinin bir uygulaması. Konu müzakere ediliyor. Farklı fikir ve bakış açıları dikkate alınıyor. Daha sonra sadece talebelerin söz hakkı olan şura toplanıyor. Toplantıyı da tamamen teknolojik imkanları da kullanarak kendileri yönetiyorlar. Genç dimağ ve kalplerden hayatın içinden dikkat çekici fikirler, halisane talepler ve orijinal değerlendirmeler harmanlanıyor. Sorular ve izahlarla konu daha da netleşiyor.  

Son olarak da dışarıdan davet edilen konusunda ihtisas sahibi kişiyle seminer ve soru cevap faslıyla konu tekâmül ediyor.  

Program boyunca serdedilen ve olgunlaştırılan fikirler, değerlendirmeler ve başlıkların kayıtlarının tutulması en güzel hususlardan birisi. Bu değerli kayıt ve çalışmaların istifadeye sunulması en önemli taleplerimizden… 

Geleceğimiz ve ümidimiz olan gençlerimizi ve organizasyonda emeği geçenleri tebrik ediyoruz.