Türkiye’yi idare edenler çok dikkate almamış olsa da ‘büyük dertlerimiz’den biri de her kademedeki israftır. İsrafla mücadele bir politika haline gelmediği müddetçe düzlüğe çıkmak çok da kolay olmayacak.
Türkiye’de gerçekleşen gıda israfının %42’sinin evlerde yaşandığına dikkat çekilen bir haberde şöyle denilmiş: “Araştırmalar; 783 milyon insanın 2022’de açlıkla karşı karşıya kaldığını ve israf edilen gıdanın %25’inin dünyadaki 795 milyon yetersiz beslenen insanı doyurabileceğini gösteriyor. Dünyada her yıl gerçekleşen gıda israfının %61’i, Türkiye’de gerçekleşen gıda israfının ise %42’si evlerde çöpe giden yiyeceklerden kaynaklanıyor. (...) Yemek israfına dikkat çeken Compass Group, “Yemek İsrafını Durdur” çağrısında bulunarak; tüm dünyayı gıda israfı mücadelesine katılmaya teşvik etti.” (FM İletişim Basın Bülteni, Nisan 2024)
Aynı haberde şu bilgiler de paylaşılmış: “Yaklaşık 783 milyon insanın 2022’de açlıkla karşı karşıya kaldığını gösteren araştırmalar; israf edilen gıdanın sadece %25’inin dünyadaki 795 milyon yetersiz beslenen insanı doyurabileceğinin altını çiziyor. Dünyada her yıl 931 milyon gıda israf edilirken ülkemizde 18,1 milyon ton gıda israf ediliyor ve bu her yıl 603 bin çöp kamyonunun taşıdığı miktarda çöpe karşılık geliyor. Dünya genelinde kişi başına en çok gıdanın israf edildiği 3. ülke olan Türkiye’de, her yıl evlerde kişi başı 93 kg gıda çöpe atılıyor, günde yaklaşık 4,9 milyon ekmek çöpe gidiyor. Gıda israfı, tarımda kullanılan suyun dörtte birinin de israf olmasına yol açıyor. Çöpe atılan her 1 kg etin yanında 15.500 litre, her 1 kg domatesin yanında ise 184 litre su da israf ediliyor.”
Elbette mesele sadece ‘gıda israfı’ ile sınırlı değil. Fakat bu mesele de çok önemli. O halde israfla mücadele öncelikli olarak ‘ev’lerde başlamalı. Çöpe giden bir ekmek, sadece ‘1 ekmek’ değil. O bir ekmek için soframıza gelene kadar harcaman bütün emek ve enerji de israf edilip çöpe atılmış oluyor. İsrafla ne kadar mücadele edilse o kadar yeridir ve gereklidir. Türkiye’yi idare edenler her ne kadar dikkate almamış olsa da geç kalmadan ve acil bir şekilde “İsrafla Mücadele Bakanlığı” kurulmasında fayda vardır. Tabii ki her zaman ifade edildiği üzere böyle bir bakanlık kurulurken ‘yeni israf kapıları da açılmaması’ icap eder. Çalışanlarının çoğunun ‘gönüllü’ olacağı böyle bir bakanlık kurulamaz mı?
Sadece gıda israfı ile ilgili olarak çizilen tablodaki gerçekler bile insan olan insanları dehşete düşürmez mi? Çöpe giden gıdaların yaklaşık 1 milyar insanı doyurabileceğine dikkat çekiliyor ki bu rakamları kim küçümseyebilir? Gıda israfının önlenmesi noktasından başlayarak büyük bir kampanya açılsa ve devamında da diğer israf kalemleri sona erdirilse ülkemiz çok daha kolay ve erken bir şekilde ‘düzlüğe’ çıkmaz mı?
İsrafın her çeşidini hemen sona erdirmek için el ele verelim ve hep birlikte çalışalım. Türkiye’yi krizden kurtarmanın yolu da budur...