Üzerine vazife olmayan işlerle iştigal etmese… Yalnız ve yalnız yapmakla mükellef oldukları sorumlulukları yerine getirmek için çalışsa çabalasa…
Evvela siyaseti meslek edinen ve o yol ile ülkeye hizmet için meydana çıkan siyasiler, dine hizmet için yola çıkan cemaatlerin iç işlerine karışmak yerine bütün bilgilerini ve birikimlerini ülkenin maddi ve manevi huzuru için sarf etseler…
Cemaatleri yanlarına çekip, onlardan rey devşirmek onlarla uğraşmak yerine bütün vatandaşları alâkadar eden konular için mesailerini teksif etseler...
Bilhassa ülkenin sevk ve idaresini ellerinde bulunduran siyasiler dinî cemaatlerin hizmetlerine engel olmak yerine onların hizmetlerini serbestçe yapmaları için imkânlar hazırlayabilseler…
Bu meyanda kendilerine taraftar olan cemaatlere devletin bütün imkânlarını seferber ederlerken; kendilerine muhalif olarak gördükleri cemaatleri de adeta sahneden silmek için, onların haklarını gasp etmeseler…
Kısacası siyaseti meslek edinenlerin, cemaatlerle olan münasebetlerinde yapmaları ve yapmamaları gereken hususları dikkate alıp o çerçevede hareket etmeleri; bütün ülkenin yararına olacaktır.
Bu meyanda dine hizmeti gaye edinen cemaatlerin de üstlendikleri kudsî vazifenin şuurunda olarak hareket etmelerinin önemli bir vecibe olduğunu bilmeleri şart.
Cemaatlerin, dinin yüce değerlerinin; başta siyasete, dünyevî makam-mevkiye, servete, ticarete vs. alet edilmemesi noktasında lâzım gelen hassasiyeti göstermeleri elzemdir.
Toplumda artarak devam etmekte olan müstehcenlik, önü alınmayan kumar, alkol, uyuşturucu gibi; insanların iki hayatını da mahveden kötü pençesinde debelenen gençlerimizin bu içler acısı gidişatları varken toplumun içine düşürüldüğü bu manevi yangına karşı dine hizmeti gaye edinen cemaatlerin seyirci kalıp, duyarsız kalmaları düşünülebilir mi?
Gerçekten “Dine hizmet için varız, insanların manevi hayatlarını muhafaza etmek için çalışıyoruz.” diyen cemaatlerin, insanların imanını, itikadını hedef alan bu dehşetli gidişata karşı aslî vazifelerini terk ederek, bazı partilerin adeta arka bahçesi gibi davranıp siyasilerle pazarlıklarına girmeleri aklın kabul edeceği bir hal mıdır?
“Dine ancak biz hizmet ederiz.” iddiasına sahip ve ‘dindar’ olarak lanse edilen bu iktidar döneminde yaşanan ahlâkî aşınmaları görüp, bu iktidardan fütuhat beklentilerine giren bazı cemaatlerin takındıkları bu tavır, aslî vazifelerini terk etmek değil de nedir?