Üstad Bediüzzaman’ın; Demokrat siyasî kadroların başa gelip, muvaffak olmaları için “İslâmiyet, vatan ve Kur’ân” adına açıktan destek vererek, nokta-i istinat olduğu ve talebelerine de bu yönde ikaz ve tavsiyelerde bulunduğunu ihvanlar olarak her halde haberdar olmamız lâzım.
Üstadın, bu açık ve net mesajlarına ilâve olarak, Risale-i Nur’un bilhassa Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları olmak üzere Külliyat’ın muhtelif eserlerinde de Üstad’ın ısrarla Demokratlara olan tercihleriyle ilgili mesaj ve tavsilerini her halde okumuşsunuzdur.
Ama görülüyor ki o gibi bahisler ya hiç okunmuyor veya “o zaman öyle idi.. Şimdi şartlar değişti, Üstad şimdi olsaydı bizim gibi siyasî tercihte bulunurdu...” gibi tekellüflü, bir kadar da manevî mesuliyeti gerektiren yorum ve te’villerde bulunuyorsunuz. Her konuda olduğu gibi siyasî ve içtimaî mevzularda da bütün nev-i beşere yol gösteren, çağlara ışık tutan, tavsiye, ölçü ve prensiplerle bütün insanlığa yol gösteren bir dahiyi; “o zaman öyle idi.. Şimdi olsaydı böyle demezdi” gibi içi boş, tekellüflü yorum ve te’villerin sizce bir inandırıcılığı var mı?
Üstadın belli zamanlarla ve şartlarla kayıtlı olmayan, çağları kapsayacak şekilde nazarlara verdiği ölçü ve prensiplerini, ikaz ve tavsiyelerini kulak ardı ederek; güya rehber olarak ittihaz ettiğiniz Nurlar’dan en küçük bir örnek, en basit bir işaret, en ufak bir ima getirmeden “o zaman Demokratlardı; şimdi de AKP... O zaman Menderes’di; şimdi de Tayyip Bey...” Ne şahane teşbih ve tesbitler değil mi?
Tıpkı geçmişte yaptığınız gibi... Demokrat siyasî kadroları silâh zoru ile alaşağı eden darbeci cuntacılara verdiğiniz desteği bir kenara koyarsak, Demokrat niyetine merhum Özal’a, onun vefatından sonra yıldızı parlatılarak önü açılan merhum Erbakan’a yine Demokrat niyetine destek verdiniz. Sonrasında Hoca’nın rahle-i tedrisinden icazet alan şimdiki iktidarı Demokratların devamı olarak lanse ederek desteklemeye devam ediyorsunuz. Bakalım bu ince ve şahane te’vil ve yorumlarla daha hangi siyasî kadroları Demokrat olarak keşfedip lanse edeceksiniz.
Üstad Bediüzzaman’ın nazarlara verdiği ölçü ve prensiplerle uzaktan yakından hiç bir tarafı olmayan destek verdiğiniz bu partilerin Demokratlıkla, demokrasiyle, hak ve hürriyetlerle ters düşen bir sürü yanlış uygulama ve icraatlarını değil itiraz, tenkit veya ikazlarda bulunmak, bu güne kadar hep alkışlayarak, duâlarda bulunmanın vicdanî bir izahı var mı sizce?..
Şu tavır ve duruşlarınız şahsî fikir ve tercihlerinize mahsus bir tercih olsaydı yanlış da olsa saygı duyardık. Ama Nurlar’daki ölçü, düstur ve prensiplerle taban tabana zıt olan bu siyasî tercihlerinizi Bediüzzaman’a mal ederek, Risaleleri kaynak olarak gösteriyorsanız kusura bakmayın manevî mesuliyeti gerektiren ağır bir vebalin altına giriyorsunuz. Çünkü kâinatta hiçbir şeye alet olmayan Risale-i Nur’u basit fikir ve düşüncelerinize alet etmiş oluyorsunuz.