Taberânî, mu’cemleriyle tanınan meşhur hadis hâfızıdır.
Babasının teşvîki ile 13 yaşından itibâren hadis öğrenmeye ve dinlemeye başladı. 887 yılından itibaren 25 yıl boyunca pek çok ilim merkezinde tahsil yaptı. Halep, Tarsus, Basra, Kûfe ve İsfahan gibi ilim merkezlerinde bulundu.
Taberânî, Hadis, ensâb ve târih alanında dönemin en büyük âlimi oldu. Güzel ahlaklı idi. Konuşmasında ölçülü ve talebelerine karşı güzel davranışıyla meşhur oldu. Talebeyi çok severdi.
300.000 hadis yazmıştır. Talebesi Ebü’l- Abbas eş-Şirâzî’ye “Bu kadar hadîsi hocanız Taberânî nasıl yazmıştır?” diye sordular. O da: “Taberânî, bu kadar hadîsi toplamak için, 30 yıl hasır üzerinde yatmaya katlanarak ilmî seyâhatler yaptı” demiştir. (İslam Ansiklopedisi, c.39, s.310)
Meşhur Taberânî gibi mevsûk ve sahîh muhakkiklerin rivâyetiyle, Hz. Ebû Hüreyre yemekle ilgili bir mucizeyi şöyle anlatıyor: “Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm bana emretti: “Mescid-i Şerîfin suffesini mesken ittihaz eden yüzden ziyâde fukarâ-i muhâcirîni dâvet et.” Ben dahî onları aradım, topladım. Umûmumuza bir tabla taam konuldu. Biz istediğimiz kadar yedik, kalktık. O kâse konulduğu vakit nasıl idi, yine öyle kaldı. Yalnız parmakların izi taamda görünüyordu.
Üstad Bedîüzzaman hazretleri bu mucizeyi şöyle yorumluyor: “İşte, Hazret-i Ebû Hüreyre, umûm kâmilîn-i Ehl-i Suffe rivayet etmiş gibi katîdir. Hem hiç mümkün müdür ki, o haber hak ve doğru olmasa, o sâdık ve kâmil zâtlar sükût edip tekzib etmesinler.” (Mektûbât, s.116)
Suffe; peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hicret sonrasında açtığı ilk İslâm okuludur. Bu okulun öğrencilerine Ehl-i Suffe veya Ashâb-ı Suffe denir. Mescidin bitişiğinde bulunan bu ilim mektebi yatılı idi. Fakirlerden oluşuyordu. Sayıları 100 ile 400 arasında değişirdi. Evlenenler ayrılırdı. Geçim ve iâşelerini peygamberimiz tedârik ederdi. Ebû Hüreyre radiyallahu anh, bu Suffe’nin meşhur şakirdlerindendir.
Îman, ihlâs, istikâmet, ilim, Kurân ve sünnet üzere kalınız.