15 Şubat 2014, Cumartesi
4 Şubat 2014, Prof. Dr. Mahmut Esad COŞAN Hocaefendinin ölümünün onüçüncü yıl dönümü. Allah mekânını cennet eylesin.
Geçen hafta içerisinde, ömrünü insanlığa hizmete adamış Hocaefendinin hayatını konu alan bir belgesel izledim. Belgeselin birinci dakikası bir vaazından kesit ile başlıyor ve sizi büyük bir şaşkınlık içerisinde bırakıyor. Mübarek, vaazında sanki Avustralya’da öleceğini biliyormuşçasına konuşmuş.
Tarih 29 Aralık 1991. Yer Fatih İskenderpaşa Cami. Kürsüde Mahmut Esad COŞAN Hocaefendi. Şöyle vaaz etmiş: “Bir insanın rızkı, eceli, nerede öleceği bu Allah’ın hep bildiği, yazdığı, kader, mukadderat, alnının yazısı... Yani, Hindistan’da ölmeyi murad etmişse; Hindistan’dan bir dâvet çıkar oraya gider. Şimdi ben, coğrafya kitaplarında görüyordum Avustralya’yı... Ne param yeter, ne aklımın köşesinden geçer Avustralya’ya gitmek. Bizi oradaki arkadaşlarımız çağırdılar; ‘Aman Hocam, konferans var, üniversitede eğitim var, seminer var, bilmem ne...’ ‘Gelemem, edemem.’… Kalkıyor gidiyor insan oraya. Yani, eceli oradaysa diyecekler ki: ‘Esad Hoca Avustralya’ya gitti, vefatı oradaymış!’, öyle olacak! Allah cümlemizi sevdiği bir kul olarak, sevdiği bir işi yaparken, hayır üzerindeyken, canımızı alsın...”
Tarih 4 Şubat 2001. Flaş haber şöyle: “1997’den itibaren yurtdışında yaşamak zorunda kalan Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan ile damadı, Avustralya’da trafik kazasında hayatlarını kaybettiler.”
Ülkesi, vatanı ve insanlığın kurtuluşa ermesi için ömrünü adayan Hocaefendinin naaşı, Üstadı, hocası ve kayınpederi Mehmet Zahit KOTKU’nun yanına -yani Süleymaniye camii avlusuna- defnedilemiyor. Neden mi? Kısaca anlatayım.
4 Şubat 2001 tarihinde damadıyla birlikte Avustralya’da geçirdiği trafik kazası sonucu vefat eden Prof. Dr. Esad COŞAN’ın cenazesinin Süleymaniye Camii avlusuna defnedilmesi için işlemler başlatılıyor. Hocaefendinin oğlu Nurettin Coşan’ın, babasının cenazesinin Süleymaniye Camii avlusuna defnedilme isteğini içeren mektubu, Bakanlar Kurulu’nda onaylanıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Esad Coşan ile damadı Ali Yücel Uyarel’in Süleymaniye Camii haziresine definlerine imkân tanıyan kararname taslağını reddediyor; Başbakanlık’a geri gönderiyor. Böylelikle, Hocaefendi Eyüp Sultan mezarlığına defnediliyor.
Bu konuyu araştırıp gündeme getirmeme bir arkadaşımın göndermiş olduğu e-posta sebep oldu. Çok hoşuma giden e-postada, arkadaşım Esad Coşan Hocanın kabrinin Eyüp Sultan mezarlığından alınıp Süleymaniye’ye defnedilmesinin Hocaefendiye iade-i itibar olacağını dile getirmiş. Hatta bu e-postayı Başbakanlığa da göndermiş. Aynen yayınlamak istiyorum. Şöyle yazmış dostum:
“04.02.2001 tarihinde vefat eden Mahmut Esad Coşan Hocaefendinin vefatının akabinde naşının Türkiye’ye getirilmesi sağlanmış ancak o dönem Cumhurbaşkanımızın onay vermemesi nedeni ile Süleymaniye Camiine defin edilememiştir. Eyüp Sultan Mezarlığına defnedilen Hocaefendinin Ülkemiz, milletimiz ve İslâmiyet adına, vatan toprağından kilometrelerce uzakta sarf ettiği çaba aşikârdır. ‘Himmeti gayreti milleti olan, tek başına bir millettir’ sözünün en büyük örneklerinden biri olan Hocaefendinin himmetlerinin ve gayretlerinin görmezden gelinmeden, milleti adına, din-i İslâmiye adına, yaptıkları hürmetine, Allah’ın adını güneşin doğup battığı her yere ulaştırma çabası adına itibarını iade adına bu yüce insanın naşının Süleymaniye Camiine defnedilmesi vatanımızın, milletimizin ve devletimizin selâmeti adına büyük bir erdemdir. O dönem bu naşın Süleymaniye Camiine defnedilmemesi kararını vermek nasıl bir seçilmişin elinde ise bu dönem bu naşı Süleymaniye Camiine defnedilmesini sağlamakta yine bir seçilmişin elindedir. İtibarı iade edilen ve Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülü’ne lâyık görülen sanatçımız gibi bir zamanlar verilen karar değiştirilebilir ve itibarı iade edilebilir. Allah yaptıklarımızdan haberdardır. İyiyi, doğruyu ve güzeli yapmamızı nasip eylesin.”
Mahmut Esad COŞAN Hocanın kabrinin Süleymaniye Camii avlusuna defnedilmesinin hangi niyetle engellendiğini bilmiyorum. Tekrar oraya defnedilir mi, böyle bir girişim oldu mu onu da bilmiyorum. Bu konuda bildiğim şudur ki Peygamberimiz (asm), “Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmuş. İnşallah Mahmut Esad COŞAN Hocaefendi de çok sevdiği, yolundan gittiği Hocası Mehmet Zahit Kotku Hazretlerinin dünya kabristanında yanında olamasa da ahirette beraber olacaktır. Allah biz günahkâr kullarını, onların şefaatine nail eylesin.
Sağlıcakla kalın sevgili dostlar…
Okunma Sayısı: 14814
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.