Berat Albayrak’ın istifası için Reuters’e konuşan bir AKP yetkilisinin, “Bu şekilde bir istifa hem Erdoğan’a, hem de partiye ciddi zarar verdi. Erdoğan, Berat Beye çok büyük yatırım yaptı. Onun için birçok bakan ve bürokratı üzdü” sözleri, partideki “Reise kayıtsız şartsız biat ve itaat” anlayışının sonuna gelindiğini gösteren bir işaret olabilir mi?
İsmini vermeden konuşmuş. Ama bunları söylemiş olması yabana atılmamalı. Demek ki parti içinde bir sorgulama başlamış gibi.
Albayrak’ın partili vekilleri gruplar halinde toplantıya çağırdığı, 290 vekilden 170’inin davete icabet ettiği ve Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın bu davetlerden rahatsız olduğu haberi konuya çok başka bir boyut katıyor.
Bu rahatsızlık Erdoğan’a iletildikten sonra istifanın gündeme gelmesi boşuna olmasa gerek. Galiba Sarayda aile içi bir kavga çıktı.
Uğruna nicelerinin hatırı kırılarak önü böylesine açılan damat çizgiyi aşınca “çizik” yedi.
Enteresan ve ibretli olan, istifa haberi duyulduğunda “Kutlu yürüyüşümüzde Berat Albayrak vazgeçilmezimizdir” gibisinden gayet dokunaklı mesajlar atanların bir kısmının, Reis “görevden affı kabul” ile tavrını belli ettikten sonra yüz seksen derecelik bir dönüş manevrası yaparak plağı tersine çevirmeleri.
Böyleleri bulundukları yerlere zaten bu tıynetleri sayesinde geldiler ve kalabilmelerinin de ancak böyle mümkün olduğunun farkında oldukları için böyle davranıyor olmalılar.
Ama yukarıda aktarılan sözde ifade edildiği gibi hadise ağır bir hasar meydana getirdi.
Albayrak’ı istemedikleri için partiden ayrılmayı dahi göze alan bir grubun varlığı ortaya çıktı. Bunlar şimdilik rahatlamış olabilirler, ama özellikle ekonomideki kötü gidişatı, günah keçisi ilan edilen damadı harcayarak tersine çevirmenin ne derece mümkün olacağını önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz.
Albayrak’ın davetlerine icabet edenlerden ne kadarının bu istifayı içine sindirdiğini de.
Partideki iç kaynamayı kulis bilgilerine dayanarak takip edenler, AKP’nin içinde bulunduğu durumu ANAP’ın son dönemindeki haline benzetiyorlar. 12 Eylül ürünü ANAP, 28 Şubat’a da payandalık yaptıktan sonra siyasetten silinmişti. 28 Şubat ürünü AKP’nin de benzer bir âkıbete doğru gittiği görülüyor.
Bilhassa 15-20 Temmuz’da yaptıklarıyla...