“AYM, malûm suçlama ile tutuklu bir hâkimin cezaevinde sadece bir adet Kur’an-ı Kerim bulunması sebebiyle yaptığı ‘hak ihlâli’ başvurusunu kabul etti. Tutuklu hâkim, kendisine dışarıdan getirilen Kur’an’ı sürekli yanında bulundurabilecek. AYM’nin konuyla ilgili görüş istediği Adalet Bakanlığı, ‘fetö’ tutuklularının Kur’an ayetlerini şifre olarak kullanmak suretiyle haberleştiklerini ileri sürdü ve Kur’an-ı Kerim dahil hiçbir kitabın getirilmesine bu gerekçeyle izin vermediklerini bildirdi (4.7.18).”

İki hafta sonra iktidar medyasında, AYM kararına konu olmuş bu belgeli yayınımızı da kattıkları bir dolu iftiraya hedef yapıldık.

Ama öncekiler gibi bunları da aynen iade edip suratlarına çarparak geri püskürttük.

Ve bu Kur’an-ı Kerim yasağının, hikâyesini 23 Ekim’de anlattığımız “Yeni Asya yasağı” ile eşzamanlı olarak ve aynı yöntemle uygulamaya konulduğu bilgisine de yeni ulaştık.

Bunu da kısaca özetleyecek olursak:

Bahis mevzuu tutuklulara hiçbir şekilde Kur’an verilmemesi talimatı, yine cezaevi müdürlerine açılan telefonlarla iletilmiş.

Gerekçe, AYM’ye verilen savunmada da açıkça ikrar edildiği gibi şifreli haberleşme!

Bu görülmemiş uygulama bir sene kadar devam ettikten sonra, muhtemelen AYM’nin gündemine taşınıp Yeni Asya’nın manşetine konu olduktan sonra nihayete ermiş.

Sorumlularının, gazetemize getirdikleri hukuksuz yasakta olduğu gibi, konuyu dışarıya sızdırmamak ve kimseye duyurmamak için gösterdikleri onca yoğun çabaya rağmen...

Sonrasında önceki talimat, “İsteyen tutuklulara Kur’an’ı belli saatlerde dağıtıp geri toplayın”  şekline çevrilerek güya “düzeltilmiş.”

Son durum nedir, tam olarak bilmiyoruz.

Ancak bazı cezaevlerinde gerek gazetemize, gerekse Yeni Asya damgalı Kur’an ve Risale-i Nur eserlerine çıkarılan keyfî engellemelerin hâlâ devam ettiğini duyuyoruz.

Ve bu saçmalıkların tamamına artık külliyen son verilmesi için yetkililere yapageldiğimiz çağrıları bir kez daha tekrarlıyoruz.

Özellikle de “Amacımız tutukluları okumaya teşvik etmektir” diyen Adalet Bakanı Gül’e...