"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayatınızın öznesi mi, yoksa nesnesi misiniz?

Kenan TAŞTAN
05 Ağustos 2015, Çarşamba
Bazılarımız yitirdiğimiz insanın yasını tutuyoruz şu hayat sahnesinde; o yitirdiğimiz insan herkese göre farklı farklı olsa da...

Mü’min yitirdiği inancının yasını tutarken, sosyalist yitirdiği ütopyanın, kapitalist meta karşısında yitirdiği vicdanının, komşu komşuluk edememenin, evlât anne ve babasının kıymetini bilememenin, eşler birbirine yarenlik edememenin yasını tutuyor. İşte bu yüzden pek çoğumuz üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi uyuşmuşçasına yaşıyoruz. Bu yitikler arasında gidip gelen hayallerimize inat hissettiğimiz bütün sıkıntılar ve acılarsa şimdiye ait. 

Bazıları için ise, hayat sahnesinde nasıl olduklarından çok nasıl göründükleri önemli. Bunun için içleri kan ağlasa da sosyal medyada en cafcaflı fotoğraflarını paylaşıyorlar ve en edebî cümleleri diziyorlar ard arda.  Onun için bu insanların sosyal medyada paylaştığı sanal mutlulukları onlarca beğenen insan varken, yaşadıkları acıyı tek başlarına göğüslemek zorunda kalıyorlar reel hayatta ve haliyle eziliyorlar, üzülüyorlar, yıkılıyorlar…

Bazıları ise, yaşadıklarıyla yansıttıkları arasında kimsenin dikkat etmediği boşluklar barındırıyor bünyelerinde. Orada olduğu halde dikkatimizi çekmeyen belki de hayatlarını tümden etkileyecek bu boşluk yüzünden çekiyorlar onca acıyı. Çoğu zaman kendileri bile farkına varamıyor bu içlerindeki devası boşluğun.

Bazıları her şeye ve herkese rağmen “mutluluk tiranlığına” hevesli, neticesi ise hiç önemli değil; ne de olsa felsefeleri “carpediem!” Felâket vadisine sürüklendiklerinin farkında olmayan bu kesime göre hayat ne öncesi, ne de sonrası olan bir süreç. Ne varsa ve yaşanacaksa şimdide. İşin ironik yanı, bu felsefe kulağa hoş gelse de en çok sıkıntı çeken ve psikolojik rahatsızlıklara en çok yakalanan grup bunlar.

Bazıları için ise “Bu dünya hayatı bir oyundan ve geçici bir eğlenceden ibaret” her türlü cazibesine karşı aldanılmaması gereken, asıl varılacak menzile giderken bir teşehhüt miktarı vakit geçirilecek bir durak mesabesinde. 

Dikkat edilirse herkese ve her görüşe göre bir yaşama tarzı mevcut. Herkes kendi çabası ve nasibi ölçüsünde bu dünya sahnesinde rolünü icra ediyor ve asıl toplanılacak menzile doğru gidiyor. Asıl olan bir figüranlık kadar bile rolü olanın o rolünün hakkını vererek bu dünya sahnesinden ayrılması… Hayat sahnesinde figüran olarak mı, başrol oyuncusu olarak mı yer alacağımız çoğu zaman bizim elimizde olmasa da, hayatı bir nesne olarak yaşamak yerine bir özne olarak yaşamak her daim elimizde. Ne mutlu hayatı kendi tercihleri doğrultusunda, her şeye ve herkese rağmen bir özne olarak yaşayabilenlere ve menzile alınları ak, sineleri pak varabilenlere…

Okunma Sayısı: 4357
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı