Ocağın ilk günlerinde soğuk bir kış akşamıydı. Sabahın alacasına kadar yağan kar, etrafı sarmıştı. Hava sessiz, derin.
Güneş, tertemiz bir havaya doğacaktı. Kar gülü olan Kardelen, güneşine kavuşacaktı. Yılın açan ilk çiçeği olarak karlar altından çıkmıştı. İstediğine ulaşmak için soğuğa katlanmış, yalnız kalmıştı. Nihayet kardan gelen bir aydınlık ile başını çıkardı gün yüzüne. Başı eğik bir şekilde döndü güneşine. Narin ve zarifti, çok dayanamazdı. Güneşi görmek pahasına çiçek açtı. Onu besleyen güneşe vefasını bu şekilde gösterdi. İnancın, azmin, gayretin timsaliydi. Çok yaşamadı belki ama bembeyaz kalarak, karların gülü olmayı başardı.
Evet herkes bağrında sayısız kardelenler barındırıyor. Her ne kadar göremesek de, bir gün elbet çiçek açacaklar. Maddî manevî kış zamanında, azim ve gayret ile bu çiçeği sularsak. Her geceden sonra bir sabah, her kıştan sonra bir bahar gelecek. Kardelenin de bir gün kışı bitecek. Mesele gerçek sabaha, gerçek bahara uyanmak. Bir Kardelen gibi inanmak, çalışmak, kazanmak.
Hakikat güneşine ulaşmak için, önce Hakk’ın rızasına kavuşmalıyız. Karları delerek, soğuklara katlanmak gerekecek. Zahmetler olmadan, emeksiz çalışmadan rahmete ulaşamayız. Hak yolunda rıza için çalışmak zorundayız. Önümüze çıkan buzları, iman güneşiyle eriteceğiz. Sabırla gayretle Hakk’ın kapısını çalarak.
Kardelenler çiçek açsa da, başı eğik toprağına bakıyor. Maksada ulaşsa da, aslını unutmuyor. Bu vefalı duruş bile bize nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi hatırlatmalı. Toprağını vatanı bilen, Yaratıcıya boyun eğen mütevazi bir çiçek kardelen. Eğildikçe beyazlayan, temizlenen bir çiçek. Biz de kardelen misali, Hakk’a boyun eğdiğimizde, özümüze döndüğümüzde yükseleceğiz.
Kardelen güneşine kavuşmak için soğuğa katlandı, karlar altında yattı. Ve nihayetinde aydınlık günlere ulaştı. Biz de, sabır ve fedakârlık dersini bu kış çiçeğinden almalıyız. Hakikî şemse sabretmeden ulaşamayız. Sabırla yılmadan, yıkılmadan inandığımızda kazanacağız. İnanmak başarmanın yarısıdır. Şems deryasına ancak inançla ulaşılır.
Vefa ise sadâkattir. Bir çiçek gibi ardından baktığın toprağına, karına sahip çıktığında vefakâr olursun. Bunun için cefa da çekilecek elbet, ama her şeye değecek. Cefasız sefa olmaz. Ayağın taşlara takılsa da, yürümekten vazgeçmemek gerek.
Velhasıl, soğuk bir kış gününde inancını sıcak tutan bir çiçek misali, sabır ve inançla güzel günlere ulaşacağız. Kardelen gibi gençliğin duru güzelliğini bekaya kavuşturmak için gayret edeceğiz. Karları aştığımızda hakikat güneşini bulacağız inşaallah.