Saatler tam dördü onyedi geçe
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Ecel şerbetini acep kim içe?
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Şubatın altısı ayazındayız
Kimimiz teheccüt namazındayız
Göz açtık on şehrin enkazındayız
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Tarif edemedik büyük afeti
Acep neye yorsak bu felaketi
Yaratandan sual olmaz hikmeti
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Sözün bittiği yer tarifsiz acı
Enkazın altında anne ve bacı
Yara derin doktor verme ilacı
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Tarihe geçecek en büyük afet
Dünya görmemişti böyle felaket
Ne kusur işledik ya Rab sen affet
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Kelimeler kifayetsiz kalıyor
Kimi sağa kimi sola koşuyor
Sanki Yakup Yusuf’unu arıyor
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Kimi vasiyetin eder enkazda
Kimisi ağlıyor kimi niyazda
Dua eden eller dondu ayazda
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Ay yıldızlı bayrak indi yarıya
Urfa Balıklıgöl döndü sarıya
Denizde gemiler vurdu kıyıya
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Adları silindi mahallelerin
Kapısı kilitli tüm hanelerin
Kefeni kar oldu cenazelerin
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Bir tarafta acı bir tarafta kış
Ateşin başında enkaza bakış
Göz yaşı dökerek Hakka yalvarış
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Yaratandan emir geldi gecede
Afetin manası iki hecede
Kimi bina kıyam, kimi secdede
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Enkazın altından bir ses duyuldu
Körpe yavrulara açlık soruldu
Oysa biraz önce melek doyurdu
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Yıkıldı binalar geçti iç içe
Bacım acısını sayarak hiçe
Enkazın altında istiyor peçe
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Bu tarifsiz acı dünyayı sardı
Göklere yükseldi halkın feryadı
Kiminin gözünde kaldı muradı
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Enkazın başında günler yıl oldu
Ağlamaktan göz yaşları kurudu
Kimse var mı diye son kez soruldu
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Elbetteki yandı benim de canım
Adımı sorarsan ben Celal Can’ım
Memleketim ise can Erzincan’ım
Beterinden koru Yüce Allah’ım
Bir küçük kıyamet koptu seherde
Celal CAN