"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Söz ile fiil birbirini tasdik etmeli

M. Latif SALİHOĞLU
08 Mart 2023, Çarşamba
Şu sıralar, insanlarımızın en çok hayret ederek izlediği şey, bilhassa siyasilerin sözleri, vaatleri, yeminleri ile hâl ve davranışları arasındaki farklılıklardır.

Bu farklılıkların yer yer derinleşerek uçurum raddesine varması, vatandaşların hayretini bir kat daha arttırmış oluyor.

Doğruluk, siyasette o derece irtifa kaybetmiş ki, maazallah...

Ama, biz yine temenni edelim ki, şer ve tezat gibi görünen mevcut perişan vaziyetten de inşallah hayırlı neticeler zuhur etsin.

*

Söz ile fiillerin birbirini teyit ve tasdik etmesindeki ehemmiyete dair bu bahsimize, daha geniş çerçeveden bakmaya devam edelim.

Diyelim ki, siz bir meseleyi gayet iyi bilerek ve inanarak muhatabınıza ciddî ciddî anlatmaya çalışıyorsunuz. Muhatabınız ise, buna rağmen ikna olmuyor, size mesafeli duruyor, ya da aksi istikamette gidiyorsa, bu durumun muhtemel iki-üç sebebi olabilir.

Birinci ihtimal: Muhtabınız gayr-ı ciddi ve lâkayt bir karaktere sahiptir. Nemelâzımcılık onda ağır basıyordur. Hakikatleri önemseme, dikkate alma veya istifade etme gibi bir derdi yoktur.

İkinci ihtimal: Karşınızdaki kişi sizinle aynı dünya görüşünü paylaşmıyor. Belki de zıt yöndeki düşüncelere, yahut hesaplara sahiptir. Dolayısıyla, size uyum sağlamıyor, aykırı bir tutum sergiliyor.

Üçüncü ihtimal: Muhatabınız ikna olmuştur. Sizinle aynı kanaati, aynı dünya görüşünü de paylaşıyordur. Fakat, sizin üslûp ve ifade tarzınızdan, yahut hâl ve davranış dilinizden menfi şekilde etkilenmiştir. Bu da, haliyle muhatabınızı tedirgin etmiş, şüpheye düşürmüş, yahut zihnini çatallaştırmış olmalı ki, sizden uzak durmayı tercih ediyor.

*

Evet, bir fikri beyan eden kişinin, inandıklarıyla, yani kendi öz değerleriyle sergilemiş olduğu tavır ve hareketleri arasında bir problem, bir uyumsuzluk hali varsa, bu vaziyet, muhataplarında alerjiye, yani aksi tesir uyandırmaya sebebiyet verebilir.

Bu noktayı akla yakınlaştırmak için, bir örnekleme yapmakta fayda var.

Meselâ, siz bir arkadaşınıza mütemadiyen hürriyetten, meşrûtiyetten bahsedip demokratlıktan dem vuruyorsunuz. Üstelik, samimi kanaatinizi mantığın terazisiyle de tartarak ortaya koymaktasınız.

Kardeşiniz veya arkadaşınız, buna rağmen sizden olumsuz şekilde etkileniyorsa, sizinle uyum sağlamayıp uzak durmayı, hatta fiiliyatta sizinle aykırı gitmeyi tercih ediyorsa, hem onda, hem sizde tarifi müşkil bir problem var demektir.

Sizdeki problem, muhtemelen şudur: Siz hürriyeti asabi, agrasif, yani sert bir edâ ile anlatıyorsunuz. İnandığınız hakikatleri, muhatabınıza mülayemetle, kavl–i leyyin ile değil, adeta çekiçle başına vururcasına, yahut kafa–göz yarcasına anlatıyorsunuz. Belki de, üslubunuzu öfke, hiddet, şiddet eseri sözlerle menfi bir surete büründürmüşsünüzdür. Özetle, itikadınız ile ameliniz arasında bir uyumsuzluk, bir tenakuz hali belirmiş olabilir. Ki, böylesi bir durum, muhatabın önce kafasının karışmasına, sonra da ürküp kaçmasına, dahası başka adreslere yönelmesine sebebiyet verebilir.

Biz hakikati ivazsız, garazsız şekilde anlatmalı; ancak, insanları kaçırtmamaya da son derece dikkat ve hassasiyet göstermeli. Zira, kişiyi kaçırtmanın vebâli de büyüktür.

Muhatabın bu noktadaki problemi hakkında ise, şunlar söylenebilir: Evvelâ, bu bir nasip meselesidir. İkincisi, söylenen doğruları kişi içine ya tam anlamıyla sindirememiş, ya da anlatan kişin yanlış tavırlarındaki hata ve kusuru o hakikatin ruhuna, özüne fatura etme cihetine giderek, daha büyük bir yanlışın içine düşülmüştür.

Cenâb-ı Hak, bizi inandığımız doğruları hakkıyla yaşamayı ve başkasına da o doğrulara lâyık bir ifade ve üslûp ile anlatma kabiliyetini nasip eylesin.

Okunma Sayısı: 1669
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Tunç

    8.3.2023 18:46:30

    Doğru karakter tahlilleri, hakikatlari uygun bir uslupla anlatma,sözler ile fiilller arasındaki uyuma dikkatları çeken çok güzel bir yazı.Yazıda anlatılanlar aynıyla vaki.Anlatılan hakikatlar tam hazmedilip mükteza-i hale göre izah edilirse hem kabulleri kolay olur hemde karşı taraf incitilmemiş olur.Ayrıca hitap sanatında da mahir ol mak gerekiyor.Bilebildi ğim ve görebildiğim kada rıyla tebliğ açısından en zorlu bir zaman dilimini yaşıyoruz.Hissiyatın ve ta rafgirliğin had safhada olduğu,dünya hayatının a hiret hayatına bilerek ter cih edildiği bir zamanda hakikatların anlatılması bir hayli zor.Dünya muh habbetinin işgal ettiği zihinlere bir şey anlatmak kolay değil.Burada haki katların yaşanması çok önem kazanıyor.Yani ima nın kemalatını ve İslamın ahlakını fiilen izher etmek.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı