"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu dünyadan bir Mustafa Toros geçti!

Mehmet Demiröz
22 Şubat 2011, Salı
Mustafa Toros ağabeyi ilk defa 1982 yılında Çanakkale’ye tayin olduğumda, Arap İbrahim Paşa Camii’nin karşısındaki Hacı Haliddin ve Yakup Başaran ağabeylerin eski hırdavat-nalburiye-inşaat malzemesi dükkânında Durmuş Ali İnci ağabeyle birlikte görmüştüm. İnce, orta boylu, uzun yüz yapılı, daha ziyade kulaklarının üzerindeki saçında ihtiyarlık şafağı tulû etmiş; ciddî yapılı, sağlam karakterli, çizgisinden sapmayan, prensipli ve o kadar da kararlı bir ağabeyimizdi.
 O zaman 42 yaşlarındaydı. Ben ise 24 yaşındaydım. Cebinden cüzdanını çıkarttı, iyi miktarda hizmet için tasaddukta bulundu. Daha sonraları Çanakkale’de 9 yıl kaldığım sürede devamlı görüştük. Çok hatıralarımız oldu. Mustafa Toros ağabeyden çok şeyler öğrendim. Bir defa hiç aksatmadan hayrı, hizmeti; hem de yüksek miktarda yardım yapmayı onda gördüm. Zamana riâyet etmede çok hassastı. Bir yere gidileceği zaman eğer beklediği birisi geç kalmışsa gideceği yerde zamanında olmak için hiç durmaz hareket ederdi. Verdiği sözü ve vaadini mutlaka yerine getirirdi. Sert yapıya sahip olduğu için yanında gevşeklik ve hata yapmamaya dikkat ederdik.
İmar Müdürlüğünde tekniker olduğu için plan, proje ve teknik işleri iyi bilir; elinden çok iş gelirdi. Hizmet için hem vakıf, hem de kitabevi olacak bir yer tutmuştuk. Fakat eski bir yer olduğu için boya badana ve bakıma ihtiyacı vardı. Kararlaştırdığımız gün oraya geldik. Toros ağabey tedbirli ve hazırlıklı gelmişti. İş tulumunu orada giydi, işe başladı. İki gün çalışarak kullanılacak hâle getirdi. Biz de yardım ettik.
Kırmızı renkte, 01 plakalı Ford Taunus bir araba almıştı. Bir gün kasaplar sokağından geçerken yolun ortasından yürüyen bir kaç gence korna çalınca, arabanın ön kaportasının üzerine atlayarak oturdular. Toros ağabey o kadar sinirli olmasına rağmen arabayı durdurdu. “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyi’l-azîm” diyerek onların kalkmasını bekledi. Olgunluk gösterdi, sabretti. Ben de öyle bir olay karşısında hiddetlenip bağırıp çağırıp, Allah korusun belâya girmektense sabretmenin, olgun davranmanın daha doğru hareket olduğunu anladım.
Aziz ağabeyim, mekânın cennet olsun. Allah (cc) mağfiret eylesin. Rahmet-i Rahman senden rahmetini esirgemesin. Üstad Hazretlerinin şu sözleri bizlere teselli veriyor, rahatlatıyor: “Ey bîçareler! Mezaristana göçtüğünüz vakit, ‘Eyvah, malımız harap olup sa’yimiz hebâ oldu. Şu güzel ve geniş dünyadan gidip dar bir toprağa girdik’ demeyiniz, feryad edip meyus olmayınız. Çünkü sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfâtını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl sizi celb edip yeraltında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki, hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti; rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almaya gidiyorsunuz.” (Mektubat, 20. Mektub, 1. Makam, 9. Kelime)
Mustafa ağabey, en sonunda ismini aldığın Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) Efendimizin gittiği yere gittin. Soyismini de aldığın Tarsus’ta Toros dağlarının eteğine yattın. Bu vesile ile Çanakkale’den aziz şehitlerimiz başta olmak üzere ‘Erenler’den 1979 yılında dâr-ı bekaya irtihal eden Kadir Eren’e, Ramazan Eren hocama, Hasan Erensayın ağabeyime, Safa Baki Günen’e, Hacı Haliddin ve Yakup ağabeyin validesine, yine ağabeyleri Saadettin ağabeye ve genç yaşta vefat eden Saadettin ağabeyin kızına, Ahmed Kavcar ağabey ve eşine, Hasan Arı ağabey ve Ahmet Nevzat Yurdagül’ün eşi olan kızı Şermin ablaya, Cahit ağabeye, Mehmet Kaplan Hocamın babasına, 2003 yılında vefat eden babam Ali Demiröz’e ve isimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş bütün ümmet-i Muhammed’e Allah’tan (cc) rahmet diliyorum.
Okunma Sayısı: 4508
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gurbet Kuşu

    8.11.2011 00:00:00

    15 yıl önce tayinim Çanakkale’ye çıktı.

    Çanakkale’li değilim ama Çanakkale’yi görünce hayal kırıklığına uğradım. Çünkü bu şehitler diyarında bol miktarda bar mevcut.

    Daha da üzüntü verici olan şu: Çanakkale’liler ne yazık ki verdikleri sözlere riayet etmezler. Bu durum onlar için olağan hale gelmiş.

    Ben sizin gibi şanslı değilmişim. Çünkü Mustafa Toros gibi hakiki müslümanları tanıyamadım maalesef.

    Ahmet Kavcar abiyi tanıdım ama çok kısa süreli oldu görüşmemiz.

    Hepsine Allah rahmet eylesin.

  • Fatih Turantaş

    15.9.2011 00:00:00

    Allah (cc) rahmet eyleye. Mustafa Toros Ağabey’i bu yazıdan dolayı tanıdım. Hayatta en gıpta ettiğim durum işte bu:Bu Dünya’dan bir fani geldi-geçti ve iyi izler bıraktı. İşte bunu dedirtebilirsek ne mutlu bize. Yoksa hepsi boş ve hepsi yalan bu Dünya’nın. Bu yazının en sonunda Çanakkale’de hizmet eden Nur Erleri’nden ahirete intikal eden bazı zatların isimleri var. Bu Zatlardan Ahmet Kavcar Ağabeyi ben de tanıdım. Bu vesile ile Ahmet Ağabey’e ve diğerlerine ben de fatiha hediye eyledim. Mekanları Cennet ola.

  • Erol TOROS

    22.2.2011 00:00:00

    mehmet abi ALLAH sizden razı olsun babam gerçekten tam bir nur talebesiydi bizde onun gittiği yoldan gitmeye ona layik bir evlat olmaya çalışacağız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı