Cennet Yüce Rabbimizin, iman eden ve salih amel işleyen, sabreden ve şükreden kullarına öbür dünyada hazırladığı mükâfatların bulunduğu mekândır.
Cennet: Bahçe, çok güzel ferahlık veren bir yer, meyvelik ağaçların suların bol olduğu yer anlamlarına gelmektedir.
Arif Nihat Asya bir şiirinde şöyle der. Cehennemde odun bulunmaz/ Yolcu yakacağını kendi götürür/ Anladım ki cennete giden de buradan/ Gülünü zambağını kendi götürür.
Cennet; günahsız veya günahları affedilen ya da günahlarının cezasını cehennemde çektikten sonra müminlerin içerisinde sonsuza kadar kalacakları yerdir. İbn-i Abbas bir rivayette yedi cennet tabakası olduğunu haber vermektedir. Firdevs: Her şeyi kapsayan cennet, Adn cenneti: İkamet ve ebedilik cenneti, Naim cenneti: Nimetlerle dolu cennet, Darul Huld. Ebedilik Yurdu, Me’va Cenneti: Şehit ve Müminlerin barınağı, Darüs Selam: Esenlik yurdu, İlliyyun: Yücelerin Yücesi.
Müminler yaptığı iş ve amele göre cennette derece kazanırlar. Kur’an ve hadiste cennetle ilgili çok ifadeler yer alır. Sevgili Peygamberimiz cennetteki nimetleri, ne insan gözü görmüş ve kulağı işitmiş ne de insanın hayal ve hatırına gelmeyen nimetler diye ifade eder. Ayetlerde bizim anlayacağımız manada orada bozulmayan sudan ırmaklar, içerken lezzet veren cennet şarabı ve süzme baldan ırmaklar şeklinde anlatılır. Yine orada meyvelerin her çeşidinin olduğu ayetlerin açıklamalarından anlaşılıyor.
Cennet; ebedi saadet yurdunu ifade etmektedir. Kur’an’da hadiste ve diğer İslami eserlerde cennetten bahsedilmektedir. Cennetin çoğulu cennatt’tır. Cennet kelimesi Kur’an’da 147 defa geçmektedir.
Müslim’in Ebu Saidil Hudri’den rivayet edilen hadiste, Allah yolunda cihat edenlerin cihadları sebebiyle cennette yüz derece yükselecekleri, her derecenin arasında ise yer ve gök arasındaki mesafe kadar olduğu Hz. Peygamber (a.s.m) tarafından haber verilmektedir. (Müslim İman 116)
Hadiste sözü edilen dereceler konusunda şu ihtimaller öne sürülmüştür. Bu dereceleri zahiriyle anlamak mümkündür. Gerçekten söz konusu derecelerin zahirinden anlaşıldığı üzere birbirinden daha yüksek menziller (tabakalar) olması muhtemeldir. Cennetteki nimetlerin çokluğu insanın hiç aklına gelmemiş, gönlünden dahi geçmemişi iyililer büyüklüğünde veya çokluğunda anlamında olması muhtemeldir.
Yine Buhari’nin bir rivayetinde Hz. Peygamber (asm) Allah yolunda savaşan mücahitler için cennette yüz derece (tabaka) hazırlandığını ve iki derecenin arasında yer ve gök arası gibi olduğunu haber verilmekte ve sözlerine devamla “Allah’tan istediğiniz zaman Firdevs isteyin… Çünkü Firdevs cennetin ortası ve en yükseğidir. Firdevs’ten cennet nehirleri doğar” buyurmaktadır. (Buhari)
Cennet ile ilgili bazı hadislerle konuyu bitirelim. Bir kişi Peygamberimize (a.s.m) ‘Beni cennete götürecek bir amel söyle’ dedi. Resul-ü Ekrem de, “Allah’a ibadet eder, ona hiçbir şey ortak koşmazsan, namazı kılar, zekatı verir, ve akrabanı görüp gözetirsin“ buyurdu. (Buhari)
Resulullah şöyle buyurur: “Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir. Siz cennette ebediyen yaşayacak hiç ölmeyeceksiniz. Hep sağlıklı olacak, hiç hastalanmayacaksınız. Hep genç kalacak, hep nimet ve mutluluk içinde yaşayacak, hiç sıkıntı ve keder çekmeyeceksiniz.” (Müslim)