Ancak tıpkı 31 Mart’taki bazı seçim sonuçları gibi bunun de enteresan bir hikâyesi vardı.

31 Mart seçimlerinin ardından YSK tarafından seçimin yeniden yapılması kararı alınan Aksaray’ın Gülağaç ilçesine bağlı Demirci beldesinde yeniden seçim yapıldı. Bir önceki seçimde BBP’den kazanan ve mazbatası iptal edilen Ramazan Bozlak, bu seçimde AKP’den aday oldu ve seçimi kazanarak belediye başkanı seçildi. Cumhur İttifakını destekleyen BBP başka bir aday koydu ama bu sefer seçimi kaybetti.

Peki, BBP’den seçildiğinde mazbatası iptal edilen birisi AKP’den aday olup seçilince mazbatası nasıl iptal olmadı diye bir soru akla gelebilir? Bunu BBP’den AKP’ye geçip belediye başkanı seçilen Ramazan Bozlak şöyle açıklıyor. ”Benim mazbatamın düşmesine sebep olan 2 cezam vardı. 2010 yılında 2863 sayılı ‘Tarih ve Kültür Varlıklarına Muhalefet’ suçundan 10 ay, 2013 yılında da bir kavgadan 5 ay hapis cezası aldım. Bu iki suçun infazı gerçekleşti. Ben kavgadan ‘Memnu hakların iadesi’ (Yasaklanmış hakların geri verilmesi)  kararını almayı unutup, seçimlere katılmıştım. Ben bunu almış olsaydım, mazbatam da düşmüş olmayacaktı. Bu kararı alıp, seçim kuruluna verdim, aday oldum ve seçildim…” 

Diyoruz ya, 31 Mart seçimleri neresinden baksan ilginç…

“Bilgisiz” Trump!

Dünyanın “süper gücü” ABD’nin başkanı D. Trump, yaptıkları ve sözleri ile gündemden düşmezken, “ne olacağı belli olmayan birisi” unvanını da almış durumda. Bir dediği bir dediğini tutmayan, bir dediğini bir saat sonra değiştiren Trump geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray’da yaşanan gelişmede “yok artık” dedirtti.

Washington’da düzenlenen Dinî Özgürlükleri İlerletme Konferansı öncesince inançları nedeniyle zulme uğrayan mağdurlarla Oval Ofis’te bir araya gelen ABD Başkanı Trump, konu ve misafirleriyle ilgili ‘bilgisizliğiyle’ gündeme geldi.

IŞİD’in elinden kurtulması sonrası Iraklı Ezidi kadınların uğradığı zulmü dünyaya duyurarak Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Nadia Murad hakkında Trump’ın bir fikri olmaması dikkat çekti. Murad, annesi ve erkek kardeşlerinin IŞİD tarafından öldürüldüğünü, 3 bin Ezidin’in hâlâ kayıp olduğunu anlatırken, araya giren Trump, “Ve sen Nobel Ödülü kazandın? Bu inanılmaz. Bunun sana hangi sebeple verdiler?” diye karşılık vermesi “pes” dedirtti.

Trump’un bir başka bilgisizliği de Myanmar’daki Arakanlılar meselesinde ortaya çıkmış. Arakanlı bir mülteci, “Bangladeş’te bir mülteci kampında yaşayan bir Arakanlıyım. Mültecilerin çoğu mümkün olduğunda çabuk eve dönmek istiyor. Bize yardım edecek misiniz?” diye sorunca Trump’ın, “Orası tam olarak nerede?” diye sorması bilgisizliğini bir kez daha ortaya çıkarırken, yanındakilerin “Bangladeş Burma’nın (Myanmar’ın eski adı) hemen yanında” demesi bu durumu kurtaramamış. 

Trump kendi ülkesindeki gazeteler tarafından zaten “yalancı” ilân edilmişti bir de buna bilgisizliği ve görgüsüzlüğü eklendi…

İşte böyle bin insan dünyada en etkili insanlardan birisi! Allah bütün insanlığa yardım etsin. ABD’de uygulanan başkanlık sisteminde her istediğini yapamayan yargı ve senato tarafından zaman zaman engellenen Trump bir de engellenmese vay dünyanın haline…

Ya başkası başkan olursa?!

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde tartışmalar gündemde iken, AKP “revizyon, güncelleme, rehabilite” gibi kelimelerle yeni sistemin aksayan yönlerinin düzeltileceği yönünde sinyaller verirken, bunu anayasa ya da kanun değişiklikleri ile değil, başka formüllerle yapmayı düşünüyor. CHP ve İYİ Parti bu konuda hazırlıklar yaparken, MHP yeni sistemi sonuna kadar savunuyor.

CHS’ini hataları ve aksayan yönlerini muhalefet söyleyince dikkate alınmıyor. Biz de hükümete yakın bir gazete yazan Selahaddin E. Çakırgil sözlerini aktaralım diye düşündük. Belki bunu okuyunca dikkate alırlar. “Bugün, halkın reyiyle seçilen Başkan, hesabını halka verecek şekilde davranıyor. Meclis oyunları da güçlü şekilde oynanamıyor artık…  M. Vekilleri’nin eli de zayıfladı. Çünkü Bakan’ların ‘güvensizlik oyu’yla düşürülmeleri yolu kapalı. Bakan’lar, Başkan’a yardımcı uzman kişiler olmak konumundalar. Bu sistemin parlamenter sistemden daha güçlü ve pratik bir yönetim tarzı getirdiği ortada. 

Ama hep Erdoğan gibi birisi olacağının garantisi yok. İleride kemalist-laik birisinin Başkan olması halinde, öylelerinin ilk ‘Şef’leri hatırlatacak uygulamalarda bulunma ihtimalleri unutulmamalı. O zaman da bizim şikâyetçi olacağımız açıktır.” (Star-27.7.2019)

İşte anlayış bu! Buna ne denilebilir ki?