"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bekârlık bîkârlıktır

Mehmet YAŞAR
04 Ekim 2013, Cuma
Sizi bilmem, ama ben kendimi bazen hayatımda eksik kalanları tamamlama telâşı içinde buluyorum.
Belki de insana yarım kalan veya yarım olan şeyler sevdirilmediğindendir bu telâşım...
Ya da eksik kalandaki lezzet yetmediğindendir bütün gayretim...
Aslında herşeyin bir tamam olma, tamamlanma derdi var desek, yanlış da olmaz.
Güneş her sabah günü tamamlamak için yola çıkıyor.
Ben yine yazımı tamamlamak ve derdimi tam anlatabilmek için kapısını çalıyorum kelimelerin.
İhtimal ki siz de şu an yazıyı tamamlamak için okuyorsunuz bu satırları.
Çünkü tamamlamak, tamam olmak mutlu ediyor insanı.
Geriye baktığımızda yarım kalan hatıralarımız belki bu yüzden hüzünlendiriyordur bizi…
Ne yazık ki hızla ve hazla yaşanan modern zamanda,  ‘yarım kalmış hikâyelerin sancısı yürekleri kuşattı.
Artık yetişilmiyor çok şeye.  
Ama yine de hemen olsun istiyor ve hızla tüketmeye devam ediyoruz. 
Bu yüzden de rızalı değil, arızalı hayatlar yaşamaya alıştık.
Alıştıkça, atıştık...
Atıştıkça, çatıştık...
Çatışma kültürü yerleşince hayatlara, çok kişi kendi haklılığının direnişçisi oldu.
Kendini ezdirmeyeceksin söylemi ise, artık birçok nefsin en büyük zırhı...
Zırhını giymiş bir nefsin karşısında masum kalbin halini ise varın siz düşünün.
Asrın bu denî halleri, insana en büyük tamam olma, tamamlanma fırsatını sunan evliliğin de baş düşmanıdır.  
Günümüzde evlilik yaşının artması, boşanmaların çoğalması ve evliliğin önemsizleştirilme çabaları insanlığı büyük zarara sürüklemektedir.
Bu çaba insanlığa bir ikram-ı İlâhiye olarak sunulan kârın ve kazancın hırsızlanması gayretinden başka bir şey değildir.
Dikkat edilse çok rahat görülecektir ki, kendilerini güzel ve hayırlı bir yuvayla bu zamanın fitne ve fenalıklarından koruyanların hayatları maddî ve manevî bereketlenmiştir.
Hayatlarını bekâr olarak devam ettirenler ise en tatmin edici kazançları elde etseler de yıllar içinde aynı bereketi bulamamaktadır.
İnsanın gerçekten de maddî-manevî elde ettiği bereket ve kâr evlilikle birlikte sunuluyor.
Kaldı ki insan için en büyük kazanç, izdivaçla kadınla erkeğin birbirlerini tamamlıyor olmasıdır.
Evliliğin tamamlayıcılığı hususunda Bediüzzaman Said Nursî’nin meseleye getirdiği yorum gerçekten de çok ilginç.
Bediüzzaman Said Nursî, bekâr bir hanımın fıtratının üçte ikisinin kadın, geri kalan üçte birinin de erkek olduğunu söylüyor.
Yine aynı konuyla ilgili olarak bekâr bir erkeğin fıtratının ise üçte ikisinin erkek, kalan üçte birinin de çocuk; yani çocuk gibidir tesbitinde bulunuyor.
Bu durumun izdivaçla tamamlandığını ve insanı saflaştırdığını söylüyor.
Aslında erkek evlilikle çocuk yanını, kadında erkek yanını aile havuzunda eritiyor. Kadın anne olma mesuliyetiyle, erkek de çocuksu tarafından kurtularak tamamlanıyor.
Bu tamamlanışta büyük bir kâr olduğuna göre bekârlıkta büyük bir kayıp var demektir.
Mimsiz medeniyetin aldatmacalarına kanmadan, dinin yarısının tamamlanma vesilesi olan nikâhın kârını kaçırmayacak bekârlara selâm olsun.
Onlar biliyorlar ki bekârlık sultanlık değil, bîkârlıktır. 
Okunma Sayısı: 1361
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı