"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üstad’ın izinde

Mikail YAPRAK
28 Kasım 2019, Perşembe
Bir zamanlar Van Kalesi’nin tepesinde ayağı kayan Üstad Said Nursî, düşerken kendi derdine düşmemiş, “eyvah dâvam” diyerek gayriihtiyarî haykırmıştı.

İnayet-i İlâhî ile, Abdulkadir Geylanî Hazretleri’nin hususî himmetiyle kurtulunca da, dimdik ayağa kalkarak, gözlerinden pırıltılar saçarak, lisan-ı haliyle “Hizmete devam!” dediğine illâ da bir şahit tutmamız gerekmez.

Ondan sonra da hep, düştüğü (düşürüldüğü)  yerlerden ayağa kalkarak, kaldığı yerden “Hizmete devam” demiştir. Harp meydanlarında, at sırtında Kur’ân’dan kalbine gelen mânâları Habib kâtibine yazdırarak, Kur’ân hizmetine devam etmiştir.

Harp ve esaret yıllarından sonra, ısrarlı dâvetler üzerine dahil olduğu Ankara meclisinde üzerine düşen vazifeyi ve ikazları ifa edip, Erek Dağı’ndaki kulübesine çekildikten sonra da yanına gelenlere ders vermiş, hizmetine devam etmiştir.

Sürgünlerde; en namüsait şartlar altında etrafına toplanan üç-beş serdengeçti ile hizmet etmiş, “Hizmete devam” demiştir.

Hapishanelerde mahkûmlara ders vermiş, onların ıslâhına çalışmış, onları vatana ve millete faydalı insanlar haline getirmiştir. Orada da boş durmamış, hizmetini sürdürmüş, “Hizmete devam” demiştir.

Her zehirlendiğinde, öldürücü zehirden inayet-i İlâhîye ile kurtularak, hayata yeniden gözlerini açar açmaz, ilk aklına gelen hizmet olmuş, etrafında ağlayanları teselli ederek, “Hizmete devam” demiştir. 

Ve Üstâd Bediüzzaman, her sahada olduğu gibi, bir hususta daha Peygamber Efendimizi (asm) kendisine rehber edinmişti. O da, insanların çekilmesiyle ve dinlememesiyle, çalışma ve gayretini daha da arttırır ve ciddiyetle tebliğ ederdi.

Üstâd, vazifesini tamamlayıp vefat ettikten sonra da, hizmetin şahs-ı manevîsine ve hizmet erlerine hücumlar devam etmiştir. 

Gerçi Üstâd, “Mevtim, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek” demiştir ve öyle de olmuştur. Ama inkişafa ve büyümeye paralel olarak, hizmetin önünü kesmeye, mecrasını değiştirmeye yönelik sinsî planlar devam etmiş, ediyor ve edecektir. 

Hizmet erlerine yapılan bed muameleler, tehditler ve hapisler, onları yollarından çeviremeyince, ehl-i dalâlet ve zındıka komiteleri taktik değiştirerek; suret-i haktan görünüp onların içlerine sızarak, onların bütünlüğünü, ahengini ve insicamını bozmaya yönelik planlar uygulamışlardır.

Böyle planlara da, denilebilir ki, 12 Eylül ihtilâlinden sonra hız verilmiştir. Hatta ihtilâlin baş mimarına; bu hizmet erlerinin, her ihtilâl sonrasında olduğu gibi neden toplu tutuklanmalara maruz bırakılmadığı sorulduğunda, “Biz bu sefer onları böldük” demiştir. 

Ama, içtimaî, siyasî ve metodoloik farklılıklara rağmen “nuranî” beraberliğin devam ettiği görülünce; onların nazarlarını dünyaya çevirmek ve rejimle uzlaştırmak planlarına başvurulmuştur. 

Bunlara karşı, yol göstericimize iyi kulak verir ve onu adım adım takip edersek, onun yol boyunca koyduğu işaret taşlarına da dikkat ederek, salimen yolumuza devam ederiz, inşaallah.

Okunma Sayısı: 1765
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Turan

    28.11.2019 17:59:34

    Üstadımızın;en zor ve çetin şartlarda bile,davasını düşünmesi,'hizmete devam'buyurması,bizlere örnek teşkil etmeli.Ne olursa olsun,asla davasından ve hizmetinden taviz vermeyen bir alimin talebesi olma temennisindeyiz.Rabbim bizleri layık eylesin.

  • Hüseyin İlhan

    28.11.2019 16:10:15

    Muhterem ağabeyim bu hizmeti imaniye ve kur'aniye dairesinde bulunmak yüce rabbimizin inayeti ilahiyesi amma ferdinde buna gayret göstermesi iledir.Zira dünya malına,makam ve mevkilerine meftun olmakla kardeşlerinden kopmak ve onlara haketmedikleri itham ve bühtanlarda bulunmak bilhassa bu hizmette evvelen bir ve beraber bulunanlara hiç ama hiç yakışmıyor.Kısacası altını bırakıp hurda teneke parçası dahiş olamıyanlarla olmak bizlere acı veriyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı