"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslüman Kardeşler’de klikler arası mücadele

Muhammet ÖRTLEK
02 Kasım 2021, Salı
Mısır’da 2011 ve 2012 yıllarında yaşanan Arap Baharı / Uyanışı ile Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık diktatör rejimi sona ermiş ve 2012’de seçimlere gidilmişti.

Yapılan seçimleri Müslüman Kardeşler’in (İhvan) aynı yıl kurulan Hürriyet ve Adalet Partisi kazanarak hükümeti kurmuştu. Aynı zamanda İhvan’ın ileri gelenlerinden Muhammed Mursi de Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Hasan El-Benna tarafından 1928’de kurulan ve tarihinde ilk defa iktidara gelen İhvan’ın hataları ve bölgede Krallık, Emirlik, Şeyhlik vb. kalıtsal yönetim biçimlerine sahip olan ülkeler, Mısır’da seçimlerin yapılmasını, kendi rejimlerine tehdit algıladıkları görülmüştü. İşte bu başlıca her iki sebebin darbeye giden yolu araladığı kaydediliyor. İhvan’ın 1 yıllık iktidarının ardından, Abdul Fettah El-Sisi liderliğinde 3 Temmuz 2013’te aralarında “sol, seküler, liberal” kesimlerin de bulunduğu asker-sivil destekli darbesi gerçekleşti. Böylece İhvan önce yasaklanıp, sonra terör örgütü ilân edildi. Ancak İhvan, darbe yönetimine karşı “barışçıl protestolarla mücadele edeceklerini ve silâha başvurmayacaklarını” beyan etmişler ve geçen sürede de bu çerçevede kaldıkları görülüyor.

Geçtiğimiz 11 Ekim 2021’de, İhvan’ın, Londra’daki Rehberlik Konseyi Başkanı İbrahim Münir’in, lider kadrosundan 6 kişinin görevine son verdiği haberlere yansıdı. Bu isimler İhvan’ın Genel Sekreteri Mahmut Hüseyin, Mısırlı Müslüman Kardeşler Gurbetçileri Derneği Başkanı Muhammed Abdul Vahab ve İhvan’ın Türkiye Ofisi Başkanı Hammam Ali Yusuf şeklinde sıralanıyor. Diğer 3 ismin ise İhvan’ın Şûrâ Konseyi üyelerinden Midhad El-Haddad, Memduh Mabrouk ve Recep El-Benna olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte Münir, Konsey’in Türkiye’de bulunduğu iddia edilen Sözcüsü Talat Fehmi’nin yerine de, Londra’da ikamet eden Usame Süleyman ve Sohaib Abdul Maksud’u atadığı bildiriliyor.

Buna ek olarak Münir’in, “Türkiye’deki İhvan liderlerini yolsuzlukla suçladığı” ileri sürülüyor. Yine Münir’in, Londra’da İhvan’ının “TV Kanalı Al-Hiwar’da 15 Ekim’de yapılan görevden almalar”, İhvan’ın “Türkiye’deki İdarî Ofisi ve Şura Konseyi’nin de feshedilmesini kapsayan iç düzenleme hareketinin bir parçası olduğu” yönünde açıklamalarının olduğuna dikkat çekiliyor.

Diğer taraftan Münir’in karar ve açıklamalarının, İhvan’ın Türkiye’deki üyeleri tarafından reddedildiği kaydediliyor. Aynı zamanda İhvan’ın İstanbul kanadında, Münir’in, Baş Rehber Vekili görevinden alınmasının da tartışıldığı vurgulanıyor. 

Araştırmacı Amr Foruk’un, Sky News TV’ye “İhvan’ın Londra ve Türkiye’deki iki kanadı arasındaki çatışmanın, Mısır-Türkiye uzlaşma girişimlerinin başladığında ve  Türkiye’de İhvan’ın bazı medya organlarına sınırlama getirilmesi ile ortaya çıktığını” ifade ediyor.

Aslında İhvan içindeki krizin, eski Baş Rehber Mahmut Ezzat’ın “terörizm ve casusluk suçlamalarıyla tutuklanıp yargılanmaya başlanmasının ardından, yani güvenilir liderliğin eksikliğinden kaynaklandığı” da ihtimaller arasında. Kahire Ceza Mahkemesi’nin, Ezzat hakkındaki kararını 19 Aralık’ta açıklayacağı tahmin ediliyor. Konu hakkında Münir de “İhvan içinde, önceki Baş Rehber Muhammed Bedii’nin 2013’te tutuklanması sonrasında başlayan krizin Ezzat’ın yargılanması ile daha da kötü bir hâl aldığını” kabul ettiğine değiniliyor.

İhvan içinde klikler arasındaki mücadelenin bölünmeye yol açabileceğine de işaret ediliyor. Londra ve İstanbul Ofislerinin birbirlerinden bağımsız hareket edebileceği muhtemeldir. Böylece İhvan’da, iki başlılığın meydana gelebileceği vurgulanıyor.

Mısır’daki 3 Temmuz 2013 darbesinden bu yana bir türlü toparlanamayan İhvan’ın, bir dönem El-Sisi rejimi ile uzlaşmaya gidebileceği de gündeme gelmişti. Fakat yapılan girişimlerde şu an için başarı sağlandığını söylemek oldukça güç.

Türkiye ve Katar’ın, Mısır’la ilişkilerini düzeltmeye çalışması; İhvan taraftarı siyasi partilerin Mısır (Hürriyet ve Adalet Partisi), Tunus (En-Nahda Partisi) ve Fas’ta (Adalet ve Kalkınma Partisi) iktidarı darbe veya seçim yoluyla kaybetmeleri ile İhvan’da yeni bir “varoluşsal krize” sebep olduğu değerlendiriliyor.

İhvan tarihinde ilk defa 1948’de, ikinci kez 1954’te ve üçüncü olarak da 2013’te yasaklanmıştı. Her seferinde tekrar toparlanma yoluna giden İhvan’ın, özellikle Arap Baharı sonrasında siyasî partiler yoluyla iktidara geldiği ülkelerde “siyasî, ekonomik, toplumsal” sorunlara çözüm üretememesiyle, seçmen kitlesinin desteğini de kaybettiği görülüyor.

İhvan içerisinde bir müddet daha toparlanma veya ayrışma tartışmalarının devam edeceği kuvvetle muhtemeldir.

Okunma Sayısı: 1189
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı