Aynı şekilde bazı okul idarecilerinin de, idarî alanda bir takım problemle karşılaşmaları her zaman mümkündür.  

İdarecilik hem bir ilim, hem de bir sanattır. İyi bir eğitim idarecisi, aynı zamanda iyi bir öğretmendir. Okulun bir bütün olarak verimli seviyeye gelmesinde idarenin (okul müdürünün ve müdür yardımcılarının) tesiri oldukça büyüktür. Çünkü talebelerle iç içe ve her an münasebet halindedirler. 

Hattâ, öyle problemli okullar vardır ki, buralarda okul müdürü ve müdür yardımcıları büyük bir fedakârlıkla vazife yapmaktadırlar.

Başta okul müdürünün başarılı olması için, müdür yardımcıları ve öğretmenlerle iyi bir organizasyon geliştirmesi gerekir. Kendisi, okulunda örnek bir öğretmen olmaya gayret göstermeli, adeta okulun itibarlı görüntüsü olmalıdır. Okul müdürü idarecilikte tesirini arttırması için, müdür yardımcıları ve diğer öğretmenlere karşı sevgi ve şefkatle yaklaşması, onları çok iyi tanıması ve onlarla iyi münasebetler içinde olması, gerekir. 

Örnek bir idareci  

Örnek bir idareci, çok konuşan değil, işlerini plânlı olarak uygun biçimde yapmaya çalışandır. Her elemandan yapabileceği ölçüde iş istemeli, fazlasından kaçınmalıdır. Aynı zamanda temizliğine, kılığına, kıyafetine, hal ve hareketlerine, ses tonuna dikkat etmelidir. Vazife zamanında, bilhassa makamında izzetli ve onurlu, diğer zamanlarda ise mütevazı ve alçak gönüllü olmasını bilmelidir. Çevresiyle iyi münasebet kurmaya ve geliştirip, sürdürmeye gayret göstermelidir. Bütün bunları yaparken de önceden hazırlıklı olacak, elinden geldiği kadar açık vermemeye çalışacaktır. 

Bir idarecinin, otoritesini sarsmadan ve samimiyetini kaybetmeden muvaffak olabilmesi için, maharetini iyi kullanarak, yerine göre klâsik, yerine göre de modern idare teorilerini tatbik etmesi, yerinde bir tedbir olur. 

Meselâ, klâsik idarelerde salâhiyet devredilebilir, fakat mesuliyet bölüşülemez. Modern idarede ise salâhiyet de mesuliyet de aynı ölçüde devredilebilir ve bölüşülebilir. Yine klâsik teoriye göre, teşkilâtta icabında fert-eleman harcanabilir, değerlendirme de statü liderinin tekelindedir. Modern teoride ise teşkilât veya müessesede fert-eleman harcanamaz. Fertlerin salâhiyetini umumî anlayış tesbit eder. Değerlendirme de grup çalışmasıyla olur.  

Yani idarecilik hem bir sanat, hem de aynı zamanda bir ilimdir. Usta bir idareci, elemanların hâl ve hareketlerinin dinamik yönlerinden faydalanmasını bilir. Kalıplaşmış tavırlar yerine, müsbet ve yapıcı netice verebilecek hareketlerde bulunur. Teorik olarak bir idareci, geçmişi anlatmaktan daha ziyade, geleceği tahmin etmekte becerikli olmalıdır. 

İdarecilikte, tecrübenin yeri ve ehemmiyeti inkâr edilemez. Prensipler, pratik ve şahsî olmadığı için, idareciye karşı duyulan kırgınlığın ortadan kalkmasını sağlar. 

İdare sisteminin gelişmesi, sağlam prensiplere bağlıdır. Çok özel hallerde doğabilecek zararları engellemek için geçici olarak kurallar bozulursa da, umumî neticelere zarar vermez. Yani, istisnalar (özel haller), kaideyi bozmaz. 

İdarecinin, birtakım salâhiyetleri vardır. Buna karşılık da elemanlarına rehberlik etmesi, yardımcı ve şefkatli olması gibi vazifeleri de vardır! 

Okul müdürü ile öğretmenlerin gaye birliği

Tecrübeli bir okul müdürü, örnek bir öğretmendir. Onun içindir ki, öğretmenleriyle hiçbir zaman ciddî bir biçimde anlaşmazlığa düşmez! Çünkü böyle bir idareci, kendi şahsî düşünce ve isteklerini zorla kabul ettirmeyeceği gibi, öğretmenler de şahsî kabiliyetlerini müdüre karşı kullanmak istemezler. Ayrıca okul müdürü ve öğretmenler, disiplini sağlamak mesuliyetini yüklenmişlerdir. 

Kaliteli bir eğitim ve öğretim sağlamak konusunda, ortak güç ve gayelerini hizmet alanında kullanırlar. Neticede idareci ve öğretmenlerin prestijlerinin daha da güçlendiği görülür.

Diğer taraftan, usta bir idareci yalnız talebeleri değil, aynı zamanda öğretmenleri ve diğer teknik personeli de yetiştirmeyi hedef alan plânlar geliştirir ve bunları tatbik etmeye çalışır.