"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Minberi ağlattılar

Ömer Faruk ÖZAYDIN
18 Temmuz 2021, Pazar
“Siyaset-i hâzıra, o kadar çok yalan ve hile ve şeytanet içine girmiş ki, vesvese-i şeyatîn hükmüne geçmiştir. Halbuki minber, vahy-i İlahînin tebliğ makamı olduğundan, o vesvese-i siyasiyenin hakkı yoktur ki, o makam-ı âlîye çıkabilsin.” 1

Bediüzzaman’ın, yaklaşık bir asır evvel din baskı altında ve siyaset dinsizliğe alet edilirken içtihad bahsi münasebetiyle yazdığı bu altın niteliğindeki ders, dinin siyasete alet edildiği bu günün merkezine oturuyor ki, tam 12’den..

Seneler süren baskılardan sonra Risale-i Nur’un bu memlekette intişarı ve dinin ihyasıyla, her şeye rağmen; camiler dolu dolu, şadırvanlar şırıl şırıl, bahçeler cıvıl cıvıl, halılar saf saf, müezzinler Allah u Ekber sesleriyle çınlatıyordu kubbeleri.

Vaazlar Hû dedirtiyor, hafızlar Cebrail (as) misali mukabele ediyordu. Teravihler gürül gürül, hutbeler huşû içinde dinleniyor, hocalarla çıkışta musafaha için sıraya giriliyordu.

Hürmet vardı, dinleniyordu nasihatları, en ümmisi bile taş kesiliyordu dinlerken. Namaz çıkışı müşkil suallere cevap arardı cemaat. İmam odaları sohbet ve ilim mekânlarıydı. Hücrelerinde ilim için kalan talebeler vardı. Böylece çok icazet verilmiş, âlimler yetişmişti. İkindi dersleri yapılırdı bahçelerinde, emekliler evine gitmek bilmezdi mabedin kudsiyetinden...

Evet, dindara ve hocalara bir bakış vardı seküler kesim tarafından, sanat adı altında sinema ve tiyatrolarda (Hıristiyan dünyası din adamlarına hürmet ederken) kötü adam tiplemesi yapılırdı o kötü senaryolarda.

Ancak büyük bir kesim beynamazlar dahil sayar ve severlerdi âlimleri, hocaları ki, toplumun kalbindeydi.

Ancak ne olduysa “Hak geldi bâtıl zâil oldu” siyasetinin iktidara yürümeleriyle başladı her şey. Iktidara susamış o siyaset, Camilere ve hocalara kadar sirayet etmişti. 

Refah Partisi’nin kısmen iktidarı ve mahallî idareleri ele geçirmesiyle başlayan bu süreç, AKP’nin tek başına iktidarında zirve yapmış, başörtüsü, Kur’ân ve Risale ile seçim meydanlarında dinin sahibi biziz algısı iyice yerleşmişti.

Eskiden tali olan dini siyasete alet, artık açıktan ve hutbelere kadar level atlamıştı.

DARBE HUTBELERİ

15 Temmuz sürecinde OHAL’in ilân edilmesi, milliyetçi ve muhafazakâr kesimlere devletçi kodların aşılanması ve “dış güçler” retoriğinin avama kabul ettirilmesiyle hayalî bir dünyayı camilere kadar soktular. 

Aynen “M. Kemal olmasaydı vatan elden gider, camilerimiz kapanır adımız Yorgo olurdu” discuru gibi; “AKP olmazsa din elden gider, memleket ecnebinin eline geçer, hattâ “olmazsa olmaz” inancı yerleştirilerek biz ve “düşman okları” çarpıtmasıyla siyaseti din(i)leştirdiler.

Bu sebeple seçim propagandaları için cami ortasında stand kurmaya kadar götürdüler işi. Bu hâl Avrupa’da, hatta ABD’de (Trump seçilsin diye) paralar saçarak arenaya çevirdiler mabedlerimizi.

Hutbelere ise epeydir din bizimledir siyaseti enjekte ediliyordu. Zira dert din değil, din(i)dar siyasetin iktidarıydı. Her vesileyle o mübarek tebliğ makamı, siyaset makamına evrilirken, din terminolojisi araya sos malzemesi olarak veriliyordu. 

15 Temmuz’la beraber devlet, istibdat ve milliyetçi kavramlar dini kudsiyet altında meşrûlaştırıldı.

İşin suçlu ve yargı tarafı atlanarak topyekûn silâhsız ve hiçbir şeyden haberi olmayan sivil vatandaşa zulmün meşrûiyeti dikte edildi. 

Aynen kanlı 27 Mayıs’ın bir zamanlar bayram olması, 12 Eylül ve Kenan Evren’in hutbelerde methedilmesi gibi, 15 Temmuz’u da hem bayram, hem de Cum’a hutbelerinin rûtini hâline getirmekle iktidarlarının bekasını perçinlemek istediler.

Mevzu olarak da “mescid-i dırar” benzetmesiyle (ulusalcıların yapamadığı) cemaatleri bel atıyla yok etmek istediler. Hemde çeşitli cemaat mensuplarının gözü önünde.

Bir anektod

Bir Nur Talebesi, hoca olan bir dostunu ziyaret eder. Gün Cum’adır. Hoca hutbede eline tutuşturulan metni okur. Cum’a çıkışı Nur Talebesi, hocaya; “Ne yaptın böyle sen hoca! Minberi ağlattın” der. Sonra ona 27. Söz’deki hutbe bahsini okur. Hoca dersi dinledikten sonra hüngür hüngür ağlamaya başlar ve: “Biz otuz sene minberi ağlatmışız” der ve o günden sonra hutbede sadece tezkir ve duâları okur.

Bu vesileyle; “Hutbe, bazı suver-i Kur’âniyenin nasihatları anlaşılmak içindir” 2 şuuruna eren, siyaset ve vesayetten arî, cami ve Cum’alarda buluşmak duâsıyla Kurban Bayramınızı tebrik ederim. 

Dipnotlar:

1. 2. Sözler.

Okunma Sayısı: 2809
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bülent Derviş

    18.7.2021 22:28:43

    İnşallah bu yazı yı herkez okur da, Hutbeler de bu yüzden aglamaya bir son verir duasıyla. Tebrikler Mubarek Ömer Faruk Özaydın Abimize

  • Feyzullah Ayhan

    18.7.2021 21:11:13

    Sezai beyefendi"ortadoğuda en büyük dostumuz ve müttefikimiz israildir" çünkü biz bop eş başkanlığını bunun için aldık.

  • Sezai MUMCU

    18.7.2021 17:10:16

    1) (Mescid-i Aksa icin yaptigim yorumu aynen buraya da tasiyorum) Günün birinde Mescid-i Aksa tamamen Yahudiler tarafindan istila edildiginde MÜSLÜMAN ALEMI YINE SESSIZ, SAKIN SEYREDECEK MI?. Bizi agir agir buna alistilar Ahirzaman Müslümanlariyiz: Biz ACIZ, Milletimiz ACIZ, Devletimiz ACIZ, Islam Alemi ACIZ mi diyecegiz. S 400 lerin, F16 larin F35 lerini, SIHALARINI ESKIDJI HURDACI YAHUDIYE mi Satacagiz? Mahkeme-i Kübra'da Ya RAB Alah KORKUSU nedir UNUTTUK ama SENIN HARICINDE HERSEYDEN (Masivadan) KORKTUK. HÖT diyen Dikdatörümüzden, Dünya Dikdatörlerinden korktuk mu diyecegiz?

  • Aysuna

    18.7.2021 10:02:59

    Ürperdim ve yerimde kalakaldım...Keşke sadece ağlayan minber olsaydı...

  • Müjdat Bayar

    18.7.2021 09:59:28

    Geçen cuma Antalya'nın bir ilçesinde, emekli müftü efendi, vaazda o kadar çok siyasete girdi ki ”pes” dedirtti. Sadece AKP'nin ismini zikretmedi. O kutsal mekândaki diğer parti mensuplarını incitebileceğinizi düşünemiyor musunuz, yoksa bunu kastımahsusla mı yapıyorsunuz? Cevap belli.

  • Oğuz Yiğiter

    18.7.2021 00:47:24

    Dilhun olan kalplerimizin ve kanayan vicdanlarımız sesi adına böyle bir makale Yen Asya arşivinde yer almalıydı. Tuh o zamanın gayretsiz insanlarına diyecek istikbal nesillerinin tükrükleri suratımıza gelmemek içın. Gerçi İbrahim Ersoylu kardeşimi de bu konuda yazdı ama, ne kafar tahşidat yapılsa az. Çünki büyük tahribat yaptılar... Tebrikler, dualar Ömer Faruk Hocam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı