"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanların “duymak istedikleri” şeyler, bir de şu “gerçek”ler...

Orhan Ali YILMAZ
13 Ağustos 2023, Pazar
Şu sözüm ona etiketli, bol titrili, İlahiyat sahasında “uzman”, şu din konusunda kendilerini şu “fetva” makamında görüp, büyük bir “cesaret” ve de “özgüven” ile konuşanları dinliyorum...

Şu dinleyicilerin beğenisine, hoşuna gidecek şeyleri söylemek konusunda, açıkçası pek de mâhirler... 

Efendim, Nisâ Sûresi 34. âyetin sonunda geçen “fedribûhunne” fiili, ifadesi, aslında “dövme” anlamında değilmiş, şöyleymiş de, böyleymiş de.. 

Arapçada böyle kullanılırmış da.. Etimolojisi şöyleymiş de...

Zorlamalı, bütün tekellüflü teviller...

Hâlbuki, âyet, çok açık... Başında, “Erkekler, kadınlar üzerinde ‘kavvâm’dırlar” deniliyor. Kavvâm, Arapçada idare edici, koruyucu, himaye eden, yönetici demek kısaca. Esma-i Hüsnâ’dan olan “Kayyûm” da bu kökten gelmekte...

Ailevî, toplumsal bir “problem” ve de “çözümünden” bahsediyor söz konusu âyetimiz aslında. 

Öncesinde, dinî bakımdan şu ideal kadının olması gereken özellikleri bir bir sıralanıyor ve bu güzel hasletleri övülüyor. Sonrasında ise, kadınların “nuşûz”a düştükleri durumlarda nasıl hareket edilmesi gerektiği safha safha, sıralı bağlı olarak tek tek anlatılıyor.

Nuşûz, Arapçada kelime anlamı itibariyle “itiraz etme”, “isyan etme” anlamına gelmekte. İslâm hukukunda ise, kadının erkeğine karşı gelmesi, saygısızlık göstermesi veya itaatsizlik sergilemesi, kocasına karşı şu “erkeksi” tavırlar içine girmesi, takınması gibi özel durumları ifade eden özel bir terim.

Öncelikle, nuşûzundan korktuğumuz kadınlara güzelce nasihat edilmesini, öğüt verilmesini öğütlüyor âyetimiz... Bunun yeterli olmaması durumunda ise “yataklarında yalnız bırakılmalarını” bir seçenek, bir “çözüm” olarak tavsiye ediyor ki, Hz. Peygamber de, bu anlamda, eşlerinden tam 29 gün ayrı kalmış, sevgili eşlerinin şu yanlışlarını anlamaları için onlara mühlet tanımış, onlar da sonunda tövbe edip pişman olmuşlar ve de hep birlikte “özür” beyan etmişlerdir.

Âyetin sonunda ise bunun da çözüm olmaması hâlinde hafifçe şiddet uygulamayı ifade eden “dövme” seçeneği, o evliliği kurtarma adına en son seçenek olarak, “emir” kipiyle değil ve şu “farziyet” anlamında değil, ancak, şu “ruhsat-izin” noktasında, anlamında ve “şartlı” olarak tavsiye edilmekte ki, âyetin devamında “eğer size itaat edip bu yanlış davranışlarından vazgeçerlerse, siz de bunun üzerine başka bir yol ve de bahane aramayın!” şeklindeki şiddetli şu ikazı, uyarısı birlikte gelmekte.

Ama bizim ilahiyatçılarımız, şu kadınların feminizminden ve de tepkisinden korktukları, hem de çekindikleri için âyeti şu “konjonktüre” uygun eğip bükmekte, onların duymak istedikleri, hoşlarına gidecek şeyleri söylemek bâbında, şu çok tekellüflü ve de zorlamalı teviller ile, güya konuyu şu “tatlıya” bağlamaya çalışmaktadırlar...

Hâlbuki âyet, kocasına, erkeğine karşı “isyan” etmiş, âsi olmuş bir kadına karşı, “Allah’ın en sevmediği helâl” olan boşanmanın önünü almak ve de evliliği kurtarma adına son bir seçeneğin denenmesi ile alâkalı olarak, “emir” ve de zorunluluk kipiyle değil, asıl şu “ruhsat-izin” verme noktasında tavsiye edilmekte.

Ve son olarak, Kur’ân-ı Hakîm’de bu açık “ilahî ruhsat” olduğu, bulunduğu hâlde, siyeri dikkatle incelendiğinde, Hz. Peygamberin, bütün hayatı boyunca bu ilahi “ruhsatı-izni” eşlerinden herhangi birisine karşı “seçenek olarak” hiçbir zaman “kullanmadığı” ve de hiçbirini “dövmemiş” olduğu açıkça görülecektir...

Okunma Sayısı: 2250
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı