"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tefekkürsüz telâffuz ya da yalnızca şu tilâvet-i Kur’ân…

Orhan Ali YILMAZ
08 Nisan 2023, Cumartesi
Kur’ân-ı Hakîm’de, onlarca âyetinin nihayetinde, şu “tedebbür, tefekkür, tezekkür, taakkul, tefakkuh, akıl sahipleri, ibret alma ve nazar etme” fiil ve kalıpları üzerinden, içinde gizlenen derin mânâları anlamak için, konu üzerinde zihnen yoğunlaşmayı, fikren derinleşmeyi, dikkatle kafa yormayı ifade eden şu “tefekkür” kavramı bizlere “açıkça” emredilmekte.

Merhum Şâirimiz Âkif, “Kur’ân’a Hitap” başlığıyla yayınladığı şiirinde,

İbret alınmaz, her gün okuruz ezbere de; Bir ibret aranmaz mı âyetlerde!? Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına Ya açar bakarız Nazm-ı Celîl’in yaprağına… derken, aslında bu noktaya işaret, belki de şikâyet eder…

Üstâd Hazretleri, Risaleler’in, henüz elle yazıldığı ve de çoğaltıldığı, matbaanın, devrin zülum ve baskısı sebebiyle henüz kullanılamadığı o yıllarda, Kastamonu Lâhikası’ında bulunan ve talebeleri tarafından sorulan, Kur’ân’ın hıfzı, yani ezberlenmesi mi, yoksa Risale-i Nurlar’ın yazılması mı daha öncelikli olmalı, şeklinde kendisine sorulan bir soruya, “Sualinizin cevabı bedihîdir. Çünkü bu kâinatta ve her asırda en büyük makam Kur’ânındır. Ve her harfinde, ondan tâ binler sevap bulunan Kur’ânın hıfzı ve kıraati, her hizmete mukaddem ve müreccahtır. Fakat Risale-i Nur dahi, o Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın hakâik-i imaniyesinin bürhanları ve hüccetleri olduğundan ve Kur’ânın hıfz ve kıraatine vasıta ve vesile ve hakâikını tefsir ve izah olduğu cihetle, Kur’ân hıfzıyla beraber ona çalışmak ‘elzem’dir.” şeklinde cevap vermekte. Bu arada, elzem kelimesi “en lüzumlu” demek Arapça itibariyle.

21. Lemâ-yı İhlâs’ta ise, konuyla alâkalı iki mühim hadisi zikrettikten sonra onları -tabii ki bu arada bizleri de- bu konuda şu gelecek şekilde çok “ciddî” ikaz eder, “Ey tenbellik damarıyla yazıdan usanan ve ey sofîmeşreb kardeşler! Böyle zamanda, hakâik-i imaniyeye ve esrâr-ı şeriat ve Sünnet-i Seniyye’ye hizmet eden, mübarek hâlis kalemlerden akan siyah nur veya âb-ı hayat hükmünde olan mürekkeplerin bir dirhemi, şühedânın yüz dirhem kanı hükmünde yevm-i mahşerde size fayda verebilir… Öyle ise, onu kazanmaya çalışınız…”

Sünûhat’ında ise, “Kur’ân’ın Hâkimiyet-i Mutlakası” başlıklı makalesinin sonunda konuya çok daha geniş ve de farklı bir açıdan nazar eder ve şöyle der, “Eğer cemaat-ı İslâmiyenin hâcât-ı zarûriye-i diniyesi, bizzât Kur’âna müteveccih olsa idi, o Kitab-ı Mübin, milyonlarca kitaplara taksim olunan rağbetten daha şedit bir rağbete, ihtiyaç neticesi olan bir ‘teveccühe’ mazhar olur. Ve bu suretle, ‘nüfûs’ üzerinde bütün mânâsıyla hâkim ve nâfiz olurdu. Yalnız ‘tilâvetiyle teberrük olunan’ bir ‘mübârek’ derecesinde kalmazdı…”

Okunma Sayısı: 2394
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı