GENÇ YORUM
* “Dinsizliği siyasete âlet eden yaklaşımlar kadar tehlikeli bulduğu, dini siyasete âlet eden cereyanlar karşısında da tercihini net bir şekilde ortaya koyan Bediüzzaman, umumun mukaddes malı olan dinî değerlerin siyasetin kirli oyunlarıyla zarar görmemesi için hassas ölçüler koyar. ‘Din ve vicdan hürriyeti, hak ve adalet, çoğulculuk’ gibi kavramların hayat bulabileceği bir zemin olarak gördüğü ‘demokrat’ tercihi, canavarlaşmış siyaset yüzünden kana bulanan İslâm dünyasının çıkış yollarından biridir.” (Ahmet Dursun)
* “[Bediüzzaman] enteresan biri… İlk Harp’te cephede alay komutanı; gel gör ki İkinci Harb-i Umumiyi merak bile etmemiş!” (Ali Hakkoymaz)
* “Bediüzzaman, kâinatı ‘bir musika-i Rabbani’ olarak görürdü. Buradaki ritmi veren zamandır, anlar notalardır. Mekân ‘çoklanabilirse’ o zaman, zaman da ‘çoklanabilir’ dersek Bediüzzaman’ın vardığı yere geliriz!” (Caner Kutlu)
* “[Bediüzzaman] günde iki öğünden fazla yememiş—kahvaltıda bir-iki lokma ve bir de akşam yemeği…” (Handenur Yaşar)
* “Bediüzzaman’ın hayatını baştan sona incelediğinizde, hangi zemin ve hangi şartlar olursa olsun, karşısında her kim bulunursa bulunsun, inancının ve imanının gereği olan hakkı hakikatı, Kur’ânî ve Nebevî düsturları, doğru bildiği ve inandığı dâvâsını çekinmeden / korkmadan ifade eden bir dâvâ adamı olduğuna şahit olursunuz.” (Hüseyin Uzun)
* “[Bediüzzaman] hayatının sonuna dek müstağni yaşamış, ‘isar’ düsturuyla hareket etmiş, Allah’tan başka kimsenin minneti altına girmemiştir.” (Kadir Akbaş)
* “(…)San’at pek çok şeyi daha basit ve anlaşılabilir kılıyor. [Keza san’at,] aklımızla anlayamadığımızı direkt olarak ruhumuza anlatabilir. Belki de bizim çoğu san’at eseri karşısında nefesimizi tutup öylece kalakalmamızın sebebi de bu doğrudanlıktır…” (Melike Nursultan Üner & Nuriye Sultan Kostak)
* “Bu çağın soylu sesi Bediüzzaman, ‘Lâhikalar’daki mektuplarına genelde ‘aziz, sıddîk, kardeşlerim’ diyerek başlar. Barla’dakilerin % 68’i, Kastamonu’dakilerin % 81’i, Emirdağ’dakilerin % 89’u ‘sıddîk’ diye başlar. Oranlara baktığımızda, zaman ilerledikçe insanın azizliğini yitirdiği ve sıdkın buharlaştığı, bundan dolayı Üstad’ın daha çok sıdka vurgu yaptığı görülmektedir.” (Mustafa Oral)
* “(…)TSK’nın kurum olarak dolaylı bir şekilde gençleri askerlikten soğuttuğunu düşünüyorum! En azından toplumdaki (…) olumsuz algıyı kırmak, askerliği cezp edici hâle getirmek (artık ne kadar olabilirse) veya gençleri bir şekilde askerliğe teşvik etmek gibi bir kaygısı yok.” (Mücahit Çakır)
BİZİM AİLE
* “Evlâtlarımızı yetiştirirken, ileride onların tertemiz fıtratlarına ve zihinlerine kazınacak olan en güzel suretleri sunmak adına katlandığımız çabalarımız karşılıksız kalmayacaktır [inşallah]…” (Nuriye Sağdıç)
* “Üzerinden Üç Aylar veya Üç Ayların bir kısmı geçip de bağışlanmamak, Cehennemden âzat olmamak ve Cennete yaklaşmamak o kadar zor ki, insanın, günahının kiri ve ufunetiyle kalması için çok özel gayret sarf etmesi gerekiyor!” (Süleyman Kösmene)
* “(…)Manevî havanın güzelleşmesi ehl-i imanın himmeti vesilesiyle vuku buluyor.” (Şeyma Türkan)
***
Not: Yukarıdaki tesbitler, dergilerin Mart 2017 tarihli sayılarından derlenmiştir.