Eski ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) istifası, uzun süredir kulislerde konuşulan “yeni parti” iddialarının en somut adımı olarak görülüyor.
AKP’nin kuruluşunda görev alan, ancak artık parti içinde aktif siyaset yapmayan birçok ismin Babacan’la beraber yeni parti kuruluşunda görev alacağı konuşulurken, harekete destek veren en önemli isimlerden birisi de 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Gül’e yakın kaynaklar, bunun gerekçesini, son 1 yıllık başkanlık sisteminin Türkiye’yi getirdiği noktaya bağlıyorlar. “Türk tipi başkanlık” olarak adlandırılan Anayasa değişikliğine de karşı çıkan Gül’ün, yakın çevresiyle şu görüşü paylaştığı belirtiliyor: “İşler yolunda gitseydi, yeni bir parti kurulmasını konuşuyor olmazdık. Kuruluşunda yer aldığımız partide kalır, başarılı olması için gerekli katkıyı da sağlardık. Ancak gelinen noktada Türkiye, bir üçüncü dünya ülkesi konumuna geriledi. Biz yıllarca devlet hizmetinde bulunmuş insanlarız, demokrasi, özgürlükler, insan hakları, ekonomideki gidişat karşısında, bu aşamadan sonra suskun kalamazdık.”
***
Merkez sağa daha yakın
BBC’nin haberine göre, Babacan’a destek veren isimler arasında, ağırlıklı olarak AKP’nin kuruluşunda ya da ilk iktidar yıllarında partide ve hükümetlerde görev alan siyasetçiler, bazı tanınmış ekonomistler ve iş insanlarının yer aldığı belirtiliyor. Eski bakanlar Beşir Atalay, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Nihat Ergün’ün de aralarında bulunduğu isimlerin Babacan hareketine destek verdiği ifade ediliyor. Kulislerde, Babacan hareketinin ağırlıklı olarak AKP tabanından karşılık bulacağı tahminleri yapılsa da, liberal ekonomi politikaları ile merkez sağa daha yakın bir siyasî çizgide olacağı ifade ediliyor. Bu nedenle, yeni parti daha çok Turgut Özal’ın kurucusu olduğu Anavatan Partisi modeline benzetiliyor.