Şeytanın bu desisesine benzer diğer bir desise ile, insanın selâmet-i fikrini ifsat ediyor. Hakaik-ı imaniyeye karşı sıhhat-i muhakemeyi bozuyor ve istikamet-i fikriyeyi ihlâl ediyor. Şöyle ki:
Bir hakikat-i imaniyeye dair yüzer delâil-i ispatiyenin hükmünü, nefyine delâlet eden bir emare ile kırmak ister. Halbuki kaide-i mukarreredir ki “Bir ispat edici, çok nefyedicilere tereccüh ediyor.” Bir dâvâya müsbit bir şahidin hükmü, yüz nâfîlere racih olur. Bu hakikate bu temsil ile bak.
Şöyle ki:
Bir saray, yüzer kapalı kapıları var. Bir tek kapı açılmasıyla o saraya girilebilir, öteki kapılar da açılır. Eğer bütün kapılar açık olsa, bir iki tanesi kapansa, o saraya girilemeyeceği söylenemez.
İşte hakaik-ı imaniye o saraydır. Her bir delil, bir anahtardır; ispat ediyor, kapıyı açıyor. Bir tek kapının kapalı kalmasıyla o hakaik-ı imaniyeden vazgeçilmez ve inkâr edilemez. Şeytan ise, bazı esbaba binaen, ya gaflet veya cehalet vasıtasıyla kapalı kalmış olan bir kapıyı gösterir; ispat edici bütün delilleri nazardan ıskat ediyor. “İşte bu saraya girilmez. Belki saray değildir, içinde bir şey yoktur” der, kandırır.
İşte ey şeytanın desiselerine müptelâ olan bîçare insan! Hayat-ı diniye, hayat-ı şahsiye ve hayat-ı içtimaiyenin selâmetini dilersen ve sıhhat-i fikir ve istikamet-i nazar ve selâmet-i kalp istersen, muhkemat-ı Kur’âniyenin mizanlarıyla ve Sünnet-i Seniyyenin terazileriyle a’mâl ve hatıratını tart. Ve Kur’ân’ı ve Sünnet-i Seniyyeyi daima rehber yap. Ve “Eûzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm” de, Cenab-ı Hakk’a ilticada bulun.
İşte bu On Üç İşaret, on üç anahtardır. Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın en âhirki sûresi ve “Eûzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm”in mufassalı ve madeni olan “Esteîzü billahi bismillahirrahmanirrahim. Kul eûzü bi-Rabbi’n-nâs... (ilâ âhir)” [De ki: Sığınırım insanların Rabbine • İnsanların Melik’ine • İnsanların İlâhına • İnsanların kalbine sinsice vesvese verenlerin şerrinden • Cinden ve insanlardan olan şeytanların şerrinden (Nâs Sûresi: 1-6)] sûresinin hısn-ı hasini ve kal’a-i metîninin kapısını o on üç anahtarla aç, gir, selâmeti bul!
. “Seni her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın.” (Bakara Sûresi: 32)
. “De ki: Ey Rabbim, şeytanların vesveselerinden Sana sığınırım.” (Mü’minun Sûresi: 97)
. “Onların yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım.” (Mü’minun Sûresi: 98)
Lem’alar, On Üçüncü Lem’a, s. 173-175