"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

'Keşke dememek için yazdım'

29 Mayıs 2021, Cumartesi
Gazetemiz yazarlarından Misbah Eratilla ile Efsus Yayınları’nda çıkan Kayıp Çocuklar kitabı üzerine konuştuk.

*Gazetemizde yayımladığınız hikâyelerinizi kitaplaştırmaya devam ediyorsunuz. 2019 yılı sonunda “Kırmızı Kurdele’nin Sırrı” yayımlanmış ve kısa sürede tükenmişti. Şimdi de “Kayıp Çocuklar” kitabınızla okuru selâmlıyorsunuz. İlk kitaptan başlayalım. Okurun bu ilgisini neye bağladınız?

Bahsettiğiniz gibi Kırmızı Kurdele’nin Sırrı iki bin adet basıldı ve bir yıl içinde tükendi. Şimdi ikinci baskının hazırlığı yapılıyor. İlk kitap umduğumun üstünde bir ilgiyle karşılandı. Dâvetli olarak okullarda kitapla ilgili söyleşilerde bulundum. İmza günleri düzenlendi. TRTKürdi’de kitapla ilgili konuştuk. Röportajlar yapıldı. Özellikle öğretmenler ilgi ile karşıladı. Öğrencilerden gelen yorumlarda sevindiriciydi. Yüksek lisans öğrencilerinin ödev konusu oldu. Özellikle eğitim fakültesi öğrencileri kitabı muhakkak okumaları gerektiğini söylediler. “Kitabı kimler için yazdın?” denildiğinde önce kendime yazdığımı söyledim. Çünkü kırk yılı aşkın eğitim hayatımda gördüklerimi ve yaşadıklarımı duygu, düşünce süzgecinden geçirerek yazdım. Kitabın ileriki zamanda daha çok ses getireceğine inanıyorum.

*Kayıp Çocuklar, Kırmızı Kurdele’nin Sırrı’nın devamı gibi. Bu kitabınızda neler anlatıyorsunuz?

İkinci kitabı çocukların duygu ve düşüncelerinden yola çıkarak yazdım. Hikâyelerin bazıları daha uzun olmuş. Tohumdan fidana, fidandan ağaca geçişleri gibi çocuk gözüyle büyümeleri ve yaşadıkları anlatılıyor. Yaşarken kırılan dalları ve kırılan camlar sonrası çocuğun zihninde ve yüreğindeki etkisini anlattım.

*Kitapta sizi en çok etkileyen hikâyeler hangisiydi?

Kayıp Çocuklar’da 29 öykü var. Her hikâyenin kendine has farklı güzelliği var. Herkes farklı bir hikâyeyi daha çok sevebilir. Hikâyelerin içinde benim de yaşadığım hikâyeler var. Çocuk yaşadığı kalp kırıklığını hangi yaşa gelirse gelsin unutmaz. O yaralar kolay kolay kapanmaz. Kaç yaşına gelirse gelsin dokunduğunuzda o yara kanar. Bir konuşmamda dediğim gibi nasıl kuşlar kanadı kırıldığında uçamazlarsa çocukların da kanadı kalpleridir, kalpleri kırılınca hayata küserler. Hikâyeleri duygusal atmosfer içinde yazdım. Yazıları yaşayarak yazdım. Her hikâyenin yüreği inciten bir yanı olduğu gibi yol gösteren bir eğitici yanı da var. Her hikâyede insanın bir yanını görebiliriz. Bir de bu hikâyeleri sonraki yıllar keşke dememek için yazdım.

*Yıllardır eğitim camiasının içindesiniz. Bu durum yazarlığınızı nasıl etkiliyor?

İlkokula başladığımda sınıfımız çok kalabalıktı. Oturacak yerim olmadığından o yıl pencere kenarında ayakta kaldım. İlkokul üçüncü sınıfa kadar okumayı öğrenemedim. Okumayı öğrendikten sonra kitapların doyumsuz dünyasına girdim. Kitaptaki tat ve lezzeti aldım. Kitap okudukça mutlu oldum. Lise birinci sınıfta Risale-i Nur’la tanışınca seri okumalar hayatımı değiştirdi. Okuduğum kitapların altını çizerek kenarlarına notlar düştüm. Kitap okuma çeşitlerim artınca çocuk dünyasını anlatan kitaplar ilgimi çekti. Çocuk psikoloji ile ilgili kitaplar okumaya başladım. Ardından çocuk gözüyle anlatılan romanlar, hikâyeler okudum. Bu çalışmalara devam ederken çocuk gözüyle yazmaya başladım. Eğitimci olmam sıfatıyla çocukları anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Ne iş yaparsanız yapınız kendinizi işinizde yetiştirmezseniz o işi sevmez, faydalı olmazsınız. Çocuğu tanıdıkça mesleğinizi sevmeye başlıyorsunuz.

*Hikâyelerinizde Bediüzzaman etkisi görünüyor. Kitabınızı okurken Emirdağ sokaklarında “Bediüzzaman Dede…” diye Üstadın arkasından koşan çocukların seslerini duyar gibi olduk. Küçük Sözler’deki ibretli hikâyeleri hatırladık. Bediüzzaman, hikâyelerinizin neresinde duruyor?

Çok farklı kitaplar okuyorum. Her kitap ve yazıda faydalı yönleri bilgi havuzuma attım. Risale-i Nurlar’ı kaynak alan bu okumalarımı yazıya döktüm. 2016 tarihinde Yeni Asya’da yayınladığım “Şükran Çalışkan ve Üstad Dede ”isimli yazımda bir çocuğun gözüyle Bediüzzaman’ı anlatmıştım. Bediüzzaman’ın bir çocuğun yüreğini nasıl anladığını ve onu nasıl rahatlattığını ifade etmiştim. Bediüzzaman Hazretleri bir Risale yazarken ya kendinden bir hatırayla, yâ da bir temsille başlar. Konunun anlaşılması için bu temsiller dürbün gibi uzağı yakına getirir ve konunun anlaşılmasını sağlar. Ben de anlatmak istediğimi hikâyeleştirerek veya yaşanmış bir olayı hikâyeleştirerek yazdım.

*Hikâyelerinizde sade bir anlatımı tercih ediyorsunuz. Zaman zaman Ömer Seyfettin ve Sait Faik tadı aldık. Bu yönde değerlendirmeler size ulaşıyor mu?

Biri bana “Nasıl hikâyeler okumak istersin?” diye sordu. Yıllardır aradığım cevabı hikâye kitaplarını yazarak verdim. Bu hikâyeleri yazarken ve sonradan okurken huzur buluyorum. Bana gelen değerlendirmelerin hemen hemen çoğunda sade ve anlaşılır cevabını alıyorum.

*Yeni Asya’da yayımlanmasına rağmen kitaba girmemiş hikâyeler var. Bunları ne zaman yayımlayacaksınız? 

Hikâyelerinin bir kısmı yayınlandı. Yazma işim uzun zamana dayanıyor ve her gün üstüne koyarak yazıyorum. Uzun yıllardır yaşanmış hikâyeler yazıyorum. İlerleyen günlerde inşallah bu hikâyeleri seri olarak yayınlamayı düşünüyorum. Hikâye kitapları inşallah seri olarak devam edecek. Eylül -Ekim aylarında üçüncü kitabı çıkarmayı düşünüyorum.

*Bediüzzaman ve talebeleri hakkında yaşanmış hikâyeler yayımlıyorsunuz. Bunları da kitaplaştırmayı düşünüyor musunuz?

Bediüzzaman ve talebeleri hakkındaki hikâye tadındaki yazılarımı esasında senaryo olarak kurguladım. Bediüzzaman’la görüşen, sohbetinde bulunanların o anda neler hissettiklerini ve hayatlarında neler değiştiğini göstermek için yazdım. Beş yıla yakındır yazıyorum. Çok kaynağa ulaştım ve o hatıraları hikâyeleştirerek aslına sadık kalarak yazıyorum. Elimde dört- beş kitap olacak kadar yazı var. İlerde seri olarak basmayı düşünüyorum.

*Okurlar kitabınızı nereden temin edebilir?  

Kitap internet üzerinden temin edilebilir.

*Başarılarınızın devamını diliyoruz. Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Ben de teşekkür ederim.

RÖPORTAJ: SEDAT SERDAR

Etiketler: Misbah Eratilla
Okunma Sayısı: 5339
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ihsan

    29.5.2021 10:30:26

    Allah razı olsun hocam.

  • Halil İbrahin KARAHAN

    29.5.2021 04:00:19

    Allah razı olsun tebrikler.

  • Cenk Çalık

    29.5.2021 02:47:30

    Maşallah barekallah. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyor ve istifade ediyoruz. Kitaplarınızda da aynı grafiğin artarak devam edeceğine inanıyoruz. Allah razı olsun. Yolunuz açık olsun inşaAllah! Amin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı