"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risâle-i Nur’da bayram telâkkisi

Şemseddin ÇAKIR
08 Temmuz 2022, Cuma
Bilindiği gibi dinî bayramlarımız şeair-i İslâmımızdır. Bu vesileyle kurbanı, bayramı ve haccı öncelikle genel anlamıyla tanımlayıp sonra yorumlamak istiyorum.

Kurban bayramı ve hac; Din-i İslâm’ın kudsî ve semavi bir kongresi ve İslâm dininin saadetinin ve neşesinin engin ifadesidir. Böyle bir bayramın ittihad-ı İslâm’a vesile olmasını bütün ruh-u canımızla niyaz ediyoruz.

Kurban; yakın olmak. Kurban olmak; sevenin sevdiği uğruna canıyla, malıyla ve bütün maddî-manevî varlığıyla teslim ve yok olması demektir. Malum, sevenler sevdiklerine “kurban olayım” derler. Bu söz sevginin ve fedakârlığın son haddini gösterir. Kurban etmek yine; en sevdiklerini imanın uğruna feda etmektir. İşte Hz. İbrahim aleyhisselâm ve Hz. İsmail aleyhisselâm misali… Acaba biz de Hz. İbrahim misali İsmail’imizi; ve Yasir’ler, Ammar’lar, Sümeyye’ler, Hubeyb’ler, Hamza’lar ve Bediüzzaman’lar misali canımızı ve cananımızı feda edebiliyor muyuz? Nasıl bayramlarda bir nefer, mareşal ile beraber huzur-u padişaha girer. İşte onun gibi her bir mü’min hacda veliler gibi; tavaflarda, Arafat’ta Rabbü’l-Alemîn’in huzuruna durur. Hacca gidemeyenler için hususi bir müjde ise; eğer bir mü’min Fecr Suresi’nde haber verilen mübarek “leyâli-i aşere”yi (on mühim gece, Zilhicce’nin başından onuna kadar) ihya ederse Cenâb-ı Hakk ihsan-ı şahanesinden onları da feyizyab eder. 

Yani bayram, fedakârlıktır. “Sanma biz bu dünyaya taleb-i devleti câh etmeye geldik! Biz bu dünyaya bir yâr için âh etmeye geldik!” gibi edebî ve tasavvufî ifadelerden de anlaşıldığına göre bayram, icabında çile de ister ve Arafat’a varıncaya kadar da haccın kendine has zorlukları vardır. İşte bayram bu gibi duyguların hepsini ifade eden küllî bir fedakârlığın ifadesidir.

Fıkhî olarak kurbana gelince: Hicrî ikinci yılda bu vecibe tahakkuk etmiş zira, Kevser Suresi: “Fesalli lirabbike venhar.” [Rabbin için namaz kıl ve kurban kes] şeklinde nazil olmuştur. Bu ayetin mesajı, Efendimiz aleyhissalâtü vesselâmın şahsında bütün mü’minleredir. Fakat İmam-ı A’zam Hazretleri bu emri vacip olarak yorumlarken İmam-ı Şâfiî Hazretleri ise sünnet olarak telâkki etmiştir. Ancak bu vucûbiyet; Hanefî mezhebinde de, zenginlere mahsustur. Yani nisap miktarı baz alınmaktadır.

Bu arada şunu da belirtelim ki, kurbanı şiddetle emreden hadis-i şerifler de vardır. Mesela;

1- “Hali kurban kesecek kadar müsait olup da kurban kesmeyen kimse, bizim mescidimize yaklaşmasın.” gibi. Efendimiz (asm)’ın bizzat kendi mübarek elleriyle iki koç kurban ettiği de mervîdir.

2- “Kurbanlarınızı büyük hayvanlardan kesin, çünkü onlar Sırat’ta sizin bineğiniz olacaktır.” gibi teşvikler de, işin önemine işaret etmektedir.

Hele bilhassa bayramlardaki o tekbirler, iki milyar civarında insanın “Allahü ekber” demesi koca arzın büyüklüğü nispetinde semavattaki seyyare arkadaşlarına işittiriyor gibi; aynı şekilde milyonlarca hacının Arafat’ta beraber birden “Allahü ekber” demeleri, 1400 sene evvel Resul-ü Ekrem (asm)’ın âli ve ashabıyla söyledikleri tekbirlerin aks-i sadası olarak sanki günümüze ulaşmıştır. Yani bu tekbirler, Rabbü’l-Âlemîn’in azametine ve ulviyetine şayeste bir ta’zimdir.

Mesnevî-i Nuriye’den: “Ey insan! Senin elindeki nefis ve malın senin mülkün değil, belki sana emanettir! O emanetlerin mâliki her şeye kadîr, her şeyi bilir bir Rahîm-i Kerîm’dir. O, senin yanındaki mülkünü senden satın almak istiyor. Tâ senin için muhafaza etsin, zayi olmasın. İleride mühim bir fiyat sana verecek.” Demek; Cenâb-ı Hakk kendi malıyla bizi zengin etmek için malını bizden istiyor, tâ ki o mal bizim olsun. Demek onun malı ona verilmezse işte o zaman mahrum olunacaktır. Yani Kurban, Allah’ın malını Allah’a satmaktır. Onun için yine Üstad mesnevide;

“Vücudunu Mûcid’ine feda et. Mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın.” demektedir.

Not: Okuyucularımın ve alem-i İslâm’ın bayramlarını tebrik ederim.

Okunma Sayısı: 2526
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı