"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Filistin'de çocuk olmak

Şeyma Nur Çimen
22 Mayıs 2021, Cumartesi
Sabahın pek de kolay gelmediği, gecenin pek de kolay gitmediği bir dünyaya doğup, doğduğun gün ölmek için bir sebep verilmesidir eline Filistin’de çocuk olmak…

Daha dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlamadan, annesinin, babasının yüzüne doya doya bakamadan Cehennemin ortasında kendisini bulmaktır Filistin’de çocuk olmak.

Her yeni güne yeni bir korkuyla gözlerini açmak, aile üyelerinden birinin eksikliğini görerek, memleketinin herhangi bölgesinde kulakları sağır edercesine bomba sesleri, silâh sesleriyle güne başlamanın adıdır Filistin’de çocuk olmak. Küçücük bedenlerin düşman karşısında elif gibi dimdik durup, gözlerinin içine korkusuzca bakıp “Allah’ın kutsal kıldığı yeri size teslim etmeyeceğiz. Sizden korkmuyoruz.” Diye haykırıp küçücük kalplerinde iman aşkıyla dimdik ayakta durabilmek buna rağmen fotoğrafını çekmeye çalışanlara karşı sanki savaş yokmuş da sanki ülkesi katledilmiyormuş da sanki arkadaşlarıyla oyun oynuyormuş gibi poz verirken gülümseyebilmektir Filistin’de çocuk olmak…

İsimleri belki Ahmet, belki Muhammed belli değil. Yaşadığı yıllar boyunca kaç kere özgürce parkta koşuşturup oynadılar ya da böyle bir zamanı hiç yakaladılar mı? Ne yiyip ne içtiler? Evleri hayalindeki gibi pembe panjurlu muydu? Diğer çocuklar gibi kendine has odası her çeşit oyuncakları oldu mu? En önemlisi ailesi var mıydı? Bir babası var mıydı, yoksa şehit olan veya İsrail hapishanelerinde işkence altındaki babasının yerine kardeşlerine kendisi bakmak zorunda mıydı? Bilinmez. Bilinen sadece gözleri önünde ailesinin, arkadaşlarının acımasızca katledilmesine seyirci kalan ve bunları gözlerinden akan yaşların kirli suratlarından akarken kollarıyla silip anlattıkları içler acısı hikâyeler oldu. Enkazların altında canı pahasına da olsa bir umut arayışı vardı, bir aile arayışı vardı. Belki annesi, belki babası, belki de kardeşi… birini bulsa ah keşke bulsa da hâlâ hayatta kalan bir aile efradı var mı öğrense.

Henüz 7-8 yaşlarında ellerinde taşlar, sopalarla sokaklarda ülkesini savunma peşinde bir çocuk. Arkadaşlarıyla ya lastik yakacak ya da taş atacaktı. Attığı taşın karşılığında da sicim gibi yağan kurşunlardan yere yatarak kurtulacaktı. Ve kurtulduğunda başka bir haber onu yıkacaktı babasının şehit olduğu haberi. Ellerinde ne varsa bırakıp babasının cenazesini götüren insanlara doğru avazı çıktığı kadar hıçkırıkla birlikte haykırarak koştu. Kim bilir en son ne zaman nasıl gördü babasını? “ Elveda baba” haykırışları sardı Filistin’i. Bir çocuğun babasına hazin ve son vedası…

Ve bir diğeri oda henüz 7-8 yaşlarında daha kendi benliğini bilmeden, tanımadan annesi onu kardeşinin yanında bırakıp ülkesini savunmaya gitmişti. Annesine bir şey olursa kardeşine kendisi annelik yapacaktı. Daha kendisi annesine doyamamışken kokusunu içine çekip gözlerinin içine aşkla bakamamışken, dünyadan bir haber kundağında mışıl mışıl uyuyan kardeşine annelik yapacaktı. Dışarıda bomba sesleri, silâh sesleri kulakları sağır ederken kendisini bırakıp kardeşinin kulaklarını kapattı. Kendi canından vazgeçip kardeşinin üzerine siper oldu. Çünkü aileden geriye kalan sadece oydu ve onu korumak zorundaydı her şeye rağmen..

Bir de Filistin gençleri var çocuklardan bir adım daha önde duran, kendilerini siper eden gurur timsali, cesaret timsali gençler var Filistin’de.

Hani genç bir kız vardı. Adı Meryem Afifi. Ülkesini savunurken İsrail askerlerince gözaltına alınan Meryem. Gözlerinin içinde korkudan eser yok askerin yüzüne yüzüne bakıyor adeta haykırıyor “ bizi yıldıramayacaksınız, bizi bitiremeyeceksiniz” diyor. Kendisini çeken kameraya bakıyor Meryem gülümsüyor. Ve o genç kız askere şu ders dolu sözleri haykırıyor: “ben ne yaptım? Dövülen bir çocuğu korumaya çalıştığım için mi? Evlerinden çıkarılmak istenen insanları koruduğum için mi bu haldeyim? Sen şu an ne hissediyorsun? Biliyorum sen de bir insansın, bir ailen var, belki çocukların var. Onlar büyüdüğünde zalimlerin tarafında olmasını ister misin? Sen küçük bir çocukken geleceğe dair hayaller kurarken bunu mu hayal ettin? Yanlış tarafta olmayı mı? Büyüyünce zalim olacağım mı dedin? Büyümeyi hayal eden ve rüya gören bir çocukken, istediğin bu muydu? Zalimlerin yanında olmak?” Allah’ım o ne güzel cümleler, o ne büyük bir ders.

Çok daha az sürede çok daha fazlasını yapmak zorunda kalmaktır Filistin’de çocuk olmak… Doğru ya da yanlış, elindeki bilgi ile ne söylenirse hayatı pahasına oyun oynadığını zannederek anneni, babanı, abini bir kere daha görmeyi dünyadaki her şeyden daha çok isteyerek… Herkesin harcı değildir Filistin’de çocuk olmak… Çocukluğunu yaşamadan çabucak büyümek demektir.

Filistin’de işte böyle çocuklar, gençler vardı. Ne pahasına olursa olsun kendisini siper, canla başla cihad eden, Kudüs’ü asla yalnız bırakmayan, vücudu delik deşik olmuş... Gözleri vücudunu terk etmiş, iki çukurla etrafı seyrediyordu. Olanı biteni anlamaya çalışıyordu. Lânetliyordu bu savaşı olmayan gözlerle…

Lânet sana İsrail.

ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM…!

Okunma Sayısı: 7744
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kayra

    20.3.2024 17:23:42

    Merhaba bu yazı beni çok etkiledi izniniz olursa okul dergimizde yazınızı paylaşmak isteriz

  • Okur

    22.5.2021 13:03:23

    Okumaya dahi zorlanırken, olanı karşıdan izlemeye dahi yürek yetmezken... Rabbim sen yetiş Filistin’in evlatlarına, zulme uğrayan tüm mazlumlara... Âmin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı