Eğer, kâinata felsefe ehli nazarıyla bakılsa; sınırsız, ihtiyaçları olan zayıflıklar ve acizlikler içindeki hayat sahibi varlıkların, insana hüzünlü bir tabloyu sergilediği, insana feryad ettiren bir tablo sunduğu belirtilmektedir. Şu halde kâinatta cereyan eden şefkat kanununu nasıl okuyabiliriz?
Esasen kâinattaki bütün canlılar, derin bir şefkatle ve yüksek bir merhametle ikramlarla muamele görmektedir; hal lisanıyla ve samimane bir şekilde ettikleri duâlarına rahimane bir şekilde cevap verilmektedir. Binaenaleyh kendini tanıttırmak ve sevdirmek isteyen zatın, bu fiillerinin arkasında görülen bu lezzetlendirme ve nimetlendirme ikramları, gayet büyük bir şefkatin ve merhametin varlığını ispat etmektedir.
Meselâ, bir çeşit rızık isteyen ağaçlar güçsüz ve ihtiyarsız olduklarından, onlar tevekkül eden bir hal üzere dururlarken rızıkların onlara koşup gelmesi ve âciz yavruların nafakaları, hayret bırakan bir şekilde tulumbacıklardan ağızlara akması, hem o yavrulara annelerin şefkatlerinin yardımcı olarak verilmesi göstermektedir ki, Rezzak ve Rahman olan bir zat bu rızıkları onlara temin etmektedir.
‘Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir’1 âyeti göstermektedir ki, Rahman, Rahim olan Cenâb-ı Hak, rızkını kendisi sağlayamayan, âciz ve güçsüz olan canlılara, yavrulara rızıklarını umulmadık yerlerden vermektedir ve bütün hayvanlara her baharda âdeta gaybtan gönderdiği rızıklarla vaadini yerine getirmektedir. Kur’ân âyetlerinde esbabperest insanlara dahi, esbab perdesi altında yine O’nun rızıklandırmasıyla rızıklarının verildiği ilân edilmektedir.
Evet, kâinatın tek bir sayfası olan bahara bakıldığında, rahmet eserleri okunabilmektedir. Öyle ki, hadsiz ve pek çok çeşitlerde lezzetli, tatlı rızıklar; hiçten, kuru topraktan ve kemik gibi köklerden çıkarılmakta ve çekirdeklerden, su katrelerinden yetiştirilmektedir. Her baharda, gaybi bir hazineden gelen yüz bin çeşit yiyecekler ve lâzım olan maddeler intizamlı bir şekilde, hayat sahiplerine gönderilmektedir. Ve özellikle erzak paketleri içinde yavrulara gönderilen süt konservelerinin bulunması, çok büyük bir şefkat, merhamet ve hikmet içinde yaratıldıklarını anlatmaktadır ve bu, apaçık bir şekilde bir Rahman-ı Rahîm’in gâyet şefkatli ve terbiye edecek bir surette rahmet cilvelerinin olduğunu ve ikramlarının bulunduğunu ispat etmektedir.2 Ayrıca insanın bu âlemdeki duâlarına nihayetsiz rahmetle cevap verildiği gibi ahiret âlemleri ile ilgili emellerine de rahimiyetle cevap verilmektedir. Nitekim ebedî saadetleri arzulayan mü’min kullara Cennet müjdelenmektedir.
Dipnotlar: 1- Ankebut Sûresi, 60. 2- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, Yeni Asya Neşriyat.